29 Aralık 2017 Cuma

Mordoğan'daki RES'lere verilen ÇED izni 2. kez reddedildi


 29 Aralık 2017 17:45
  
Karaburun Mordaoğan'da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından RES'lere verilen ÇED izni İzmir 3.İdare Mahkemesince iptal edildi.

Mordoğan'daki RES'lere verilen ÇED izni 2. kez reddedildi

Özer AKDEMİR
İzmir
Karaburun Mordoğan'da bulunan RES'lerin kapasite artışı ile ilgili mahkemenin red kararına karşı Bakanlık tarafından yeniden verilen ÇED olumlu belgesi de mahkemece iptal edildi. İlk ÇED'in iptali üzerine "hukuku katleden genelge" olarak bilinen 2009/7 Genelgesine dayanılarak verilen ikinci ÇED'in de iptali sonrası Bakanlığın nasıl bir yol izleyeceği şimdiden merak konusu oldu.
BAKANLIĞIN ÇED İNADI
Ayen Enerji A.Ş.’ne ait Mordoğan RES'in kapasite artışı projesine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ‘ÇED Olumlu’ Kararı, geçtiğimiz yıl Haziran ayında İzmir 3.İdare Mahkemesi’nin oybirliğiyle verdiği kararla iptal edilmişti. Bakanlık, mahkemenin iptal kararından bir ay önce, şirketin projesine 2009/7 sayılı genelgeye dayanarak 2.inci bir ÇED sürecini başlatarak, iptal kararından sonra bu ikinci ÇED için ‘ÇED olumlu’ kararını vermişti. Bir yandan mahkemenin iptal kararını temyize götürerek ilk ÇED olumlu kararında ısrar eden bakanlık, diğer taraftan temyiz sonucunu beklemeden yeni bir ÇED süreci yürütüp şirkete 2inci kez ‘ÇED olumlu’ kararını vermişti. Karaburun Yarımadasında yaşayan 82 yurttaş bu 2. ‘ÇED Olumlu Kararı’nı da geçtiğimiz yılın son ayında yargıya taşımıştı.
İŞTE MAHKEMENİN GEREKÇELERİ
İzmir 6. İdare Mahkemesi ivedi yargılama usulü uyarınca, esastan görüştüğü davada, bölgede yapılan bilirkişi raporu içeriğini de dikkate alarak; 
*3 ÖDA (Önemli Doğa Alanı) kesişiminde, Karaburun ÖDA nın içinde bulunmasının,
*Alan içerisinde yapılan bir günlük keşifte Bilirkişi Raporunda nadir türlerin bulunmuş olması alanın 4 mevsimlik izleme ile ele alındığında daha fazla endemik ve nadir türe ev sahipliği yapabileceği olasılığını doğurduğu, 
*Alanın potansiyel orman alanı olduğu, 
* Bu bağlamda, alanda yapılacak inşa çalışmalarının (türbün, ulaşım yolları vb.) doğal ekosistemin dinamikleri üzerine etkilerinin dikkate alınması gerektiği, 
* Keşif sırasında alan içi ve çevresinde doğal ekosistemin yeşil akasmını tüketen ve örtüyü çıplaklaştıran ''meşe tırtılı'' zararlısının son yıllarda bölgede popülasyon artışının dikkat çekici olduğu, 
* Bölgede yer alan RES’lerin kümülatif etkisinin tür üzerine olası etkisinin dikkate alınması gerektiği, 
* Yapılan bilimsel araştırmalar ışığında mevzuatta yer almamasına karşın planda konumlandırılan türbin alanlarının yerleşim alanlarına yakın mesafede oluğundan yöre hassasiyetlerinin irdelenmesi gerektiğinin düşünüldüğü, 
* EPDK tarafından sınırlandırılmış alanın kısmen Mordoğan Göleti Göl Alanında, kısmen Mutlak Koruma Alanında, kısmen Kısa Mesafeli Koruma Alanında ve kısmen Orta mesafeli Koruma Alanında kaldığı, 
* Flora, fauna, sosyo-ekonomik durum açısından sadece faaliyet alanına değil etki alanının tamamına bakılması gerektiğinden bölge hassasiyetleri yüksek bölge kategorisinde yer aldığı, 
*Bölgede 6 farklı firmaya ait RES projeleri yer aldığı, bu nedenle değerlendirme yapılırken bölgede yer alan diğer faaliyetlerin de sadece gürültü açısından değil flora, fauna, sosyo-ekonomik açıdan değerlendirilmesi gerektiği, 
TELAFİSİ GÜÇ ZARARLARA YOL AÇAR
Mahkeme bu gibi gerekçeleri sıralayarak ÇED Gerekli Değildir kararında hukuka uygunluk olmadığına yine oybirliği ile karar verdi. Mahkeme, Projenin uygulanması halinde çevreyi olumsuz etkileyeceği dikkate alındığından telafisi güç zararların doğumuna yol açabileceğinin de altını çizdi. Bu kararla  Karaburun Yarımadası’nın üzerine, doğal sit alanlarına, meralara, köylerin ve mahallelerin metrelerce yakınına yapılmak istenen RES projelerinin, yenilenebilir enerji kaynağı olarak savunulması ve sunulmasının da mümkün olmadığı açıktır.
YARIMADANIN %71'İ RES SAHASI!
Karaburun Kent Konseyi mahkeme kararı ile ilgili yaptığı açıklamada, yarımada da 6 firma tarafından kurulan/kurulumuna başlanan toplam türbin sayısının şimdilik 234 olduğunu belirterek, bunlar için tahsis edilen proje sahalarının toplamı Yarımada yüzölçümünün %71’ine denk geldiği dile getirildi. . Yarımada’da %13’lük alan kaplayan ve yerleşimin mümkün olmadığı Bozdağ/Akdağ kütlesi hariç tutulduğunda, yaşam alanı olarak geriye kalan alanın Yarımadanın % 16’sı olduğunu dile getiren kent Konseyi, "Yani, Karaburunlular’a  nergis/zeytin/mandalina/keçi/arıcılık/bal üretimi, turizm gibi doğal gelir kaynaklarınızla, Yarımada’da yaşayan tüm canlılara bu dar alanda, bu endüstriyel türbinlerin gürültü/düşük frekanslı ses/gölge/titreşim, yüksek gerilim hatları, türbinleri birbirine bağlarken biyoçeşitliliği yok eden yollar… gibi ekosistemi, yaşam alanlarını, sağlığı tahrip edici etkilerinin altında yaşayın, denmektedir" denildi. Kent Konseyi,    ömrü  20-30 yıl olan bir proje için, parasal değeri ölçülemeyecek doğanın, yaban hayatının, sosyal yaşamın, insan sağlığının  ağır şekilde tahrip olacağını kaydeden Kent Konseyi, "kaybolan tarım, hayvancılık ve turizm gelirleri ve en önemlisi geleceğe olan umudun kaybolmasıdır" dedi. Kent Konseyi açıklamasında "Yarımadamızın kendi doğal-ekonomik değerlerine dayalı kalkınma iradesini yok sayarak sadece bir enerji üretim alanına dönüştürülmesine karşı bugünümüz ve gelecek kuşaklar adına davacı olmaya devam edeceğiz" denildi. 
Öte yandan bu davanın geçtiğimiz aylarda ani gelişen bir hastalık nedeniyle yaşamını yitiren Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra'nın katıldığı son dava olduğunu belirten avukat Cem Altıparmak  "Yeni yıla sadece Karaburun'da değil, ülkemizin ülkenin dört bir yanında, binlerce yaşam savunucusunun ellerinde yükselen ekoloji mücadelesinin içimizi ısıtan, tertemiz umutlarıyla giriyoruz. Bu davadan aldığımız sonuç, sevgili İpar Buğra'nın güzel ruhuna gitsin." dedi
Son Düzenlenme Tarihi: 29 Aralık 2017 18:52

      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...