13 Eylül 2023 16:59
TMMOB Aydın İKK, Büyük Menderes Deltası'nın Doğal Sit Alanı statüsünün Cumhurbaşkanı kararı ile “Nitelikli Koruma” statüsüne düşürülmesine tepki gösterdi.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Büyük Menderes Deltası'nın Doğal Sit Alanı statüsünün Cumhurbaşkanı kararı ile “Nitelikli Koruma” statüsüne düşürülmesine TMMOB Aydın İKK tepki gösterdi. Statü düşürülmesini “kabul edilemez” olarak niteleyen İKK, “Bu değişiklik kamu politikalarındaki merkezileşmenin ve devletin mali kaynak üretiminde inşaat, maden, enerji ve gıda sektörüne olan bağımlılığın sonuçlarını içermektedir” açıklamasında bulundu.
BU DEĞİŞİKLİKLER KABUL EDİLEMEZ
Konuya dair bir basın açıklaması yayınlayan Aydın İKK, açıklamasında Didim ve Söke İlçelerinde bulunan Büyük Menderes Deltası Doğal Sit Alanı statüsünün 3 Ağustos tarihli kararname ile düşürülmesi ile birlikte Doğanbey, Akköy ve Batıköy de “kesin koruma” statüsünden “nitelikli koruma” statüsüne düşürüldüğüne dikkat çekildi. Bu değişikliklerin kabul edilemez olduğunun belirtildiği açıklamada, şöyle denildi: “Büyük Menderes Deltası Doğal Sit Alanı; Dilek Yarımadası Milli Parkını çevreleyen, ülkemiz için ender bulunan ve günümüze kadar korunan önemli alanlardandır. Söz konusu koruma niteliği düşürülen alan ülkemizin uluslararası öneme sahip sulak alanlarından biridir. Bölge, flora yönünden çok zengin olup belirlenen 804 bitki türü içerisinden 33 tanesi endemik niteliktedir. Bunlardan 6 tanesi de dünyada sadece bu alanda bulunmaktadır. Alan, bitki çeşitliliği nedeni ile Avrupa Konseyi tarafından Flora Biyogenetik Rezerv alanı olarak kabul edilmiştir.”
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
İNŞAAT, MADEN, ENERJİ, GIDA SEKTÖRÜNÜN ETKİSİ
2019 yılı itibarı ile mevzuatta yapılan değişiklerle koruma statüleri ve ilke kararlarının değiştirilip koruma tedbirlerinin esnetildiğine vurgu yapılan açıklamada, bu değişikliklerle birlikte ekolojik temelli bilimsel raporların bakanlık tarafından hizmet alımı ile çeşitli kurum ve firmalara hazırlattığı ifade edildi. Ülkemizde doğal sitlerin ve tabiat varlıklarının korunması kapsamında statü değişiklerinin yapılmasının, bir mevzuat ya da idari değişikliğinin ötesinde koruma politikası değişikliği olduğuna vurgu yapılan açıklamada; “Bu değişiklik kamu politikalarındaki merkezileşmenin ve devletin mali kaynak üretiminde inşaat, maden, enerji ve gıda sektörüne olan bağımlılığın sonuçlarını içermektedir. Özellikle kültür ve doğa varlıklarının inşaat, maden, enerji, alt yapı ve gıda yatırımları karşısında koruma düzeylerinin yasal değişikliklerle birlikte pek çok defa değiştirilmesi; koruma konusunda uzman kurul ve komisyon kararlarına yansıyan 'esnemeler' ve son olarak yüksek kurul ve komisyonlarca alınan ilke kararları, mevcut iktidarın sermaye ile olan ilişkisinden dolayı kamu yararı aleyhine sonuçlanmaktadır” ifadelerine yer verildi.
YANIT BEKLEYEN SORULAR
Açıklamada değişikliklerle ilgili yanıt verilmesi istenen bazı sorular şunlar;
Söz konusu statü değişikliği hangi bilimsel temelli ekosistem raporuna göre yapıldı? Koruma statüsü değişikliği için Komisyonun, alt komisyonların ve Genel Müdürlüğün gerekçeleri nelerdir? Bölgede yoğunlaşan sermaye yatırımlarının bu statü değişikliği ile herhangi bir bağlantısı var mıdır? Sadece Bakanlık tarafından yapılabilecek olan Doğal Sit Alanlarında yapılacak olan en az 4 mevsimi kapsayan Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu neden hizmet alımı ile hazırlatılmaktadır? Bilimsel Araştırma Ekibinde; orman mühendisi, ziraat mühendisi, biyolog, şehir plancısı, su ürünleri mühendisi, jeoloji mühendisi, peyzaj mimarı, çevre mühendisi, harita kadastro mühendisi ve ilgili diğer meslek grupları bulunmakta mıdır? Statü değişikli ile birlikte, bölgede artacak olan insan yoğunluğu ve peyzaj bütünlüğünün bozulmasının ekolojik tahribat yaratacağı öngörüsü yapılmış mıdır? “Nitelikli Doğal Koruma Alanları” ve “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları” için izin verilecek faaliyetlerin kaynak kirliliği, denizsel akıntı ve hareketler ile uzun vadede Dilek yarımadası Mili Parkını ve sulak alan ekosistemini olumsuz yönde etkileyeceği değerlendirilmiş midir? Statü değişikliği ile bölgede mevcut bulunan ve planlanan inşaat, maden, enerji ve gıda yatırımlarının, hem lojistik karasal faaliyetleri hem de çevresel etkileri bakımından yaratacağı riskler belirlenmiş midir?
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
EKOLOJİK YIKIM UYARISI
Aydın TMMOB İKK, iklim krizinin bu denli derinleştiği; kuraklık, su krizi, yanlış hidrolojik planlamalar, kirlilik gibi nedenlerle su kaynaklarının, sulak alanların gün geçtikçe azaldığı; ülkede bulunan su kaynaklarının yönetiminin uluslararası boyut kazandığı böylesi bir dönemde yapılanan statü değişikliğinin sonuçlarının, ekolojik bir yıkım yaratacağı uyarısında bulundu. İKK açıklamasında, “Bölgede hızla artan balık çiftlikleri, karides çiftliği, jeotermal sondaj ile arama, kömür madenciliği gibi bir çok çevresel risk barındıran yatırımlar varken, üstüne plansız kentleşmenin ve yanlış tarım uygulamaların yarattığı ekolojik tahribatlar günbegün ortadayken, Büyük Menderes Deltası Doğal Sit Alanı Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’ndan asla vazgeçmeyeceğiz” denildi. (Aydın/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder