27 Mart 2020 07:28
Birinci derece doğal sit ve milli park statülerinde koruması
bulanan Salda Gölü'ne "millet bahçesi" projesinden geri adım atmayan
AKP, korona günlerinde Salda'da iş makineleriyle çalışma başlattı.
Fotoğraf: Evrensel
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Tüm dünya ve ülkemizde koronavirüsü salgını günlerdir
birinci gündem maddesi. Hal böyle iken, herkesin adeta canıyla uğraştıkları bir
süreçte AKP iktidarı bu durumu da fırsata çevirmeye çalışıyor. İşsizlik,
ekonomik kriz, Suriye ve diğer komşularla sorunların virüs salgını nedeniyle
gündemden düştüğü bir süreçte hükümet, doğanın talanına yol açacak
politikalarında da korona fırsatçılığı olarak yorumlanacak kararlara imza attı.
SALDA'YA İŞ MAKİNELERİ GİRDİ
Aylardır tüm uyarılara rağmen, birinci derece doğal sit ve
milli park statülerinde koruması bulanan Salda Gölü'ne "millet
bahçesi" projesinden geri adım atmayan AKP, kamuoyunun korona salgınına
kilitlendiği günlerde Salda'ya iş makineleri sokarak çalışmalarına başladı. 300
bin metrekarelik bir alanda yapılmak istenen milllet bahçesi projesinin
herhangi bir betonlaşma ya da ekolojik tahribata yol açmayacağını ileri süren
hükümetin açıklamalarına karşı gerek yerel yönetim gerekse ekoloji örgütleri
tam tersi yönde görüşler belirtti. Göl çevresinde başlayan inşaat çalışmalarını
değerlendiren Salda Gölüme Dokunma Platformu Sözcüsü Gazi Osman Şakar, her şeye
para gözüyle bakan iktidarın bir kapalı havza olan Salda'yı yok etmek
istediğini dile getirdi. Şakar projenin defalarca değiştiğini belirterek
ihaleyi alan şirketin bile ne yapılmak istendiğini tam olarak bilmediğini ileri
sürdü.
KORUNAN ALANLARA KORONA FIRSATÇILIĞI
Koronavirüsü salgınının Türkiye'de resmi olarak ilk kez
kabul edildiği ve ölümlerin başladığı günlerde 16 Mart 2020 günlü Resmî
Gazete’de Korunan Alanlarla ilgili bir yönetmelik değişikliği yayınlandı. Bu
yönetmelik değişikliği ekoloji örgütleri tarafından tüm doğal ve tarihsel sit
alanları ile korunan alanları rant için ekolojik yıkıma götürecek bir
değişiklik olarak yorumlandı. Değişikliğin korunan alanları talan ve yağmaya
açacağı belirtilerek hukuki sürecin başlatılacağı dile getirildi. Yönetmelik
değişikliği ile doğal sit alanı kategorilerinden olan “Nitelikli Doğal Koruma
Alanları”nın, “Sürdürülebilir Koruma ve Kullanım Alanları”nın ve Anıt Ağaçların
ayırt edici özellikleri ve tanımları değiştiriliyor. Nitelikli Doğal Koruma
Alanlarında yapılabilecek faaliyetler yönetmelik değişikliği ile alabildiğince
genişletilirken, Sürdürülebilir Koruma ve Kullanım Alanlarında Nitelikli Doğal
Koruma Alanlarında izin verilen faaliyetlere ek olarak, “entegre tesisler” ve
“maden işletmesi” de eklendi. “Korunan alanlar”ın geleceğin güvencesi olduğunu
belirten Ekoloji Birliği, yönetmelik değişikliğinin biyoçeşitlilik ve endemik
türleri yok olma ile yüz yüze getireceği uyarısında bulunarak “korunan
alanlarımıza dokunmayın” çağrısında bulundu.
Tepeköy'deki madenin atık havuzundan sızan siyanürlü su |
Fotoğraflar: Tepeköy köylüleri
SİYANÜR SIZINTISINI ÖRTBAS ETME ÇABASI
Yıllardır siyanürle yapılan altın işletmeciliğinin doğaya,
canlı yaşamına yönelik zararlı etkileri ve riskleri ile ilgili uyarılar
geçtiğimiz günlerde yakınlarındaki altın madeninde yaşanan siyanür sızıntısı
ile bir kez daha gözler önüne serildi. Tepeköy mahellesine 450 metre uzaklıktaki
madenin atık havuzundan siyanürlü ve ağır metalli suyun sızarak bir tarlada
ortaya çıkması sonrası yaşanan tartışmalar da korona krizinin gölgesinde kaldı.
Köylülerin şikayetleri sonrası savcılığın tarlada çıkan sudan aldığı
numunelerde limitlerin onlarca katı siyanür tespit edilmesine rağmen şirket ve
işbirliği içindeki resmi kurumlar olayı örtbas etmeye çalışıyor.
Fotoğraf: DHA
JES'ÇİLER DE KORONAYI FIRSAT BİLDİ!
Yıllardır kenti çepeçevre kuşatan JES'lere karşı mücadele
eden Aydın'da da korona fırsatçılığının örnekleri yaşanıyor. İnsanlara
evlerinizden çıkmayın, toplu olarak yapılan tüm faaliyetleri erteleyin denilen
bir süreçte JES şirketlerinin ÇED toplantıları yapmaya çalışmalarına Aydın
Çevre ve Kültür Derneği (AYÇEP) tepki gösterdi. AYÇEP; "Halk korona virüsü
salgını nedeniyle panik içindeyken jeotermal şirketlerin bunu fırsata çevirerek
faaliyetlerini hızlandırdığına dikkat çekti. AYÇEP, “Korona tehdidi ve çiçek
dönemi geçene kadar jeotermal enerji santrallerinin faaliyetleri durdurulsun”
çağrısında bulundu.
Fotoğraf: Ordu Çevre Derneği
ALTIN MADENİNİN ZEHİRLİ ETKİSİ RAPORLANDI
Ordu'nun Ünye ve Fatsa ilçeleri arasında yapılan altın
işletmeciliğinin yöredeki ekolojik tahribatı da, bir raporla ortaya serildi.
Ancak çok önemli verilerin açıklandığı bu rapor da korona krizi gündemi
arasında gereken ilgiyi göremedi. Fatsa Doğa ve Çevre Derneği beş yıldır
bölgede yapılan siyanürlü altın işletmeciliğinin zararlarının her geçen gün
daha çok görüldüğü bir süreçte madenin iki kat kapasite arttırımına giderek 53
bin dönümlük bir alanda siyanürlü madenciliği yapmak istediğini açıkladı.
Siyanürlü madenciliğin yıkıcı etkilerinin Doç. Dr. Mehmet Aydın ve arkadaşları
tarafından bilimsel bir çalışmayla ortaya konulduğunu açıklayan platform, altın
madeni çevresindeki tarla ve derelerden kriterlerine uygun olarak alınan 32
örneğin Kanada'daki dünyaca ünlü bir analiz firmasında değerlendirildiğini
belirtti. Analiz sonuçlarına göre yer kabuğunda ortalama 20 ppm (milyonda bir)
düzeyinde olması gereken kurşun değerleri, madenin çevresinde yaklaşık 5 ile 7
kat arasında daha fazla çıktı. Yine bölgedeki arsenik değerlerinin madenin
yakın çevrelerinde limitlerden 6-7 kat daha fazla olduğu tespit edildi.
Platformun kamuoyuna açıkladığı raporda; "Siyanürlü altın madeninin yakın
çevrelerinde alüminyum değerleri, madenden daha uzak yerlere oranla 9 bin kat
daha fazla, kadmiyum değerleri 100 kat daha fazla, bakır değeri 80 kat, demir
ve kurşun değerleri ise 100 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu
kapsamda maden çevresindeki su kaynaklarında ciddi oranda ağır metal kirliliğinin
olduğunu söylemek mümkündür" deniliyor.
Fotolar: Soner Seven, Dron fotoları Çanakkale belediyesi
305 MADEN SAHASI İHALESİNE DAVA AÇILDI
Tam da bu süreçte 305 maden sahasının ihale ile satışına
karşı Enerji Bakanlığına dava açıldı. Yeşil Artvin Derneği, Çan Çevre Koruma
Derneği, Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, EGEÇEP, DAÇE,
Adana Tabip Odası, Erzin Üretici Birikleri ve Ziraat Mühendisleri Odasının
açtığı davada ormanların su üretimi, erozyonu önleme, biyoçeşitliliğe ortam
oluşturma gibi çok sayıda kamu yararı olduğu gerçeğine dikkat çekilerek
ormanları yok edecek maden faaliyetlerinde kamu yararı olmadığının altı çizildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder