Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Rüzgar enerji santralleri (RES), tepelerden o güzelim Çeşme
manzarasına karşı dönüyor. Turizm ve tarım cenneti bu gidişle bir RES cehennemine
dönecek.
Çeşmenin en verimli tarım topraklarının bulunduğu Sarnıç
bölgesinde narenciye, zeytin, sebze üretimi yapan Çeşmeliler, RES’leri bir
sabah ellerine tutuşturulan acele kamulaştırma kararı ile öğrenmişler. Kararda,
tarlalarından, zeytinliklerinden, bahçelerinden bir bölümünün
kamulaştırılacağı, bu arazilerin parasının bankaya yatırıldığı yazıyormuş.
Doğma büyüme Çeşmeli olan Esen Fatma Kabadayı, Whiting RES’lere karşı mücadele
edenlerin en önde gelenlerinden. Biyolog olan ve mastırını çevre bilimleri
üzerine yapan Kabadayı, kamulaştırma kağıtlarını gördüklerinde gözlerine
inanamadıklarını belirterek, “Birinci kural olması gereken halka danışmak,
doğru yer seçmek daha başlangıçta uygulanmadı. Eğer sorarsanız bu projeler için
ne yanlış, neyi doğru ki diyebilirim bugün.”
SİT ALANINDA, YERİ YANLIŞ ÜSTELİK KAÇAK!
Çeşme Yarımadası’nın 3’te 1’ini kaplayacak biçimde farklı
projeler olduğunu vurgulayan Kabadayı, “Bölgede 4-5 tane, tüm Çeşme genelinde
13’e yakın proje var. Daha ortada projelerin yeri belli olmadan hepsine ÇED
kapsam dışı belgesi verilmiş. Şirketler 50 yerden izin aldık diyorlar ama bu
izinleri denetleyen kimse yok. ABK şirketinin tribünleri resmi olarak
belirlenen koordinatlarda değil mesela. Şirketin idare binası da 1. derece
doğal sit alanında ve kaçak!”
MARİNA MANZARALI RES!
Yaşam alanlarını koruma mücadelesinde karşılarına
şirketlerin yanı sıra, jandarmanın, polisin, savcının da çıktığını aktaran
Kabadayı, “Vatandaşın yanında ise kimse yok. Herkes sermayenin ve gücün hakkını
koruyor” dedi. Kendisi halen Çeşme Belediyesi Meclis üyesi olan Kabadayı,
CHP’li Çeşme Belediyesinin RES şirketine göz yumduğunu, kaçak yapılara müdahale
etmediğini belirterek, “Bu işin altında kimler yok ki; AKP var, Cemaat var, iş
birlikçi sosyal demokratlar var, paraya ve güce tapanlar var” dedi. Kabadayı,
daha gerekli izinler alınmadan CHP ve MHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekmelettin
İhsanoğlu’nun oğlunun RES’lere ortak olduğunu iddia eti. Kabadayı, “Çeşmeyi
çepeçevre saran bir projeden bahsediyoruz ve projeyi tanıtırken Çeşme marina
manzarası olduğunu yazabiliyorlar. Tribünler açısından marina manzarasının ne
özelliği olabilir? Buraları ileride imara açıp, tesis kurabilirler” diye
konuştu.
Doğma büyüme Çeşmeli olan Yılmaz Ertekçe, emekli olduktan
sonra babasından kalan tarlayla bir evi, tarlasının önü RES şirketi tarafından
yol yapıldığı için sel suları altında kalmış. Ertekçe; “Gelip halimizi dahi
sormadılar. Ev yarısına kadar suların içinde kaldı” diye konuştu. Ertekçe, “Bir
kilometre öteye git yine aynı ses” diye RES’lerin ses çıkarmadığının yalan
olduğunu söyledi. Ertekçe’nin eşi Havva Ertekçe ise 6 aydır nedeni bilinmeyen
bir cilt hastalığına yakalanmış. Vücudunda kabarıklıklar, sivilceler çıkan
Ertekçe, bunların RES’lerden kaynaklanıyor alabileceğini söylüyor.
'TERMİK SANTRAL KADAR ZARARLI'
Avukat Mehmet Horuş: “Türkiye’deki sermayenin talanı
enerjiye bağımlılığı dikkate alındığında bunun bir sistem sorunu haline
geldiğini görüyoruz. Böyle olduğu için RES’ler de en az termik santraller kadar
zararlı projeler haline geliyor. Bodrumun, Karaburun’un, Çeşme’nin bize mesajı
şu; yenilenebilir enerji iddiası mevcut sistem içerisinde hayata
geçirilemez.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder