22 Nisan 2020 09:09
Kaz Dağı'nda altın madenine karşı 275 gündür devam eden
"Su ve Vicdan nöbeti" koronavirüs gerekçesi ile bitirilmek isteniyor.
Fotoğraf: Çanakkale Belediyesi
Özer AKDEMİR
Kaz Dağı'nda, Çanakkale'nin içme suyunu sağlayan Atikhisar
barajı yakınlarındaki Kirazlı mevkiinde işletilmek istenen altın madenine karşı
275 gündür devam eden "Su ve Vicdan nöbeti" koronavirüs gerekçesi ile
bitirilmek isteniyor. Günlerdir maden alanını gözleyen Balaban mevkiindeki
çadır direnişçilerinin ormana giriş çıkışları Çanakkale Valiliği tarafından
yasaklanırken, valiliğin drone uçuşlarına da yasak getirmesi orman katliamının
yeniden başlayacağı endişelerini güçlendirdi. Ekoloji örgütleri Kaz Dağı direnişinin
yasaklanması girişimine tepki göstererek İl Hıfzısıfhha Kuruluna aldıkları
kararın gözden geçirilmesi talepli dilekçeler verdi.
"ÇADIR DİRENİŞİNİ BİTİRİN" TEBLİGATI
Çanakkale İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu'nun 13 Nisan 2020
tarihinde aldığı karar Kaz Dağı'nın altın madencileri tarafından talanına karşı
mücadele edenleri endişelendirdi. Görünüşte Covid-19 pandemisinin yayılımına
engel olmak ve tarımsal üretimin kesintisiz sürmesi gerekçelerine dayandırılan
İl Hıfzısıhha Kurulu kararının ikinci maddesinde “Orman Bölge Müdürlüğü’nün
izni olmadan ormanlık alanlara girilmesi, konaklanması, gecelenmesi, drone
uçuşu, gösteri, toplantı, program yapılması” da yasaklandı. Bu karar çok
geçmeden Balaban mevkininde altın madencilerinin doğa katliamına karşı devam
eden çadır nöbetinin 270. gününde çadır direnişçilerine tebliği edilerek alanın
boşaltılması istendi. Tebliğde alanın boşaltılmaması durumunda 3 bin liranın
üzerinde idari para cezası kesileceği ve kolluk kuvvetlerinin zor kullanması
ile çadırların kaldırılacağı ifade edildi.
UYGULANAN ÇİFTE STANDART AMACI ELE VERİYOR
Salgın gerekçe gösterilerek kendilerinin bölgeden ayrılmaya
zorlanmasının direnişi bitirme ve maden şirketinin çalışmalarına olanak tanıma
amacını taşıdığını söyleyen çadır direnişçileri ise salgından itibaren
kendilerini alana izole ettiklerini ve gerekli tüm önlemleri aldıklarını
belirterek amacın salgının yayılımını önleme değil Kaz Dağı direnişini
bitirerek madencilerin çalışmasına olanak tanımak olduğunu dile getirdiler.
Nitekim çadır direnişçilerine hatta drone uçuşlarına bile yasak hale getirilen
ormanlarda altın madencileri çalışanlarının girip çıkmasına ses edilmemesinin
olaya yaklaşımdaki çifti standardı ve ardındaki amacı ortaya koyduğunu dile
getirdiler.
EKOLOJİ BİRLİĞİ: YAŞAM SAVUNUCULARI TEHDİT OLARAK GÖRÜLEMEZ
Kaz Dağı'nın korunması mücadelesinde bugün 275. güne ulaşan
çadır direnişinin pandemi gerekçesiyle bitirilmeye çalışılmasına ekoloji
örgütleri tepki gösterdi. Ekoloji Birliği yaptığı yazılı açıklamada,
"Çanakkale’de şehir merkezinde ve köylerde yaş nedeniyle
evden çıkamayanlar dışında insanların büyük bir bölümü sokaklarda
rahat rahat dolaşırken ve iş yerlerinde çalışırken, Çanakkale’deki maden
projeleri ve termik santralde işçiler çalışmaya mecbur bırakılmışken,
Kirazlı’da halen Alamosgold (Doğu Biga A.Ş.) çalışanları ormanın içinde
bulunmakta iken, Kirazlı’da çadırda bulunan yaşam
savunucularının Kovid yayılımı için tehdit olarak görülmeleri kabul
edilemez bir durumdur" denildi.
"DRONE YASAĞI NEYE HİZMET EDİYOR?"
Pandeminin başladığı günden bugüne kadar nöbet alanındaki
yoğunluğun azaltılarak izolasyon uygulandığı ve hijyen koşullarının
arttırıldığının altını çizen Ekoloji Birliği, "Kazdağları’ndaki evleri
sayılan çadırlarında, nöbet alanında izole koşullarda kalan yaşam savunucularının
tahliye edilmesi ve salgının gittikçe daha çok yayıldığı ülkemizde
şehirlerarası yolculuğa zorlanmaları arkadaşlarımızın hayatlarının riske
atılması demektir" denildi.
Ekoloji Birliği drone uçuşlarına getirilen yasağın da neye
hizmet ettiğinin belli olmadığını belirterek, "Çanakkele’deki tüm
madencilik faaliyetleri ve termik santraller durdurulmalı ve çalışanlarına
ücretli izin verilmelidir. Ruhsat süresi dolduğu halde halen 400 bin ağacı
kesen ve ormanlık alanda ruhsatsız olarak bulunan Alamos Gold’a (Doğu Biga
Madencilik) göz yumulurken Kaz Dağları nöbetini bitirme niyetiyle uygulanan
tahliye kararından geri dönülmesi gerekmektedir" ifadelerine yer verildi.
Fotoğraf: Ekoloji Birliği
HIFZISIHHA KURULUNA "ALTIN MADENİ FALİYETİNİ
DURDURUN" DİLEKÇESİ
Öte yandan ekoloji Örgütleri Çanakkale Valiliği'ne, İl
Hıfzıssıhha Kurulu'na ve CİMER'e gönderdikleri dilekçelerle Covid-19 salgını
süresince Kaz Dağındaki altın madeni faaliyetlerinin durdurulmasını istedi.
Covid-19 pandemisinin altın arama ve çıkarma çalışmalarını yeniden
değerlendirmeyİ zorunlu kıldığına dikkat çekilen dilekçelerde, "Bu salgın
hastalığa göre ruhsat ve izin faaliyetleri yenileninceye dek İl Umumi
Hıfzısıhha Kurulu tarafından Alamos Gold şirketinin faaliyetlerinin
durdurulmasına, şirket elemanlarının ve şirket ekipmanlarının altın arama
sahasından tahliye edilmesine, aksi takdirde Covid -19 salgınıyla ilgili olarak
bilimsel veriler ortaya çıktığında bu konuda gereğini yapmayan kamu
görevlilerinin hukuki ve cezai sorumluluğunun doğacağını belirtir gereğinin
ifasını talep ederiz" denildi.
KAPİTALİSTLERİN KORONAVİRÜS FIRSATÇILIĞI
EGEÇEP'de yazılı bir açıklama yaparak Kaz Dağı'ndaki çadır
nöbetinin bitirilmesi girişimlerini koronavirüs salgının kapitalist yağma
amacıyla fırsata çevrilmek istendiğini dile getirdi. EGEÇEP açıklamasında,
"Konu koronaya karşı önlem ise madenler, termik santraller ve diğer toplu
çalışılan işyerleri neden tatil edilmiyor? Direnişi sonlandırmanın asıl
amacının, salgına karşı önlem almak değil, Alamos Gold ve diğer altın
madencilerinin önündeki engelleri kaldırmak amacını güttüğünü anlamak için
kahin olmaya gerek yok" denildi.
CHP'Lİ KARACA: DERDİNİZ SAĞLIKSA MADENCİLERİ DURDURUN
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar
Biçer Karaca pandemi gerekçesi ile "Su ve Vicdan Nöbeti"nin
bitirilmek istenmesi üzerine gizlenen Kaz Dağı raporunu paylaştı. Karaca,
Çanakkale İl Hıfzısıhha Kurulu kararını samimi olmamakla eleştirirken,
Kirazlıtepe Madeniyle ilgili gizlenen Çanakkale Halk Sağlığı Müdürlüğünün yazısını
basınla paylaştı.
"VALİLİK SAMİMİ İSE KURUL GÖRÜŞÜNE SAHİP ÇIKSIN"
Karaca, Kirazlıtepe Madeni’ne ait ÇED sürecinde Çanakkale İl
Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından sunulan kurum görüşün sümenaltı edildiğine
vurgu yaparak, “Valilik sağlık konusunda samimi ise, Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün
kurum görüşüne sahip çıksın. Su ve Vicdan nöbetini değil, madenci firmanın
faaliyetlerini durdurmaya çalışsın. Sağlık Koruma Bandını, kurum görüşüne
aykırı biçimde belirlemişler. Valilik bununla ilgili adım atsın”
değerlendirmesinde bulundu.
MADENCİLER SAĞLIK KORUMA MESAFESİNE UYMAMIŞ
Karaca’nın basınla paylaştığı İl Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün
16.06.2015 tarihli Kurum görüşünde "Sağlık koruma bandı mesafesi; ruhsat
alanı sınırlarınız içerisinde kalacak ve ÇED alanı sınırından dışarıya doğru 100 m olarak
önerilecektir" denmesine rağmen, ÇED raporunda sağlık koruma bandı içeriye
doğru 50m ve 10 m
olarak belirlenmiş. Ayrıca maden faaliyetinin 119 Bin kişin içme ve kullanma
suyu sağlayan tek su kaynağı olan Atikhisar Barajını etkileyeceğini belirten
Halk Sağlığı Müdürlüğü, kümülatif etki değerlendirmesi eksik yapıldığına
dair eleştiri sunarak bölgedeki tüm maden faaliyetlerini kapsayacak biçimde,
çevre ve halk sağlığı açısından bölgesel stratejik çevre etki
değerlendirmesinin yapılması gerektiği belirtilmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder