27 Nisan 2024 06:41
Enerji ve maden yasalarında yapılacak değişiklikle
sermayenin doğa talanı önündeki çakıl taşlarını da temizleyecek 15 maddelik
torba yasanın maddeleri üzerine görüşme önümüzdeki hafta başlayacak.
Fotoğra: Özer Akdemir/ Evrensel
Özlem Songül ABAYOĞLU
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
İliç’teki maden faciası sonrası rafa kaldırılan ve Dünya
Bankası ile yenilenebilir enerji alanları üzerine imzalanan kredi sözleşmesinin
ardından yeniden hızla Meclis gündemine getirilen torba yasaya dair tartışmalar
sürüyor.
Enerji ve maden yasalarında yapılacak değişiklikle
sermayenin doğa talanı önündeki çakıl taşlarını da temizleme amacı taşıyan 15
maddelik torba yasanın maddeleri üzerine görüşme ise önümüzdeki hafta
başlayacak.
Yapılacak değişiklikler; maden, doğal gaz, yenilenebilir
enerji alanında faaliyet gösteren uluslararası tekeller ve yerli ortakları için
büyük avantajlar sağlıyor. Torba kanun teklifleri kabul edildiğinde maden
işletmek için rapor gerekmeyecek, göller üzerinde santraller kurulabilecek,
herhangi bir nükleer sızıntıda tesisi işleten sorumlu tutulmayacak, sermayeye
teşvik adı altında milyonlar aktarılacak.
Yasa şubat ayı başında Meclis Genel Kuruluna getirilmek
istenmiş ancak bir gün önce İliç’te maden faciası yaşanması üzerine rafa
kaldırılmıştı. Dünya Bankası ile imzalanan kredi sözleşmesinin ardından tasarı
İliç Araştırma Komisyonunun ilk toplantısının yapılacağı gün yeniden Genel
Kurul gündemine taşınacaktı. Önce Komisyonda gelen tepkiler üzerine tasarıya
dair görüşmelerin Komisyon toplantılarının sonuna kadar erteleneceği söylendi;
aynı günün geç saatlerinde ise Genel Kurulda tartışmaya açıldı. Genel Kurulun
kapanmasıyla torba yasa tasarısındaki maddelerin görüşülmesine önümüzdeki hafta
devam edileceği belirtildi.
Torba yasayı ve iktidarın aceleciliğini EMEP, CHP, DEM
Parti, Yeniden Refah Partisi, Saadet Partisi ve İYİP milletvekilleri gazetemize
değerlendirdi.
TALAN SERBEST HALE GETİRİLECEK
Değişikliklerin sömürge madenciliği için dikensiz gül
bahçesi yaratacağını ifade eden Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve
Antep Milletvekili Sevda Karaca, “Yerli ve uluslararası sermayenin yer altı ve
yer üstü kaynaklarını talan etmesini serbest hale getirmek istiyor iktidar. Bu
tehlikeli değişiklik bir de ‘yeşil enerji’ gibi maskelerle süsleniyor”
ifadelerini kullandı.
Tepkiler üzerine iki kez geri çekilen yasanın üçüncü kez
alelacele yeniden Meclis gündemine getirilmesini değerlendiren Karaca, Hazine
ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uluslararası finans kuruluşlarıyla yaptığı
görüşmelere ve Dünya Bankası ile yakın zamanda imzalanan kredi anlaşmasına
dikkat çekerek “Dünya Bankası ile bu kanun kapsamında önü açılacak talan, yağma
ve sömürü için projeler yapıldığını, milyonlarca liralık ‘hibe’lerin
yenilenebilir enerjiden ziyade doğal yaşamın sermaye tarafından yutulmasının
planlandığını da biliyoruz. Bu yasa iktidarın, uluslararası maden ve enerji
tekelleri ile yerli iş birlikçilerine verdiği sözlerin yasal kılıfıdır” dedi.
"HER YERİ İLİÇ’E ÇEVİRECEKLER"
Bu kanunla birlikte tarım arazilerinin, yaşam alanlarının ve
koruma altındaki doğal yaşam alanlarına maden ve enerji santralleri kurulması
önündeki tüm engellerin kaldırılacağını hatırlatan Karaca, “Hızlı verilen maden
ruhsatları, yerel halkın bu maden yıkımına karşı çıkmasını engelleyeceği gibi,
işçi sağlığı ve güvenliği açısından da ciddi sonuçları olacak. Jet hızıyla
verilen ruhsatlar, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından zaten dertli olan
maden sahalarında önlem alma yükümlülüğünü de etkileyecek, maden sahasındaki
çalışanların ve çevrede yaşayanların sağlığını ve canını tehdit edecek. Yani
her yer İliç haline getirilecek” dedi.
"BAE İÇİN MINTIKA TEMİZLİĞİ"
Maden yasasının sömürge madenciliğine, yabancı sermaye ve
yerli işbirlikçilerine inanılmaz bir rant aktarımı anlamına geldiğini
vurgulayan CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın da “Birleşik Arap
Emirlikleri’yle imzalanan ve henüz Meclis onayından geçmemiş bir anlaşmanın
mıntıka temizliği de bu yasayla yapılmak isteniyor” dedi. Yasayla aynı zamanda
Türkiye’nin doğasını ve insanını liçleyen düzenin daha da liberalize edilmek
istendiğine dikkat çeken Günaydın, “İliç nedeniyle tepkiler çok yüksekti, yasa
da bu nedenle bekletildi. Bunun bir miktar yatıştığını düşünen iktidar yasayı
yeniden gündeme getirdi. Maddeler üzerine görüşmeler salı ve perşembe günü
sürecek. Biz engellemek için her türlü çabayı göstereceğiz” dedi.
"MÜCADELE MECLİSLE SINIRLI KALMAMALI"
Söz konusu torba yasaya karşı çıktıklarını vurgulayan DEM
Parti Milletvekili İbrahim Aydın da bu yasayla İliç benzeri faciaların önünün
açılacağı uyarısında bulundu. ÇED gerekliliğinin kuralsız, kaidesiz şekilde
ortadan kaldırılmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Aydın, torba yasaya
karşı mücadelenin Meclisle sınırlı kalmaması gerektiğinin de altını çizdi.
Çevre örgütlerini ve tüm halkı İliç’i hatırlatarak mücadeleye çağıran Aydın, torba
yasanın Mecliste yasalaşması durumunda CHP ile görüşerek Anayasa Mahkemesine
itiraz süreci başlatmayı düşündüklerini aktardı.
"YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKİLMESİN"
Yeniden Refah Partisi Milletvekili Doğan Bekin ise torba
kanuna ilişkin tutumlarını belirlemek üzere Genel Başkan Fatih Erbakan ile
değerlendirme yapacaklarını söyleyerek “Madenlerde gerekli önlemler alınmıyor.
İyileştirici önlemlerin alınması lazım. Milli ve yerli olarak enerji
kaynaklarının değerlendirilmesi gerekiyor. Başka ülkelere veya yabancı
yatırımcılara belirli amaçlar için peşkeş çekilmemesi taraftarıyız. Erzincan’da
Kanada firması altını çıkarıp götürdü, Türkiye’ye kalan ne yazık ki siyanürlü
toprak” ifadelerini kullandı.
Torba yasanın işçi güvenliği ve çevreyi dikkate almadığını;
patronlar önemsenerek hazırlandığını söyleyen Saadet Partisi Milletvekili
Bülent Kaya ise “Yasayı geri çekmişlerdi ancak müzakere yapılmadan yeniden
önümüze konuldu. Daha önceki itirazlarımızı ortaya koymaya devam edeceğiz.
Yasaya dair şerh hakkımız var. Çalışmalara devam edeceğiz” dedi.
"BAZI MADDELERİ DESTEKLİYORUZ…"
Yasayı sormak üzere görüştüğümüz İYİP Milletvekili Erhan
Usta, partisinin muhalefet şerhini hatırlatarak “Teklifte yer alan bazı
maddeler tarafımızca olumlu görülüp desteklenmekle birlikte birçok maddenin
olumsuz etki yaratacağı ortadadır. Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni yetersiz bulmaktayız” dedi.
RAPOR YOK, SORUMLULUK YOK, TEŞVİK VAR
TORBA kanunun Mecliste kabul edilmesi durumunda:
Kıyı Kanunu’nda yapılacak değişiklikle göller üzerinde de
imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilecek.
Enerji verimliliğini artırmak amacıyla hazırlanan projelere
Bakanlık yüzde 30’u kadar destek verecek.
Maden Kanunu’nda değişiklik yapılarak Ulusal Maden Kaynak ve
Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) koduna göre raporlama zorunluluğu sadece IV.
grup maden işletme ruhsatları açısından devam edecek. Diğer maden grupları
açısından bu zorunluluk kaldırılacak.
Şirketlere birden çok kaynak izni verilebilecek, lisanssız
da üretim yapılabilecek
10 yıllık lisans süresini bitiren lisanssız üretim faaliyeti
kapsamındaki tesisler, lisans alma bedeli ile lisans süresi boyunca elektrik
piyasasında oluşan saatlik piyasa takas fiyatını, tesis tipi bazında uygulanan
güncel Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) destekleme mekanizması fiyatından
fazla olması halinde aradaki fiyat farkının YEK destekleme mekanizmasına katkı
bedeli olarak ödeyerek lisanslı üretim faaliyetine geçebilecek.
Elektrik dağıtım tesisleri ve/veya nakil hatlarına ilişkin
irtifak alanı, en düşük yaklaşım mesafesi, iletkenin salınım mesafesi ve
direkler arası uzaklık dikkate alınarak ilgili mevzuata göre belirlenecek.
Kamulaştırma bedelleri azaltılacak.
Nükleer sızıntıda tesisi işleten şirketin
sorumluluğu olmayacak.
SÜPER TALANA ‘SÜPER’ YASA
Yasa teklifinin gündeme gelmesinden yakın zaman önce
Britanya sermayeli enerji, kimya, yenilenebilir enerji, metal ve madencilik
endüstrilerine veri sağlayan küresel araştırma ve danışmanlık kuruluşu Wood
Mackenzie (WoodMac), metal ve madencilik için ‘süper bölge’ önerdiği bir rapor
yayımlamıştı.
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ‘süper bölge’ projesi
Afrika, Ortadoğu, Orta Asya ve Güney Asya’yı kapsıyor.
TALAN TEKELLERİN MADEN İHTİYACI İÇİN!
Rapora göre 2.5 santigrat derecelik küresel ısınma
senaryosunda elektrikli binek araçları, fotovoltaik (PV) sistemler ve rüzgar
türbinlerinin satışlarının 2030 yılına kadar yüzde 164, yüzde 171 ve yüzde 132
oranında artması bekleniyor. Bu teknolojilerin mevcut ve tahmini satış
öngörüleri bazı ham maddeler için benzeri görülmemiş bir talep yaratıyor,
sermayenin artan maden ihtiyacını gündeme getiriyor.
Örneğin ortalama bir elektrikli araç, içten yanmalı motorlu
(ICE) bir araca göre altı kat daha fazla mineral gerektirirken, rüzgar
enerjisi, gazla çalışan bir tesise göre otuz kat daha fazla bakır yoğun
olabilir. Genel olarak kobalt, lityum ve nikel gibi minerallere olan talebin
2040 yılına kadar sırasıyla yüzde 60, 300 ve yüzde 90 oranında artacağı
öngörülüyor.
“Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler ve piyasalar, artan
maden talebini karşılamak için yavaş yavaş harekete geçmeye başlıyor” denilen
raporda, “Şirketler ayrıca enerji dönüşümüyle bağlantılı maden arama ve
operasyonlarını da hızlandırıyor” ifadeleri kullanılıyor.
Küresel ısınmaya değinilen raporda “1.5°C hedefi kapsamında, 2030
yılına kadar taahhüt edilen kobalt, lityum ve grafit arzının, talebin yüzde
70’inden azını karşılayacağı öngörülüyor. Wood Mackenzie, arz talep açığını
kapatmak ve 2030 yılına kadar kritik minerallerin madenciliği, rafine edilmesi
ve eritilmesi için yaklaşık 400 milyar ABD doları tutarında CAPEX’e ihtiyaç
duyulacağını tahmin ediyor” deniliyor.
Süper bölge, kobalt, doğal grafit ve manganez gibi stratejik
minerallerin sırasıyla yüzde 79, yüzde 53 ve yüzde 44’ünü barındırıyor.
İLİÇ’TE NE OLMUŞTU?
Erzincan İliç’te mimar ve mühendislerin tüm uyarılarına
rağmen kapatılmak bir yana kapasite artırımı yapılan Anagold’a ait madende
yaşanan göçük nedeniyle 9 işçi çöken liç dağının altında kaldı. Fırat Nehri’nin
geçtiği hat boyundaki tarım ve içme suyu ile çevrede yaşayan insanların ve
işçilerin sağlığı tehlikeye girdi. Madeni işleten uluslararası maden tekeli SRR
Mining ve yerli iş birlikçisi Lidya Madencilik ortaklığındaki Anagold
Madencilik’in hiçbir üst düzey yetkilisi tutuklanmazken, madenin kapasite artışına
izin veren Murat Kurum hakkında da herhangi bir soruşturma açılmadı. Suç
yalnızca madende çalışan mühendislerin üzerine yıkıldı.
https://www.evrensel.net/haber/516894/maden-ve-enerji-icin-hazirlanan-torba-yasa-mecliste-sermayeye-talan-izni?utm_source=paylas&utm_campaign=twitter_ust&utm_medium=haber