19 Nisan 2020 16:35
Kültür mirası Beypazarı tarihi kentine 18 km uzaklıktaki Doğanyurt
köyü kalker ocağı tehdidi altında. Doğanyurtlular Derneği ve yurttaşlar ocağa
verilen ruhsatın iptali için dava açtı.
Fotoğraf: Ceren Gamze Yaşar'ın çalışmasından
alınmıştır.
Özer AKDEMİR
Geçtiğimiz günlerde Türkiye'den UNESCO Dünya Mirası Geçici
listesine alınan beş varlıktan birisi Beypazarı tarihi kenti oldu. Kültür
mirası Beypazarı'na 18 km
uzaklıktaki Doğanyurt köyü ise kalker ocağı tehdidi altında. Anadolu ile Avrupa
arasında bir ekolojik koridor olan bölge dünyada benzerleri özenle korunan
fosil ormanlarına da sahip. Yöre halkının dava açtığı kalker ocağı mera
alanlarının yanı sıra, yaban hayatına ve koruma altındaki arkeolojik eserlere
etkisi bilimsel bir çalışmaya da konu oldu.
ALTERNATİF ÇED RAPORU
Beypazarı'nın Doğanyurt köylüleri bu günlerde yapımı
planlanan kalker ocağına karşı mücadele ediyorlar. Köy yakınlarında yapımı
planlanan 94,4 ha 'lık
kalker ocağında elde edilecek malzemeler villaların dış cephe kaplamalarında
kullanılacak. ODTÜ Kentsel Politika Planlaması ve Yerel Yönetimler Anabilim
Dalı doktora öğrencisi olan Ceren Gamze Yaşar, 2019 yılı Aralık ayında Ekoloji
Kolektifi tarafından basılan "Beypazarı – Doğanyurt Mera Alanı Üstünde
Kurulması Planlanan Kalker Ocağı için Ekolojik ve Mekansal bir
Değerlendirme" adlı çalışmasında kalker ocağının yöreye etkilerini
inceledi. Bir anlamda alternatif ÇED raporu da denebilecek bu bilimsel
çalışmada kalker ocağının çevreye, yaban haya¬tına, bölge halkına, tarihi,
kültürel ve doğal mirasa, tarımsal üretime, hayvancılığa ve yörenin ekonomisine
etkileri bilimsel yöntemlerle mekânsal, coğrafi ve istatistikî olarak ele
alındı.
"KALKER OCAĞI EKOLOJİYİ SON DERECE OLUMSUZ
ETKİLEYECEKTİR"
Çalışmasında, Doğanyurt köyü yakınlarında yapılmak istenen
kalker ocağı ruhsat alanını içinde bulunduran meranın, bölgede yaşayan
yurttaşların temel geçim kaynağı olarak sürdürdüğü hayvancılık faaliyetleri
için kullanılan temel alan olduğunun altını çizen Yaşar, "Ruhsat alanının 6 km güneyinde Yaban Hayatı Koruma
Alanı mevcuttur. Bu bölgedeki yaban hayatı çeşitliliği oldukça yüksektir.
Ayrıca Doğanyurt, Nallıhan Tepeleri Önemli Doğa Alanı (ÖDA) sınırı içerisinde
ve Kirmir Vadisi Önemli Doğa Alanı sınırında yer almaktadır. Bu nedenle taraf
olduğumuz uluslararası sözleşmeler ve mevzuatımız kapsamında bölgede korunması
gereken bitki, hayvan, kuş, memeli ve sürüngen türleri mevcuttur" dedi.
Ruhsat sahasında yer alan mera alanının bölgenin en önemli kırsal ekonomik
girdisi olan hayvancılık için elzem olduğuna dikkat çeken Yaşam, "Ruhsat
sahasında başlanacak maden faaliyeti toz, gürültü, hava şoku ve vibrasyon
kirlilikleri kullanılan meranın ortadan kalkmasına sebep olarak ekolojiyi son
derece olumsuz etkileyecektir" dedi.
FOSİL ORMANLAR DÜNYADA AÇIK HAVA MÜZESİ...
Yöredeki yaban hayatının Türkiye ortalamasının üstünde bir
çeşitliliğe sahip olduğuna işaret eden Yaşar, 4-5 kilometre yakındaki
Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme alanının da bu çeşitliliği beslediğini dile
getirdi. Aynı bölgede taşlaşmış (petrifiye) fosil ağaç kalıntılarına
rastlandığını aktaran Yaşar, "Doğrudan ruhsat alanının bulunduğu vadide
gözlenip fotoğraflanmış bu fosil ağaçların yanı sıra, Beypazarı Tarih ve Kültür
Müzesinde sergilenen taşlaşmış ağaç örnekleri de bulunmaktadır Bulunan ve gözlenen
çok sayıda ağaç fosili, bölgede fosil orman varlığına işarettir" dedi. Bu
tür bulgu alanlarının dünyada benzerlerinin az da olsa bulunduğuna vurgu yapan
Yaşar, bunlara örnek olarak, şimdi bir açık hava müzesi olarak ziyarete açılmış
olan Amerika’daki Mezozoik yaşlı silisleşmiş orman fosillerini verdi. Yaşar son
yıllarda Yunanistan’ın Midilli adasında yine bir açık hava müzesine
dönüştürülmüş taşlaşmış ağaçların olduğunu da ifade etti. Yaşar, özellikle
kalker ocağına verilen ruhsat alanının bulunduğu kuzey kesimlerde sıklıkla
gözlenen fosil taşlaşmış ağaçların Beypazarı ilçe merkezinde de turistik bir
öğe olarak kullanıldığını dile getirdi.
KALKER OCAĞI YAPILMAK İSTENEN BÖLGENİN ÖZELLİKLERİ
Alanın çok yakınında 2 yerleşim yeri, yakınlarında 8 kırsal
nitelikli yerleşim, 4 akarsu kolu, orman alanları, otlatma sahaları, mera
alanları, tarım alanları, 1. derece arkeolojik SİT, 2. derece doğal SİT, iki
tabiat parkı, İnözü vadisi, Yaban Hayatı Koruma Alanı, Kirmir Vadisi
bulunmakta.
Alan, Batı Karadeniz bölgesinden İç Anadolu Bölgesine geçiş
alanında yer almakta.
Köroğlu Dağları, İnözü Vadisi ve Kirmir Vadisi arasında ve
Nallıhan Tepeleri doğa alanı içinde kalan bu alan pek çok kuş, hayvan ve bitki
türüne ev sahipliği yapmakta ve bu türlerin bir kısmı yok olma tehdidi altında
olan ve koruma altına alınmış türlerdir.
Ruhsat alanının bulunduğu coğrafyayı da kullanan kızıl
geyikler, küçük akbaba, sakallı akbaba ve kara akbaba türleri, yaban hayatı
koruma alanını kullanan karacalar ve bölgeyi kullanan vaşaklar ve diğer pek çok
yaban hayvanı için ruhsat alanı bir geçiş bölgesi ve yaşama alanı niteliği
taşımakta.
Bunun yanı sıra ruhsat alanının bulunduğu vadi ve çevresinde
çok sayıda fosil – taşlaşmış ağaç kalıntısı gözlenmiş ve ağaç fosillerinin ufak
bir kısmı Beypazarı Tarih ve Kültür Müzesinin kayıtlarına da geçmiştir ve
sergilenmektedir. Fosil orman olduğu düşünülmekte olan bölge taşlarının önemli
bir kısmı taşlaşmış ağaçlardan oluşmaktadır.
DAVA AÇILDI
Kalker ocağına verilen ruhsatın iptalli için geçtiğimiz
günlerde Doğanyurtlular Derneği ve yurttaşlar tarafından dava açıldı. Bölgenin
özellikle yaban yaşamı varlığı ve fosil ormanlar nedeniyle sit alanı ilan
edilmesi için de başvuru yapıldı. 94,5 hektar olan ruhsat alanının 87,15 hektarı
mera alanı olması ve mera alanlarında madencilik faaliyetleri ile ilgili yasal
düzenlemeler gerekçe gösterilerek kalker ocağı için verilen ruhsatın iptali
istendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder