06 Kasım 2019 11:48
Murat Dağı'ndaki altın madeni projesine dair bilirkişi
raporunda, siyanür sızarsa kitlesel ölümler olabileceği ortaya koyuldu. Kütahya
Barosu, raporun ardından yürütmenin durdurulmasını talep etti.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
Murat Dağı'nda altın ve gümüş madeni kurulması projesine
olumsuz görüş bildiren bilirkişi raporunun içeriği belli oldu. Siyanür sızması
durumunda kitlesel ölüm riskinin bile olabileceğini ortaya koyan bilirkişi
raporunun ardından Kütahya Barosu "ÇED olumlu" kararının iptali
davasında yürütmenin durdurulması talebiyle mahkemeye başvuruda bulundu.
Kütahya'nın Gediz ilçesi Murat Dağı'nda geçen ağustos ayında
yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporu geçen günlerde belli oldu.
"ÇED olumlu" kararı için "Harita Mühendisliği açısından
Koordinatları Onaylanan keşif ile ilgili bölümlerde yer alan açıklamalar
bağlamında Biyoloji Bilimi, Kimya Bilimi, Çevre Mühendisliği, Harita
Mühendisliği, Hidrojeoloji Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği, Maden
Mühendisliği, Orman Mühendisliği ve Ziraat Mühendisliği açısından UYGUN
OLMADIĞI Kanaatine varılmıştır” denilen raporun ardından Kütahya Barosu,
Kütahya İdare Mahkemesine yürütmeyi durdurma talebiyle bir dilekçe verdi.
Dilekçenin içeriğinde bilirkişi raporunun ayrıntılarına da yer verildi.
ÇED RAPORUNDA CEVAPLANMAYAN SORULAR
Bilirkişi raporunun bilimsel bir rapor olduğuna dikkat
çekilen dilekçede, bu rapora göre madenin çalışması durumunda ortaya çıkacak
gürültünün yöre halkı üzerindeki etkisine dair soruların ÇED raporunda yanıtsız
kaldığı ifade edildi. Yine maden atıklarının ve projeden kaynaklanan kirliliğin
yöre halkı üzerindeki etkisinin ne olacağı sorusunun ÇED raporunda
cevaplanmadığı ortaya konulurken, özellikle Küçüksu Barajı ve Gümele Göleti
üzerindeki olası etkilerine dikkat çekildi.
BÖLGEDEKİ DEPREM GERÇEĞİ
Bilirkişi raporunun en önemli vurgularından biri ise
bölgedeki depremsellik gerçeği oldu. Bölgenin birinci derecede deprem bölgesi
olduğu ifade edilirken tarihte yaşanan depremlerin önemli hasarlar verdiğine
dikkat çekildi. Raporda depremlerde havuzların yıkılması, liç sahasının zarar
görmesi durumunda yüksek metal içerikli akışkanların yüzey suyu ile ovadaki
Gümele Göleti, Murat Çayı ve Gediz Nehri'ne ulaşma riski olduğu dile
getiriliyor.
Ayrıca gerek yığın liç sahası, gerekse pasa sahasının
altındaki jeolojik örtünün gevşek çakıl blok ve kumlardan oluşması ve yer yer
geçirgen olduğunun da altı çiziliyor. Rapor, burada olası bir hasar esnasında
kirlenmiş ve metal içerikli suların yer altı sularına süzülme riskinin
yüksekliğine dikkat çekerken, mahkemeye sunulan yürütmeyi durdurma istemli
dilekçede şu görüşler dile getiriliyor:
Reklam
"Söz konusu alanın 1. Derece Deprem Bölgesi olması, 100 Km .lik Simav Fay
Hattının çok yakından geçmesi; 5-6 Şiddetinde 36 Adet, 6-7 Şiddetinde 2
Adet, 7 den büyük şiddette 1 Adet Büyük depremin varlığını, Emet–Gediz Fay
hattını, Emet Simav Fay Hattının diri fay hattı olduğunu, dava konusu ÇED
raporunun sahalarının diri fay hattına çok yakınlığı, depremlerin yıkıcı
etkileri ve büyük can kayıplarına sebebiyet verdiği bilirkişi kurulunca açıkça
ortaya konmuştur."
2 BİN 100 DEĞİL YAKLAŞIK 200 BİN AĞAÇ KESİLECEK!
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Bilirkişi kurulu raporunda bölgede kesilecek ağaç sayısıyla
ilgili de çarpıcı tespitler mevcut. ÇED raporuna göre 2 bin 100 ağaç
kesileceği, bunun bin 689 metrekareye 1 ağaç düşeceği anlamına geldiği
belirtilirken, uydu görüntüleri ve keşif sırasındaki gözlemlerin, ağaç
kapalılığını yansıtmadığı, Orman İdaresi tarafından belirlenen "354,84 ha işletme
alanı"ndan kesilecek ağaç sayısının 190 bin 89 adet olduğu ifade ediliyor.
Ayrıca bozuk orman alanındaki sahalarda ağaç sayısı da belli değil.
MEVCUT EKOSİSTEM BİNLERCE YILDA OLUŞTU
ÇED raporunda ekosistemin 50 yılda eski haline geleceğinin
yazdığına dikkat çekilen dilekçede, "Mevcut orman ekosisteminin binlerce
yılda oluşmuş ve dengeye ulaşmış bir yapıya sahip olduğu hiçbir zaman göz ardı
edilemeyeceği bilirkişi kurulu raporunda belirtilmiştir" deniliyor.
KİTLESEL ÖLÜM RİSKİ
Bilirkişi raporunda, siyanür barajının çökmesi durumunda
yaşanacak riskler de şöyle sıralanıyor:
"Siyanürün barajın çökmesi, yıkılması, taşması
durumlarında içme ve kullanma sularına karışması sonucu yaşanabilecek akut
zehirlenmeler insan ve hayvanları etkileyebilir. Sızan siyanürün miktarına göre
geniş çaplı kitlesel ölümlere neden olabilir."
Sunulan dava dilekçesinde bilirkişi raporundan şu alıntılar
yapıldı:
"ÇED raporunda sunulan risk dereceleri ve sayısal
skorlar spekülasyonlara açıktır. Zira barajlarda bekletilen atıklardaki ağır
metaller hiç dikkate alınmamıştır."
Sel, aşırı yağışta havuzların taşması, batı ocak ve doğu
ocak sahanlarının su ile dolması ve toprak kayması risklerinde sadece
etkilenecek tehlike altındaki kesim olarak çalışanların gösterilmesi de
eksiklik olarak nitelendiriliyor.
AĞIR METALLER NASIL BERTARAF EDİLECEK?
Bilirkişi raporundaki şu tespit de dikkat çekiyor:
"Sunulan ÇED raporunda düzenlenmesi öngörülen
faaliyetin sebep olabileceği etkilerin tüm boyutları ile değerlendirilmediği
anlaşılmaktadır. Olaya daha çok siyanür kirliliği olarak bakılmış açığa çıkacak
ağır metallerin bertarafı için hangi önlemlerin alınacağı açıklanmamıştır.
Ayrıca yüksek rakımlı bir çalışma sahasında depolanan zehirli atıkların sulara
karışması durumunda hangi noktalara kadar uzanabileceği, kaç kişiyi
etkileyebileceği ağır metal kirliliğinin canlılar, sucul yaşam ekosistem flora
ve faunaya etkileri değerlendirilmemiştir."
Yine raporda siyanür zehirlenmesi ile ilgili riskler dikkate
alınırken "Ancak yaygın etkisi daha geniş olan ve asit, liç sırasında suya
karışacak ve atık barajlarında açıkta depolanacak olan cıva, nikel, kurşun,
arsenik, antimon, krom ağır metalleri ile alüminyumdan kaynaklanan su ve toprak
kirlenmesinin olası sonuçlarına hiç değinilmemiştir" tespiti dikkat
çekmekte.
Bilirkişiler ayrıca Murat Dağı'ndaki Turizm Bölgesinin
işetme sahalarına yakınlığına da vurgu yapılıyor.
Kütahya İdare Mahkemesi Başkanlığına sunulan dilekçede
bilirkişi raporundaki bu tespitlere vurgu yapılarak madene verilen "ÇED
Gerekli Değildir" kararının yürütmesinin durdurulması isteniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder