17 Eylül 2023 Pazar

İklim ekstremleri araştırmasının gösterdikleri: ‘Yeni normal’i normal mi karşılayacağız? (Pazar yazısı)

 

17 Eylül 2023 04:31




Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel


Çok eskiye gitmeye gerek yok; geçtiğimiz yazı hatta ayı gözlerinizin önüne getirin. Avrupa’nın ve ülkemizin birçok yerinde günlerce yanan ormanlar, “Metrekareye rekor seviyede düşen yağış nedeniyle…” diye başlayan gerekçelerin ardına gizlenen seller ve etkisini her geçen gün daha çok duyumsadığımız kuraklık, susuzluk…

Bütün bu olan biteni iklim değişikliği ile açıklamak bir yanı ile doğru, diğer yanı ile işin kolayına kaçıp suçu insanlığın kendi eliyle yarattığı canavara atmaktan başka bir şey değil. İklim değişikliği gökten zembille inmedi, “Kader planının bir parçası değil”, artık bunu yapılan onlarca bilimsel çalışma içerisinden çok iyi anlayabiliyoruz. Tabii “kalp gözünüz”ü hurafeye alabildiğine açıp akıl süzgecinizi her şeye kapamamışsanız bu bilimsel çalışmaların bir anlamı var sizler için. Öbür türlü her şey “Allah’tan gelen” bir kader kısmet meselesi. Bundan ötesi için ne desek boş yani!..

TÜRKİYE EN RİSKLİ ÜLKELER ARASINDA

Bu hafta “aşırı iklim olayları” diye de tanımlanan iklim ekstremlerine dair yapılmış bilimsel bir araştırmanın sonuçlarını aktarmak istiyorum bu köşede. İstanbul Teknik Üniversitesinden (İTÜ) Prof. Dr. Barış Önol’un da aralarında bulunduğu İTÜ ve Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü (ETH Zürih) iklim bilimcilerinin 1979’dan 2016’ya kadar Avrupa ve Akdeniz ülkelerinin/şehirlerinin iklim ekstremlerinden ne şekilde değiştiğine yönelik araştırması Türkiye açısından da çarpıcı veriler sunuyor.

Veriler iklim ekstremlerinin gittikçe arttığını ve Türkiye’nin riskli bölgede olduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre ülkemiz ve çevresi uç hava olayları, iklim ekstremlerinden Kuzey ve Batı Avrupa’ya göre daha fazla etkileniyor. Başkent Ankara ve İzmir ise Avrupa’da iklim ekstremlerinin en çok arttığı 10 şehir arasında yer alıyor.

İZMİR VE ANKARA ARTIŞ EĞİLİMİ EN FAZLA OLAN 10 KENT İÇİNDE

Günlük hava olaylarını ve kuraklığı inceleyen 10 farklı iklim indeksinin birleştirilmesi ile oluşturularak yenilenen ‘iklim ekstrem indeksine’ göre, 1980’lerin başından 2010’lara gelindiğinde, aşırı kuraklık değerlerinde büyük artış yaşandı. Türkiye, yüz ölçümünün de büyüklüğü nedeniyle, 47 ülkenin değerlendirildiği iklim ekstrem indeksinde 13. sırada kendisine yer buldu. Araştırmaya göre Batı Anadolu’nun tamamı -ve özellikle Ege Bölgesi- riski giderek yükselen bir alan olarak tanımlanırken, ekstrem hava olaylarının kentsel alanlara etkisine bakıldığında ise, tüm Avrupa-Akdeniz bölgesindeki nüfusu yoğun şehirler içinde artış eğiliminin en fazla bulunduğu 10 kent arasında Türkiye’den İzmir ikinci sıradayken Ankara ise dokuzuncu sırada yer aldı.

Araştırma için seçilen 38 yıllık dönemdeki (1979-2016) günlük yağış ve sıcaklık ölçümleri ile sıcak ve soğuk günlerle gecelerin yanı sıra aşırı yağışlı ve aşırı kurak günlerin sayısında da ne yönde değişim olduğu saptandı. Ayrıca, kuraklığın izlenmesi için, aşırı nemli ve aşırı kurak uç değerler de hesaplandı ve zaman içinde bölgedeki değişimler belirlendi.

AŞIRI KURAKLIK TÜRKİYE’DE 10 KAT ARTTI

Araştırmada iklim ekstremlerindeki artışın 21. yüzyılın ilk yarısından itibaren giderek hızlandığı ve 2010 yılında en üst seviyeye çıktığı tespit edilmiş. 2010 yılı aynı zamanda Türkiye’de de meteorolojik kayıtlara göre şu ana kadar ölçülmüş en sıcak yıl.

Akdeniz kıyılarının, Avrupa’nın kalanına kıyasla iklim ekstremlerine çok daha fazla maruz kaldığı görülmüş. 1980’lerin başından 2010’lara gelindiğinde, aşırı kuraklık değerlerinin tüm Avrupa ortalaması için üç kat arttığı ancak bu artış oranının Türkiye’den de birçok kenti kapsayan 30 ila 40 enlemleri arasında 10 kata yaklaştığı ortaya çıkmış. Hal böyle olunca araştırma kapsamındaki 47 ülkeyi göz önünde bulundurarak yapılan sıralamaya göre, iklim ekstrem indeksinde en hızlı artış gösteren ülkeler Bulgaristan, İsrail ve Macaristan. Ancak bu sıralama sizi yanıltmasın. Bu ülkelerin üst sıralarda yer almalarının temel sebebi, daha küçük yüz ölçümüne sahip olmaları. Aynı sıralamada 13. olan Türkiye özelinde düşünüldüğünde, Batı Anadolu’nun tamamını, riski giderek yükselen bir alan olarak tanımlamak mümkün. Bunda, hem sıcaklık hem de kuraklık uç değerlerindeki artışın rolü büyük. Araştırma verileri ile üretilen iklim ekstrem indeksi değerlerinin yüksek çözünürlüklü yerleşim alanları haritası kullanarak yeniden hesaplanması sonrası artış eğiliminin en yüksek olduğu ilk beş şehrin dördünün, Akdeniz coğrafyasında yer aldığı görülmüş. Bunlar sırasıyla Fes (Fas), İzmir, Marsilya (Fransa) ve Tel Aviv (İsrail).

Araştırmada, İzmir’in iklim indeksine göre özellikle 2000’li yılların ortasından itibaren giderek artan ve tüm Avrupa Bölgesi için hesaplanan değerin çok üzerinde yaşadığı gözlenen artışın aslında Batı Anadolu’daki Aydın, Manisa, Denizli ve Eskişehir gibi başka şehirler için de söz konusu olduğu ortaya konuluyor. Bu kentlerin 78 Avrupa şehrini kapsayan listeye üst sıralardan giremeyip liste dışı kalmalarının tek nedeni ise sıralamanın yüksek nüfus yoğunluğu değerlendirilerek yapılması.

Bununla birlikte iklim ekstrem indeksinin azaldığı, Rotterdam (Hollanda), Stokholm (İsveç), Manchester (İngiltere), Kopenhag (Danimarka) ve Lille (Fransa) gibi şehirler de bulunuyor. Bunun nedeni iklim değişikliği nedeniyle soğuk ülkelerin ılımanlaşması. Hesaplamaya dahil edilen 78 şehir içinde yalnızca 17 şehirde iklim ekstremlerinde azalma görüldüğü ortaya çıkıyor.

BUNLAR DAHA FRAGMAN!

Ülkemizde geçtiğimiz ay içerisinde yaşadığımız sıcak hava dalgası hepimizin aklındadır hâlâ. Sıcaktan nefes alamamış, günlerce başımızı sokacak bir serinlik peşinde koşmuştuk. Ülkemizin birçok yerinden 50 derecenin üzerinde gelen sıcaklık ölçümlerine tanıklık ettiğimiz bu günlerin önümüzdeki süreçte yaşayacaklarımızın küçük bir fragmanı olduğunu söylersek nasıl bir sorunla karşı karşıya bulunduğumuz daha iyi anlaşılır.

Yazının başında da vurguladığımız gibi bunlar tesadüfen gelişen, olan biten, kader-kısmetle açıklanacak olaylar, olgular değil. Kapitalist dünyada sera gazı salımındaki artış o kadar büyük ki “Şiddetli hava olayları dopingli bir sporcu gibi rekorlara koşuyor.”

Kapitalist dünyanın yeni normali bu “Normal olmayan, aşırı hava olayları.” Ya bu yeni normalle yaşamayı, daha doğrusu hayatta kalmayı öğreneceğiz, ya da gözümüzün önünde, bilimin olacak dediklerinin bir bir olmasını seyretmeyi bırakıp tüm bu sorunların kaynağı olan sistemi değiştirmek için daha çok çaba göstereceğiz.

 https://www.evrensel.net/yazi/93609/iklim-ekstremleri-arastirmasinin-gosterdikleri-yeni-normali-normal-mi-karsilayacagiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...