16 Mayıs 2017 Salı

Beşparmak’ta on yara!

  

Beşparmak’ta on yara!
Özer AKDEMİR
İzmir
Batı Anadolu’nun jeolojik özellikleri nedeniyle adeta bir açık hava müzesi olması gereken Beşparmak (Latmos) Dağları ne yazık ki maden ocakları tarafından her geçen gün biraz daha tahrip ediliyor. Dağın hemen her yanında pıtrak gibi çoğalan maden ocakları tarihi, kültürü, eşsiz jeolojik yapıyı ve dağın üzerindeki tüm canlı yaşamını geri dönülemez biçimde yok ediyor.
Tarih öncesi kaya resimleri, dünyada çok ender gnays kayaların zaman içerisinde aldığı jeolojik yapısı, bitki örtüsü ve yaban hayvanı varlığı ile tüm dünyanın ilgisini çeken Beşparmak Dağları, Aydın-Muğla il sınırları içerisinde yer almakta. 8500 yıllık kaya resimlerinin kaç tanesinin dağdaki maden ocakları tarafından tahrip edildiği bilinmiyor. Ekoturizm potansiyeli son derece yüksek olan dağların bugünkü içler acısı hali Aydın Çevre Mücadelesi Platformu’nun (AYÇEM) yaptığı gezide de gözler önüne serildi. Platform üyelerinin Beşparmak Dağları'na yaptığı gezi, dağların maden ocakları tarafından geri dönülemez biçimde tahrip edildiği ve dağın her yanının adeta maden yaraları ile kaplı olduğunu ortaya koydu. 
FISTIK ÇAMLARI, ENDEMİK TÜRLER, HAYVANLAR...
Platform, maden ocaklarının yarattığı tahribat nedeniyle Türkiye’de lokal yayılım gösteren fıstık çam ormanları, 7’si endemik olmak üzere toplam 22 adet bitki taksonu ve hayvanların tehlike altında olduğunu açıkladı. 
AYÇEM sözcüsü Dr. Metin Aydın, Beşparmak Dağlarındaki Çavdar-Avşar köyleri arasında yer alan bölgedeki  çevre sorunlarını yerinde tespit etmeye yönelik iki yıl önce de bir gezi yaptıklarını aktararak, “Çavdar köyüne yaptığımız ziyarette köylülerin en önemli şikayeti köylerinden her gün geçen maden ocaklarına ait 150-200 adet ağır tonajlı araçların yarattığı gürültü, toz, yoğun trafik, evlerde çatlakların oluşması idi. Köylüler bu tozlara bağlı arı ölümlerinin arttığını, çam fıstık ağaçlarında hastalıklar ve ürün kalitesinde azalma olmaya başladığını da söylemişti.” dedi.
YOLLAR DELİK DEŞİK, HER TARAF TOZ İÇİNDE
Aradan geçen iki yılda köydeki sorunların aynen devam ettiğini gözlemlediklerini kaydeden Aydın, açılması planlanan demir madeninin ise köylülerin tepkileri sonrası şimdilik rafa kaldırıldığını öğrenerek sevindiklerini söyledi. Çavdar-Karakaya köyü arasında yer alan Feldspat ve Kuars Maden ocaklarının sayısı ve etki alanlarının 2 yıl öncesine göre arttığına dikkat çeken Aydın, “Yollar, ağır tonajlı maden ocağı araç trafiğine sahip olması nedeni ile delik deşik, toz duman içinde. Karakaya köyünde köyün tepesine kurulan maden ocağı, köydeki en yakın eve 15-20 metre mesafeye kadar yaklaşmış. Bir yerleşim yerine bu kadar yakın mesafede  maden ocağına nasıl izin verilir anlamak mümkün değil” dedi.  Sürekli patlatılan dinamitler, geçen araçlar nedeni ile köyün toz altında olduğunu ifade eden Aydın, bu tozlara bağlı köyde nefes darlığı, tansiyon, kalp ve kanser hastalık sayılarında artış olduğunu, köyün içme sularının da her geçen yıl daha derine kaçtığını söyledi. 
UNESCO LİSTESİ YERİNE URANYUM!
Aydın’ın, yöredeki gözlemleri ile ilgili son aktardığı örnek ise adı ‘kanser köy’e çıkan Söke’nin Kisir köyü oldu. Kisir’in Osmankuyusu mevkiindeki eski uranyum sondaj alanlarında yapılan ölçümlerde normalin 486 kat fazlası radyasyon ölçüldüğünü hatırlatan Aydın, “Aydın il sınırları içinde Beşparmak Dağlarında Çavdar-Avşar arasında bulunan maden ocakları sayısının 10 kat daha fazlası Karpuzlu-Çobanisa-Hatipkışla-Ovapınarı arasında yer almaktadır. Aydın’da Menderes havzasında yer alan jeotermal santrallerin yaptığı çevre katliamının benzerini Beşparmak Dağlarında maden ocakları yapmaktadır. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girmeyi hak eden Beşparmak Dağlarının maden ocakları ile talan edilip yok edilmesi kabul edilemez” dedi.
Son Düzenlenme Tarihi: 16 Mayıs 2017 22:00

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...