19 Nisan 2017 12:30
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Aydın il ve ilçelerinde pıtrak gibi çoğalan jeotermal
santral ve kuyuları üniversite hastanesi yakınlarına kadar geldi! JES kuyusu,
Adnan Menderes Üniversitesi'nin (ADÜ) 500 metre yakınına açıldı.
SAĞLIK OCAĞI DİBİNE, MEZARLIĞIN İÇİNE
2007'de çıkarılan Jeotermal Yasası ile Aydın topraklarının
yüzde 85'i jeotermal kullanımına açıldı. Birbiri ardına açılan JES'ler sonrası
kentin doğal, kültürel ve canlı yaşamının yanı sıra tarımsal üretiminde ve
sağlıklı gıdalarda da sıkıntılar görülmeye başlandı. Bu JES kuyularının yanı
sıra kuyuları işletmelere ulaştıran boruların geçtiği alanlarda yarattığı
tehlikeler ve sorunlar işin bir başka boyutu oldu. Buharkentte JES işletmesi
Büyük Menderes nehrine 15-20
metre uzaklığa kurulurken, Aydın'ın merkez köylerinden
İmamköy'de ise sağlık ocağı yanına yapıldı. Tekin köyünde Magnezia arkeolojik
sit alanını ihlal eden JES firmaları, Hıdırbeyli'de yerleşim yerlerine,
Alangüllü'de ise mezarlık içinden boru geçirdi! Büyük çoğunluğu 1. sınıf tarım
arazilerine kurulan JES'lerin içinde birçok ağır metal ve zehirli kimyasalların
olduğu akışkanlarının bir kısmını derelere ve nehirlere bırakılıyor.
HASTANEYE 500 METREDE JES KUYUSU
Bu sorunlara karşı mücadele eden ekoloji örgütlerinden
birisi olan Aydın Çevre Mücadelesi (AYÇEM) sözcüsü Dr. Metin Aydın, JES
kuyularının ADÜ Tıp Fakültesi Hastanesinin 500-600 metre yakınına kadar
geldiğini dile getirdi.
Geçtiğimiz günlerde hastaneye yaptıkları ziyaretten
gözlemlerini aktaran Aydın, “üniversite kampus sınırı bitişiğine, ADÜ Tıp
Fakültesi Hastanesine 500-600
metre mesafede jeotermal kuyu çakıldığını, kuyu
bacalarından gazların salındığını, akışkanların dereye akıtılması için
boruların döşendiğini gözlemledik. Jeotermal kuyusundan salınan gazlara bağlı
olarak ortalık çürük yumurta kokuyordu. Kurulmakta olan jeotermal kuyu Kalfaköy
toprak sınırları içinde yer almasına rağmen Tıp Fakültesi Hastanesine daha
yakın konumda yer almakta" dedi.
‘AKIL ALIR GİBİ DEĞİL’
Normalde bir jeotermal santralin çalışır hale gelmesi için
en az 8-10 tane jeotermal kuyuya ihtiyaç olduğunu dile getiren Aydın, "Şu
anda bu alanda bir jeotermal santral kurulu değil. Ama sürece baktığımızda ADÜ
kampusu bitişiğine bir jeotermal santralin ve en az 10 tane daha jeotermal
kuyunun kurulacağını söyleyebiliriz. Aydın'da jeotermal santrallerin çevreye,
canlı yaşamına,bitki örtüsüne verdiği zararlar yoğun bir şekilde yaşanır ve
tartışılırken günlük 30-40 bin kişinin yaşadığı, çalıştığı, eğitim gördüğü,
hizmet aldığı üniversite kampüsü bitişine ve Tıp Fakültesi Hastanesi
yakınına nasıl jeotermal santral ve kuyu yapımına izin verilir akıl alır gibi
değil!" diye konuştu.
HASTANE REKTÖRÜ NE DÜŞÜNÜYOR?
Üniversite rektörünün tüm kirliliğini kampüs içine ve üstüne
boşaltan bu JES ile ilgili ne düşündüğünü soran Aydın, “Aydın kent merkezinde
yaşayan herkes giderek artan şekilde yaz kış jeotermallerden salınan çürük
yumurta kokusundan şikayet etmektedir. Jeotermal gazların içinde Hidrojen
sülfür dışında Radon, CO2, Bor, NO2, N, Metan, Arsenik vs. pek çok kimyasal,
zehir etkili maddeler salınmaktadır. Bu maddelerin hepsi havadan ağır oldukları
için uçup gitmemekte jeotermallerden salındıktan belli bir süre sonra geniş bir
alana çökmektedir. Ve bu gazların hepsi insanların sağlığı için tehlikeli ve
kanserojendir. ADÜ Tıp Fakültesi Hastanesine yakın kurulan jeotermal santralin
saldığı gazların bu hastanede tedavi almaya çalışan hastalar üzerine etkisi ne
olacaktır? Sağlıklı insanların soluyamadığı bu havayı şifa almak için hastaneye
yatan hastaların maruz kalmasını kabul etmek nasıl bir sağlık hizmet
uygulamasıdır, nasıl bir yöneticiliktir, nasıl bir anlayıştır?" diye tepki
gösterdi.
‘SAĞLIK CİNAYETLERİNE ORTAK OLMAYIN’
Aydın'ın jeotermal santral doygunluğuna çoktan ulaştığını ve
günlük yaşamda jeotermallerin zararlarını yoğun bir şekilde yaşadığını ifade
eden Aydın, "Tüm bu gerçeklikler ortada iken Aydın'da yeni bir jeotermal
santral kurulumuna izin vermek, hele hele bunun bir hastane yakınına ve bir
şehrin tepesine kurulmasına izin vermek akıl alır bir uygulama olmayıp acilen
son verilmelidir. Aksi bir tutum Aydın'da yaşanabilecek sağlık cinayetlerine
ortak olmak anlamı taşıyacaktır" diye konuştu. (Aydın/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder