17 Ocak 2024 Çarşamba

AYM'den altın madeni ile ilgili karar: Maden özel yaşamı ve aile hayatına saygı hakkını ihlal etti

 

17 Ocak 2024 12:41


AYM Erzincan İliç yakınlarında işletilen altın madeninin özel yaşamı ve sağlığı tehdit ettiği iddiası ile yapılan başvuruda yurttaşı haklı bularak ihlal ve yeniden yargılama kararı verdi.



Fotoğraf: Orhan Kurul/Evrensel



Özer AKDEMİR

Anayasa Mahkemesi Erzincan İliç yakınlarında işletilen altın madeninin özel yaşamı ve sağlığı tehdit ettiği iddiası ile yapılan başvuruda yurttaşı haklı bularak ihlal kararı verdi. AYM kamu kurumlarının yeteri özeni göstermediği, yurttaşın ve kamunun yararını gözetmediği gerekçeleri ile yeniden yargılama yapılmasına karar verdi.

MADENİN KAPASİTE ARTTIŞINA DAVA

Erzincan'ın İliç ilçesi Yakuplu köyü yakınlarında işletilen altın-gümüş-bakır madenin açık ocak işletmesinin revizyon ve kapasite artırımına 9/8/2018 tarihinde çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararı verildi. Bu kararın iptali talebiyle köylülerce açılan davada gerekçelerden birisi de özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindi.

ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Erzincan İdare Mahkemesinde görülen davada projenin çevresel etkilerinin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmediğini, mera alanları ile ilgili gerekli izinler alınmadan sondaj, yarma ve galeri faaliyetlerinin gerçekleştirildiğini, bu durumun tarım ve hayvancılığa olumsuz yansıyacağını, kirlenen yüzey sularının çevre köylerin içme suyunu etkileyeceğini, projede kullanılacak kimyasalların insan sağlığına ve ekolojik sisteme zarar vereceğini ileri sürülüyordu.

BİLİRKİŞİLERDEN MADENE 'OLUR' RAPORU

Yargılama sürecinde yapılan bilirkişi keşfinde orman mühendisi, çevre mühendisi, jeoloji mühendisi, maden mühendisi ve inşaat mühendisinden oluşan beş kişilik bilirkişi heyeti raporunda projenin toplam olumsuz etkilerinin tahammül edilebilir boyutta olduğu, çevrenin rehabilitasyonu için gerekli tedbirlerin taahhüt edildiği ve ÇED olumlu kararının ulusal ve uluslararası mevzuatta belirlenen teknik kriterlere ve eşik değerlere uygun olduğu değerlendirildi. Mahkeme de bu bilirkişi raporuna dayanarak açılan davayı reddetti. Kararın temyizinde ise Danıştay Altıncı Dairesi 20/2/2020 tarihinde kararın hukuk ve usule uygun olduğu, bozulmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddi ile kararın onanmasına oyçokluğuyla karar verdi.

DANIŞTAYIN İKİ ÜYESİ KARŞI OY VERDİ

Danıştay da bu onama kararına katılmayan iki üye karşı oy gerekçesinde proje alanının %22'sinin mera olduğunu ve dava dilekçesinde projenin tarım ve hayvancılıkla ilgili olumsuz etkilerine ilişkin iddialara yer verildiğini, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunu hazırlayan heyette ziraat mühendisi bilirkişi bulunmadığını, projenin özellikleri ve dava dilekçesindeki iddialar dikkate alınmak suretiyle yeni bir bilirkişi heyetiyle yeniden keşif ve inceleme yaptırılarak hazırlanacak yeni raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini ifade ettiler.

AYM BAŞVURUYU KABUL EDİLEBİLİR BULDU

Danıştay'ın bu onama kararından sonra köylülerden Eşref Demir AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda altın madeni kapasite artışı nedeniyle ailesiyle ikamet ettiği köyün projeden etkilendiği, köye çok yakın mesafede atık depolama tesisi yapıldığını ve bu tesise tehlikeli kimyasallar döküldüğü, tesisin insan sağlığı ve ekolojik yaşam açısından tehlike arz ettiği, bu nedenle metalürji ve malzeme mühendisliği, biyolog ve halk sağlığı alanında bilirkişi talep etmesine rağmen talebinin kabul görmediği belirtildi. Başvuru dilekçesinde ayrıca proje nedeniyle mera alanlarının ve bölgedeki hayvancılığın zarar gördüğü, buna rağmen bilirkişi heyetinde ziraat mühendisine yer verilmediği ve bu hususların bilirkişi raporunda değerlendirilmediği, projenin çevreye verdiği zarara dair bilimsel ve görüntülü delillerin Mahkemece dikkate alınmadığı ifade edilerek adil yargılanma hakkının, yaşam hakkının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği ileri sürüldü.

BİLİRKİŞİ HEYETİNDE ZİRAAT BİLİRKİŞİSİ DE OLMALI

Adalet Bakanlığının itirazlarını yerinde görmeyen AYM davayı kabul edilebilir bularak başvurunun özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmesi uygun gördü. Mahkeme 16 Ocak 2024 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan kararında

Mahkeme çevresel meseleler bağlamında devletin usule ilişkin yükümlülüklerinin daha önce AYM'nin çeşitli kararlarında ortaya konulduğunu hatırlattı. Madenin kapasite artışına 'olur' veren bilirkişi raporunu hazırlayan heyette tarım ve hayvancılıkla ilgili hususların mütalaası için ziraat mühendisi bilirkişi bulunmadığına dikkat çekilen kararda, "Bunun yanında bilirkişi raporunda proje faaliyet alanında kalan mera nedeniyle bölgedeki hayvancılığın etkilenip etkilenmeyeceğine ilişkin esaslı bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. ÇED raporunda bölge sakinlerinin temel geçim kaynağının hayvancılık olduğu, proje alanında kalan meranın aktif olarak kullanıldığı ifade edilmiş; bilirkişi raporunda ise meranın yer yer tahrip olduğu tespitine yer verilmekle yetinilmiş, projenin hayvancılık üzerindeki olası etkileri ve gerekli tedbirler irdelenmemiştir" ifadelerine yer verildi.

AYM YENİDEN YARGILAMA YAPILMASINI İSTEDİ

AYM, bilirkişi raporunda söz konusu meranın proje bitiminde rehabilite edileceği ve oluşan zararın telafi edileceği belirtilmişse de uzun bir süre devam edecek olan madencilik faaliyetinin bölgenin temel geçim kaynağı olan hayvancılık üzerine etkisinin de incelenmediğine dikkat çekerek bu hususta ÇED raporunda gerekli tedbirlerin öngörülüp öngörülmediğinin ortaya konulması gerektiğinin altını çizdi. Yerel mahkemenin bilirkişi raporundan hareketle ortaya koyduğu inceleme ve gerekçesinin sınırlı olduğu, davacının belirli iddialarına doğrudan bir cevap verilmediğinin belirtildiği kararda, "başvurucunun bu iddialarının yargı mercileri önünde gerektiği gibi değerlendirilmesi imkânını elde edemediği görülmüştür" denildi.

AYM'nin oy birliği ile verdiği kararda şöyle denildi; "yer verilen tespitler ışığında kamusal makamların olaya özenle yaklaşmadığı, olayda söz konusu olan kamusal ve bireysel menfaatleri gerektiği şekilde değerlendirmediği ve özel hayata saygı hakkı bağlamında pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği değerlendirilmiştir. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.". Mahkeme bu verdiği karar sonrası tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğuna hükmetti. Mahkeme "Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir" dedi.

BU TÜR DAVALAR ÇEVRE DAVASINDAN ÇOK SİYASİ DAVAYA GİRİYOR

Maden şirketine karşı 2016 yılından bu yana hukuki mücadele yürüten yöre köylüsü Eşref Demir AYM kararı ile ilgili gazetemize şunları söyledi; “Hukuk mücadelesini her alanda veriyoruz vermeye devam edeceğiz Anayasa Mahkemesinin bu kararı bize büyük bir moral oldu. Beklentim yeniden yargılamaydı ve o da yerine geldi. Umarım yerel mahkemeler bu karar sonrası daha özverili ve daha isabetli kararlar vermeye gayret gösterirler. Ama siz de takdir ederseniz ki bu tür davalar çevre davalarından ziyade siyasi davalar kategorisine girmekte bu da yerel mahkemelerin isabetli karar verme imkânını kısıtlamaktadır.”

https://www.evrensel.net/haber/508308/aymden-altin-madeni-ile-ilgili-karar-maden-ozel-yasami-ve-aile-hayatina-saygi-hakkini-ihlal-etti?a=83226

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...