21 Nisan 2024 19:10
Genç Hayat Dergisi, İzmir’de gerçekleşen İz Kitap Fuarı’nda “Savaşa Karşı Sanat ve Gençlik” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi.
Fotoğraf: Bahar Emreoğlu
İzmir’de gerçekleşen İz Kitap Fuarı’nda stant açan Genç Hayat Dergisi, “Savaşa Karşı Sanat ve Gençlik” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Genç Hayat Dergisi'nin 3. Kültür Sanat Ödülleri öykü jüri üyeleri Özer Akdemir ve Yusuf Nazım'ın katıldığı söyleşide konuşan Nazım, savaşın günümüzde çok can yakıcı ve hepimizin hayatını etkileyen bir olay olduğunu belirterek, söyleşinin önemine değindi.
"DÜNYADA EDEBİYATIN HEP SAVAŞA KARŞI BİR TARAFI VARDIR"
Fransa'da savaşa karşı özgürlük için bir cephe kurulduğundan bahseden Nazım, “1943 tarihlerinde Paris’in kendi özgürlüğü için Fransa halkı mücadele verir. Bu grubun lideri Adıyamanlı bir şairdir. Alman faşizmine karşı hem mücadelenin içinde olarak hem de edebiyat, şiir yoluyla direnir” dedi.
Dünyada ilk atom bombasının atıldığı dönemi anlatarak Nazım Hikmet’in nükleer silahların tehlikesini anlatan şiiriyle savaşa baş kaldırdığını söyleyen Nazım, “Dünyada edebiyatın hep savaşa karşı bir tarafı vardır. Sartre bu isimlerden bir tanesidir. Kendi ülkesinin işgalci olduğunu söyler ve işgale karşı çıkar. Aragon Fransız komünist şair, deneme ve roman yazarı, doğrudan direnişin içinde yer alan bir edebiyatçıdır. Brecht, savaşa karşı bir cephededir. Picasso'nun eserlerinin çoğunda savaş karşıtlığı vardır” diye konuştu.
"BATI MEDYASI, ÖLDÜRÜN AMA AZ ÖLDÜRÜN DİYOR"
Uzun yıllar işgal ettiği topraklarla yetinmeyip Gazze’yi bombalayan İsrail’in savaşının artık soykırıma dönüştüğünü ifade eden Nazım, İsrail’in Gazze’deki Filistin halkına olan soykırımının bütün dünyanın gözü önünde yapılmakta olduğunu vurguladı. Başta ABD olmak üzere büyük devletlerin doğrudan İsrail’in savaşının ortağı olduğunu belirten Nazım, “Peki buna karşı edebiyat ne yapıyor. Geçtiğimiz kasım ayında Amerika’da 74. Kitap Ödülleri düzenlendi. Bu ödül töreninde 25 finalist adına konuşma yapan kişinin İsrail’in Filistin halkına yönelik yaptığı saldırıyı kınaması üzerine ödüllere sponsor olan firmalar sponsorluğunu geri çekti" ifadelerini kullandı.
Batı medyasının en tarafsızının bile taraflı bir dil kullandığını anlatan Nazım, "Öldürün ama biraz az öldürün diyorlar. Ölü sayısı kaç olursa makul olur ki" dedi. Taraflı yayına itiraz eden şiir editörünün bu duruma dayanamadığını ve istifa ettiğini söyleyen Nazım, istifa mektubunun bir kısmını okudu; “Finalistler adına, Gazze'de devam eden bombardımana karşı çıkıyoruz ve başta çocuklar olmak üzere Filistinli sivillerin acil ihtiyaçlarının karşılanması için insani bir ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Antisemitizme, Filistin karşıtlığına ve İslamofobiye eşit derecede karşı çıkıyoruz; tüm tarafların insanlık onurunu kabul ediyoruz ve daha fazla kan dökülmesinin bölgede kalıcı barışı güvence altına almak için hiçbir işe yaramayacağını biliyoruz.”
Öyküde gerçek ve kurmaca arasındaki farkla ilgili sorular aldığını söyleyen Nazım, “Bu soruya şöyle cevap verdim. Bir video izledim. Gazze’de bir sokakta yaralı olan bir insan ve çocuğu. Çevredeki insanlar onları kurtarmaya çalışıyorlar ama İsrailli keskin nişancılar o insanların kurtarılmasını istemiyorlar. Diğer insanlar gözükmeden yaralıları kurtarmaya çalışıyor. Öyküde kurmacaya ne gerek var ki hayat zaten gerçek bir öykü” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
HER GÜN SAVAŞIN İÇİNDEYİZ
Savaşın başka bir boyutunu ele almak istediğini söyleyen Akdemir, “Savaş denildiğinde aklımıza silahlar tanklar gelir. Ama başka savaşlar da var. Biz aslında her gün bu savaşların içindeyiz. Öğrenciler okulda gelecek savaşı, işçiler emeklerinin karşılığını almak ve hayatlarını devam ettirmek için, kadınlar erkek egemen toplumda yaşama savaşı veriyorlar” dedi.
Buna toplam olarak sınıf savaşı diyen Akdemir, “Bir kesim var büyük çoğunluğun emeği üzerinden geçiniyor. Monako’da ıstakoz yiyor, pahalı saatler takıyor. Amabizim sırtımızdan geçiniyorlar. Diğer taraftaki milyonlar yaşamaya çalışıyor” diye belirtti.
İşçilerin bir yandan yaşam mücadelesi verdiğini bir yandan da anayasal hakları olan sendikalarda örgütlenmeye çalıştığını söyleyen Akdemir Lezita işçilerinin şu an verdiği mücadeleyle bu durumu örneklendirdi. Bir taraftan da doğaya karşı verilen savaştan bahseden Akdemir, “Küresel ısınma, kuraklık insanlığın yol açtığı bir sorun. İnsanlık doğaya karşı verdiği savaşı kazanıyor ama bir yandan kaybediyor. Kapitalizm, doğayı bir meta ve kâr olarak depolarına doldurmaktan başka bir şey olduğunu düşünmüyor ”diye ekledi.
İzmir’deki yaşanan çevre sorunlarına ilişkin konuşan Akdemir “İzmir’de birkaç tane altın madeni var. Bu madenler bizim içme suyumuzu kirletiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinde görev yapmış birkaç belediye başkanı bu sorunlar üzerine bir şeyler söyledi ama üzerinde çok durulmadı" dedi.
Dünya’da yaşanan savaşlara değinen Akdemir "Filistin'de bir soykırım, Ukrayna’da sıcak savaş, israil ve iran arasında olan gerginlik... Dünya’nın her yerinde bir savaş ortamı var ve bu savaşın sorunlarını hep birlikte yaşıyoruz. Dünyadaki bütün canlılar yaşıyor" diye belirtti. Son olarak Genç Hayat Kültür Sanat Ödülleri’nin gençlerin yaşadığı sorunlar üzerinden temalar aracılığıyla bunları tartıştırmaya ve sanatla yansıtmaya çalıştığını söyleyen Akdemir, "Bizi sıkıntıyla baş başa bırakan bu sisteme karşı örgütlenmemiz ve bu sistemi yıkmamız gerekiyor" diyerek sözlerini bitirdi. (İzmir/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder