Meyve ve sebzelerde kullanılan tarım zehirleri ile ilgili
basın toplantısında 'Tarım zehirleri toplumun üzerinde uygulanan bir terördür'
denildi.
“Zehirli meyve sebze istemiyoruz” başlığı ile yapılan imza
kampanyası yaklaşık 50 bin imzaya ulaştı. Kampanya ile ilgili ziraat
mühendisleri odasında gerçekleştirilen basın toplantısında sebze meyvelerdeki
ilaç kalıntıları konusuna bir kez daha dikkat çekildi.
Ege Üniversitesi Ziraat Mühendisliği emekli öğretim üyesi ve
Tarım Ekonomisi Derneği Başkanı Pof. Dr. Tayfun Özkaya ve EGEÇEP dönem sözcüsü
Ali Osman Karababa basın toplantısında kampanya hakkında bilgi verdi.
Bu işe gönül vermiş aralarında ziraat mühendisleri, gıda
mühendisleri, halk sağlıkçılarının olduğu kişiler olarak bu işe başladıklarını
belirten Özkaya, kampanyanın amacının ülkemizdeki sebze ve meyvelerde tarım
ilaçları kalıntısı sorununa karşı olumlu bir şeyler yapmak ve yetkilileri
uyarmak olduğunu belirtti. Özkaya, açılan imza kampanyasında 48827 imzaya
ulaşıldığını dile getirdi. İmzaları ve önerileri başta Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri olmak üzere büyükşehir belediyelerine
ileteceklerini ifade eden Özkaya, “Bu konuda yapılmış araştırmalar tehlikeli
sinyaller vermektedir. Örneğin Gıda Mühendisi Dr. Bülent Şık ve çalışma
arkadaşları tarafından Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal
Araştırmalar Merkezi’nde yapılan araştırma sonuçlarına göre 2013 ve 2014
yıllarında semt pazarlarından tesadüfi olarak toplanan ve en çok tüketilen
domates, biber, hıyar, kabak, patlıcan, portakal ve çilek gibi sebze ve
meyveler laboratuvarda pestisit (tarımsal ilaç) analizine tabi tutulmuş ve
maksimum kalıntı limitlerini aşan gıdaların oranı % 25 olarak bulunmuştur. Oysa
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yaptığı denetim çalışmalarında yasal
limitleri aşan pestisit kalıntılı gıda maddelerinin %1-2 oranında olduğunu
açıklıyordu. Bu açıklamanın doğru olmadığını ve ortada halk sağlığı açısından
ciddi bir sorun olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
Bu limitleri aşan gıdalar resmi kuruluşlarca da insan
sağlığına zararlı yani tüketilemez olarak kabul edildiğini aktaran Özkaya,
hormonal sistem bozucu olarak nitelenen bazı pestisitlerin yasal limitlerin
altında olsa bile sağlığa zarar verebildiğinin altını çizdi. Özkaya, yurtdışına
gönderilen ürünlerde tarım zehiri araştırması yapılırken, iç piyasaya sürülen
ürünlerin ise kontrol edilmediğinin altını çizdi. Özkaya, 2002’den beri iç
piyasada 1200 ürüne tahlil yapılırken bu rakamın yurtdışına giden ürünlerde ise
11 bin olduğunu belirtti.
KUTUPLARDA BİLE TARIM ZEHİRİ BULUNDU
Basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Ali Osman Karababa,
tarım zehirlerinin uygulama sonrasında besin döngüsüne katılan kimyasallar
olduğunu söyledi. Bu tarım zehirlerinden sağlığa zararı olmayan bir tane bile
kimyasal olmadığını ifade eden Karababa, bunların gıdaların yapısına
girerek, suya ve havaya karışarak canlılara ulaştığını belirtti. Kutup
bölgesinde buz katmanlarına yapılan sondajlarda çıkarılan buz kalıplarda bile
tarım zehirlerine rastlandığını kaydeden Karababa, hava akımlarıyla bu
kimyasalların nerelere karda taşınabildiğinin çarpıcı bir örnek olduğunu dile
getirdi. Karababa limit değerlerin de güvenilir değerler olmadığını, değerlerin
altında bile sağlığa zarar verilebileceğini söyledi.
SAĞLIĞA OLUMSUZ ETKİLERİ ÇOK ÇEŞİTLİ
Gıdalarımızın içindeki bu zehirlerin çok çeşitli sağlık
etkileri bulunduğunu söyleyen Karababa, “Bu etkilerin başında farklı organ ve
doku kanserleri yer alır. Bunun yanında hormon sistemi ve doğurganlık,
kalp-dolaşım sistemi, sinir sistemi ve bağışıklık sistemleri de olumsuz
etkilenmektedir. Ayrıca genetik hasara bağlı olarak doğumsal anormallikler,
organlarda işlevsel bozukluklara neden olabilirler. Üstelik birçok
sayıda kimyasalın birleşik etkisi bu sağlık sorunlarının şiddetini ve
çeşitliliğini artırmaktadır” dedi.
Basın toplantısında alınacak önlemlerle ilgili şu maddeler
sıranladı;
1) Toptancı hallerine kalıntı analiz laboratuvarlarının
kurularak, maksimum kalıntı limitlerinin üzerinde kalıntı tespit edilen
ürünlerin satışının engellenmesi ve yasal mevzuatta belirtilen cezai hükümlerin
uygulanması, belediyelere de ceza verme yetkilerinin tanınması
gerçekleştirilmelidir.
2) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı pestisitlerin kullanılmadığı tarımsal tekniklerin kullanılmasına destek vermelidir.
3) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ait laboratuvarlar ile özel yetki almış laboratuvarların aynı sayıda etken maddeyi kontrol etmesi ve elde edilen sonuçların kamuya açıklanması sağlanmalıdır.
4) Kamu adına yapılan kalıntı analizlerinde görev alan özel laboratuvarların kalıntı analizi işini doğru ve güvenilir bir şekilde yapıp yapmadıkları dikkatle denetlenmelidir.
5) Bakanlığın yürüttüğü kalıntı analizi çalışmalarında bir üründe tespit edilen pestisit sayısının kaç tane olduğu da dikkate alınarak sonuçlar değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. (İzmir/EVRENSEL)
2) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı pestisitlerin kullanılmadığı tarımsal tekniklerin kullanılmasına destek vermelidir.
3) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ait laboratuvarlar ile özel yetki almış laboratuvarların aynı sayıda etken maddeyi kontrol etmesi ve elde edilen sonuçların kamuya açıklanması sağlanmalıdır.
4) Kamu adına yapılan kalıntı analizlerinde görev alan özel laboratuvarların kalıntı analizi işini doğru ve güvenilir bir şekilde yapıp yapmadıkları dikkatle denetlenmelidir.
5) Bakanlığın yürüttüğü kalıntı analizi çalışmalarında bir üründe tespit edilen pestisit sayısının kaç tane olduğu da dikkate alınarak sonuçlar değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. (İzmir/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder