16 Nisan 2020 04:05
Anadolu parsının en son yaşadığı yerlerden birisi olarak
bilinen Beşparmak (Latmos) Dağları, şimdi de yine nesli tükenme tehdidi
altındaki bir karaleylek ailesine ev sahipliği yaptığı belirlendi.
Fotoğraf: Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Daha düne kadar nesli tükendiği varsayılan Anadolu parsının
en son yaşadığı yerlerden birisi olarak biliniyor Beşparmak (Latmos) Dağları.
Şimdi de yine nesli tükenme tehdidi altındaki bir karaleylek ailesine ev sahipliği
yaptığı belirlendi. Zengin biyoçeşitliliği ile Anadolu coğrafyasının en güzel
köşelerinden birisi olan Latmos ne yazık ki maden ocaklarının tehdidi altında.
LEYLEĞİN KARA VE UTANGAÇ OLANI
Karaleylekler kuzenleri beyaz leylekler gibi göçebe
kuşlardır ancak onların aksine utangaç kuşlardır ve insanlardan uzak durmayı
yeğlerler. Bu nedenle yuvalarını genelde sarp kayalıklarda ya da insanların çok
uğramadığı yaşlı ormanlarda yaparlar. Aydın yöresindeki ekoloji ve çevre
mücadelesi veren Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı
Bahattin Sürücü geçtiğimiz günlerde Latmos Dağlarında bir karaleylek ailesi
tespit ettiklerini açıkladı. Sürücü fotoğrafladıkları bu karaleylek ailesinden
yola çıkarak bir kez daha Latmos’un güzelliklerine ve korunmasının önemine
vurgu yaptı. Sürücü, Aydın bölgesinde bugüne kadar sadece İmamköy’deki toprak
falezlerde yıllardır yuva yapan bir çift karaleyleğin varlığının tespit
edildiğini aktararak, “Latmos Dağları’nda araştırmalar yaparken birçok kez
karaleyleği uçarken tespit etmiş ancak yuva yerlerini bulamamıştık. Latmos’ta
yaşayan EKODOSD Gönüllüsü Nurdal Bıçak, sarmaşık topladığı sırada kayalıklarda
leyleğe benzeyen iri bir kuşun yuvasını gördüğünü bildirdi. Yaptığımız
incelemelerde Latmos (Beşparmak) Dağları’nın film platolarını andıran
olağanüstü güzellikteki jeolojik oluşumları olan gnays kayaların içinde bir
çift karaleyleğin yuva yaptığı belirlendi” dedi.
Fotoğraf: Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
DOĞANIN MUCİZESİ BİR KAYA
Karaleylek ailesinin Latmos’un bu eşsiz coğrafyasında
kendilerine muhteşem bir yuva yaptıklarını belirten Sürücü şunları söyledi;
“Öylesine güzel bir kaya bulmuşlar ki, doğanın mucizesi bu kaya. Karaleylek
yavrularına dıştan gelecek tehlikeye karşı koruyacak, güvenli uygun koşullara
ve yüksekliğe sahip, aynı zamanda yuva alanının üzerinde yavrularını güneşten
ve yağmurdan koruyacak şekilde doğal bir kalpak kayayla kapatılmış durumda ve
insanın bile böyle bir yere yuvasını yapası geliyor.
Reklam
Fotoğraf: Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
LATMOS’DA DOĞAYA MÜDAHALE EDİLMEMELİ
Karaleyleklerin Latmos’un vahşi doğasının içinde devam eden
zengin yaban hayatının küçük bir göstergesi olduğunu ifade eden Sürücü, bir
zamanlar Anadolu parslarının en yaygın yaşadığı yerlerden biri olan Latmos
Dağları’nın bakir coğrafyasında, her an nadir ve ilginç bir canlıyla
karşılaşmanın mümkün olduğunu dile getirdi. Bu zengin biyoçeşitliliği ve özgün
coğrafi yapısına rağmen Latmos’ta özellikle kuars-felspat maden ocaklaının
çoğaldığını aktaran Sürücü, “Latmos Dağları’nda doğaya müdahale edilmemeli,
geri dönülmez tahribatlar yaratılmamalı. Buradaki doğal denge bozulursa
bilinmelidir ki bunun acısını önce insanlık çekecektir.
Bir karaleylek gösterdi ki; Latmos’un kayaları cansız ama
bir ekosistem bütünlüğü içinde ekolojik sistemi anlatan ve canlılara hayat
veren, onlara barınak imkanı sağlayan, 8 bin yıl önceki kültürü bizlere kadar
ulaştıran çok önemli doğal anıtlardır. 500 milyon yıldır bizlere ulaşan bu
doğal anıtları taş olarak görmeyelim, parçalamayalım, bizden sonra
yaşayacaklara bırakalım. Doğanın yarattığı bu muhteşem şahaserleri onlar da
görebilsinler”. Sürücü karaleyleklerin doğal yaşam alanlarının korunması için
Aydın Valiliği ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğüne bilgi
vereceklerini ifade etti.
Fotoğraf: Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
KARA LEYLEKLER TEHLİKE ALTINDAKİ KUŞ TÜRLERİNDEN
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Ortaç Onmuş, karaleyleklerin ülkemizdeki nadir türlerden biri olduğunu
ve yaygın olarak insan yerleşim alanları ile iç içe yaşayan beyaz leylekten
farklı olarak insan yerleşim alanlarından uzakta, doğası büyük ölçüde korunmuş
kayalık ya da yaşlı ormanlık alanlarda yaşadıklarına vurgu yaptı. Kara
leyleklerin ülkemizdeki sayılarının oldukça az olduğuna dikkat çeken Onmuş,
"bu nedenle Kara leylekler ülkemizdeki nadir ve tehlike altındaki kuş
türlerinden birisidir. Latmos bölgesinde tespit edilen bu yuvalar son derece
önemli olup, Latmos bölgesinin ne kadar önemli olduğunu gösteren sayısız
unsurdan biridir" dedi.
Fotoğraf: Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
YAŞAMIN KORUNMASI İÇİN LATMOS'UN KORUNMASI GEREKİR
Latmos'un Kara Leyleklerin yanı sıra, Tavşancıl (kartalı),
Puhu, Ak Kuyruklu Kartal, Anadolu Sıvacı Kuşu, Yılan Kartalı ve sayısız ötücü
kuş türü bulunduğuna işaret eden Onmuş, bölgenin aynı zamanda nadir memeli
hayvanlardan Porsuk, Oklu Kirpi, Saz Kedisi, Karakulak gibi çok sayıda memeli
türü ile sayısız sürüngen türünü barındırdığının altını çizdi. Onmuş,
"Latmos aynı zamanda sahip olduğu yüzlerce bitki türlerinden bazıları
dünya üzerinde sadece Latmos’ta görülen endemik bitkileri de barındırmaktadır.
Hatta öyle ki ülkemizde tanımlanan her kara yosunu ve likenin en az 3’te 2’si
Latmos’da tespit edilmiştir. Latmos bir yaban hayatı, botanik ve jeoloji
cenneti olup, ülkemizde az rastlanan tarzda biyoçeşitliğe sahip bir alandır.
Latmos bir Amerikan Yerlisi liderinin doğa için söylediği gibi “Doğa yaşamın
kaynağıdır. Ham madde kaynağı değildir.” Yaşamın korunması için Latmos’un
korunması gerekir" dedi.
Fotoğraf: Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder