Dilek OMAKLILAR
İzmir
İzmir
Gazeteci Yazar Özer Akdemir’in ekoloji mücadelelerini
öyküleştirerek anlattığı “Doğa ve Direniş Öyküleri” kitabı okurla buluştu. Aynı
zamanda gazetemizin İzmir temsilciliğini yapan Akdemir’le “Doğa ve Direniş
Öyküleri”ni konuştuk. İnceleme araştırma kitaplarından farklı olarak bu
türe yönelmesinin nedeninden başladığımız söyleşimizde Özer Akdemir; “2000’de
İzmir’e gelip Bergama köylülerinin altın madeni mücadelesini izlemeye
başlamamla birlikte, çevre gazeteciliğine yoğunlaştım. Memlekette bu geçen süre
içinde çevre sorunları ve mücadeleleri her geçen gün arttı. Hayatın Sesi
televizyonunun kurulması ve televizyonda ‘Çepeçevre Yaşam’ ismiyle bir program
yapmaya başlamamızla birlikte memleketin değişik yerlerine gitme fırsatı doğdu.
Buralara gidip mücadeleleri, sorunları yazarken bunu gazetecilik tekniği içinde
yapmak durumundasın. 5N1K da haberi yazıp verebilirsiniz ama oradaki
mücadelenin farklı boyutlarını, orada tanıdığınız bir insanı ya da bir çiçeği,
doğanın içler acısı halini anlatmak için çoğu zaman habercilik yetmiyor. Bende
kalan o duyguları, gözlemleri aktarabilmek için gazetenin ‘Pazar’ ekinde
yazmaya başlamıştım. Tabi o yazılar gazetedeki yazılardan daha farklı, olayı
biraz öyküleştiren, okuması daha kolay ve ilgi uyandırabilecek türde yazılardı.
Çevre sorunuyla ilgili yazdığım haberde anlatamadığım duygu, düşünce,
gözlemleri bu öykülerde anlatmaya çalıştım” diyor.
EKO KURGU ÖYKÜLERİ
Kitaptaki öyküler eko kurgu tarzında kaleme alınmış. Bu tarz
için “Çevre sorununa karşı verilen mücadelelerin edebiyatla anlatmaya çalışma
diyebiliriz” ifadelerini kullanan Akdemir ve şöyle devam ediyor: “Türkiye’de
aslında bu tarz çok bilinmiyor. Dolayısıyla örnekleri de son derece az ve
aslında benim yazmaya çabaladığım gibi de değil. Her şeyden önce güncel değil
bu bahsettiğim eko kurgu öyküleri. Mitolojik öğelerle çevre sorunlarına vurgu
yapıp buradan çevre hassasiyetini oluşturma gibi bir amaçla yazılmış öyküler
var mesela. Oysa benim yazdığım eko kurgu öyküleri halihazırda devam eden
mücadelelerin içinden çıkmış öyküler. Kitapta öyküleri destekleyen fotoğraflar
da var. Adı geçen bir yer, bir direniş önderi, orman, ırmak hala var ve
insanların mücadelesi de hala sürüyor. Öykülerin çok büyük bir kısmı gerçek
olaylara, kişilere, yerlere dayanıyor yani. Öyküler güncel ekoloji
mücadelelerinin içinden süzülüp geliyor. Ben de bunları duygularımla,
gözlemlerimle ve direnişi dair düşüncelerimle harmanlayarak damıtıyorum. Bir
anlamda gerçek zamanlı eko kurgu öyküleri bunlar.”
‘ÖYKÜLERDE ÖFKE VE DİRENÇ VAR’
Akdemir, okurların hem ekolojik mücadeleyi hem doğayı bu
öykülerle daha iyi anlayabileceğini düşündüğünü belirterek, “İnsanlar öyküleri
okurken oradaki dağın dumanını, o kuşun çaresizliğini görsün, anlasın istedim.
Doğanın, yaşamın, kültürün talanından ortaya çıkan hüzün öykülerin hemen
hepsinde yoğun olarak kendini hissettiriyor. Ama isyan da var öykülerde,
bilinçli bir öfke ve direnç de... Öykülerin okura bu yönleriyle dokunmasını
istedim...” şeklinde ifade ediyor. Tüm toplumsal sorunlarda olduğu gibi ekolojik
sorunlarla mücadele geliştikçe, yaşamın farklı alanlarında olduğu gibi, yazın
ve görsel alanda da ilginin arttığını söyleyen Akdemir, “Edebiyat alanında ya
da görsel sanatlar bu etkisini hissettiren sorunları ve mücadeleleri anlatma
kaygısını daha çok taşımaya başladı. Ekolojik odaklı öyküler, romanlar,
şiirler, belgeseller, sinema ve tv dizileri gibi... Paralel bir gelişme var
yani. Bu da son derece normal” diyor.
KİTABIN İKİNCİ CİLDİ YOLDA
Doğa ve Direniş Öyküleri kitabındaki öykülerin geçtiği yerler
Karadeniz’den İç Anadolu’ya, Ege’den Doğu Anadolu’ya kadar uzanıyor. Ülkenin
dört bir yanında gittiği haberlerde gözlemlediklerini anlatan Akdemir, “Şeytan
Köprüsü isimli öykü Van’da geçiyor. Bir Yaz Sonu Ağrısı, Ağrı’da, Duman öyküsü,
Karadeniz’de geçerken, bol miktarda Ege’den öyküler var. Doğduğum yer, İç
Anadolu bozkırlarından öykülerde var tabii ki” diye ekliyor.
“Doğa ve Direniş Öyküleri” kitabında toplamda 44 öykü
bulunuyor ancak Akdemir’de daha fazlası mevcut. Kitabın ikinci cildinin de
olacağı bilgisini veren Akdemir sözlerini şöyle tamamlıyor: “İki cilt olacakmış
gibi tasarladım bu kitabı. Bunun devamı gelecek, öykülerin de devamı gelecek,
en azından gelmesini istiyorum. Hala çevre gazeteciliğine devam ediyorum
bir taraftan da ekoloji mücadelesinin içerisinde sadece bir gazeteci değil emek
veren bir kişi olarak da bulunmaya çalışıyorum. Bulunmanın gerektiğini de
düşünüyorum. Çünkü yaşamı savunma mücadelesinde gazeteci sadece gazeteci olarak
kalmamalı o mücadelenin bir parçası olmalı bence. Memlekette ekoloji meselesi,
çevre sorunu sermayenin bu alandaki yağma talan politikası devam ettikçe benzer
mücadeleler devam edecektir. Ben de onların bende bıraktığı duyguları da
yansıtmaya çalışacağım. Kitaptaki her bir öykü yaşamın doğasının direniş
üzerine kurulduğunu, doğanın ise direnişin ta kendisi olduğunu anlatıyor
aslında”
https://www.evrensel.net/haber/382325/direnis-de-oykuler-de-devam-edecek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder