11 Mart 2020 10:29
Niğde'nin Ulukışla ilçesinde işletilen altın madenindeki
siyanür sızıntısı raporlarla tespit edilmesine rağmen önlem alınmıyor.
Uzmanlar, siyanürün son derece tehlikeli olduğunu dile getirdi.
Tepeköy'deki madenin atık havuzundan sızan siyanürlü su |
Fotoğraflar: Tepeköy köylüleri
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Niğde'nin Ulukışla ilçesi Tepeköy Mahallesi yakınlarında
işletilen altın madenindeki siyanür sızıntısı resmi raporlarla tespit
edilmesine rağmen gerekli önlemler alınmıyor. Köy muhtarı olayın üstünün
kapatılmak istendiğini ileri sürerken, uzmanlar analiz sonuçlarına yansıyan
siyanürün son derece tehlikeli olduğu görüşünde. TMMOB YK Üyesi Cemalettin
Küçük, madenin derhal kapatılması gerektiğini dile getirdi.
"KOMŞU KÖYLER DİRENİNCE BURAYA GELDİLER"
Gümüştaş Şirketine ait altın madeni Ulukışla'nın Tepeköy
köyü yakınlarında, köye yaklaşık 500 metre uzaklıkta işletiliyor. Konuya dair
görüşlerini aldığımız Köy Muhtarı Teyfik Sonat madenci şirketin resmi olarak
2012'den bu yana çalıştığını belirtti. Madenin Hasangazi ve Porsuk köyleri
yakınlarında açılmak istendiğini, buradaki köyüllerin direnişi sonrası kendi
köyünün o zamanki yöneticilerinin talebiyle Tepeköy'e geldiğini aktaran Sonat,
şunları söyledi:
"Maden en yakın yerleşim alanımıza 430 metre , ölçtük. Eski
yerleşim alanımıza 1000
metre . 2010'da geldiler. 2011-2012 arası gayri resmi
çalıştılar. 2012'de resmi olarak çalışmaya başladılar. 'Örnek şirket olacak,
köye şunları yapacağız' vs diye. Tabii biz bunlara kanmadık. Sürekli mücadele
ettik, endişelerimizi dile getirdik. Dava süreci de açtık 2012'de. Yalnız
kaldık, davalarımızı takip edemedik. Ona rağmen İmar planının iptali için
Aksaray Bölge İdare Mahkemesine açmış olduğumuz dava lehimize sonuçlandı.
2016'da Danıştayda onayladı ve imar planları bozuldu. O gün bugündür izinsiz
çalışmış. Ta ki bu gibi sorunlar çıkana kadar. Bu sıkıntılar çıktıktan sonra
apar topar bir ayın içerisinde yangından mal kaçırır gibi İl Genel Meclisinden
yeni imar palanını geçirdiler." dedi.
SİYANÜR SIZINTISI NASIL FARKEDİLDİ?
Madenin atık havuzundaki kaçağın ortaya çıkma sürecini
anlatan Muhtar Sonat, sorunların 2019 Haziran ayından bu yana farkedilmeye
başladığını ifade etti. Sonat şunları söyledi:
"Burası çok kuraktır. O bölgede su belirtileri olmaya
başladı. Havuzun istikametinde. Bizim köy yolu oradan geçiyor yaklaşık 50 kadar
çam ağacı periyodik olarak kurudu. Dikkatimizi çekti bu. Hasat zamanı o
atıkların belirdiği tarlada biçerdöver çöktü, battı. Biçerdöverin oluştuğu
yerde su yüzeye çıkmaya başladı. Suyu boşaltıyoruz muhtarılık olarak, tekrar
geliyor. Sonra maden yetkililerine söyledim, bunları uyardım. Konuyu, süreci
anlattım. O bölgedeki yüzey kireçleşmiş, curuflaşmış gibi, beyaz beyaz. Köpürür
kurur ya o şekilde olmuştu"
"SİYANÜR ORANLARI KORKUNÇ ÇIKTI"
Maden yetikilerinin kendi çalıştıkları laboratuvara bölgeden
su ve toprak örnekleri aldırdıklarını, aynı yerlerden kendilerinin de aldığını
belirten Sonat, Ankara'ya gönderdikleri bu örneklerde siyanür oranının çok
yüksek çıktığını dile getirdi. Sonat, "Bizim sonuçlar çıktı, rakamlar
korkunç geldi. Maden yetkilileri beni çağırıp kendi aldıkları numunelerin
sonuçlarını gösterdiler ve 'Korkacak birşey yok' dediler. Sonuçlarına
bakıyorum, on kere falan arıtıcıdan geçmiş herhalde. Ben de bizim sonuçlarımızı
gösterip 'Sizin her işiniz mi böyle? Allahtan korkun' dedim. Sonrasında yasal
süreci başlattık" dedi.
Hemen arazi sahibi ile 182 ihbar hattına Niğde il Çevre
Müdürlüğüne dilekçe verdiklerini ve savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını
söyleyen Sonat, savcılığın talimatı ile bölgeden numuneler alındığını kaydetti.
Niğde'nin Ulukışla ilçesinde işletilen altın madenindeki
atık havuzundan siyanür sızdığı raporla tespit edilmesine rağmen önlem alınmıyorhttps://evrn.sl/R8CIBW?a=ff6d0
"İL ÇEVRE MÜDÜRLÜĞÜ RESMİ SONUÇLARI SAKLIYOR"
Bu alınan resmi numunelerin sonuçlarını belli olmasına
rağmen iki ay boyunca açıklanmadığını belirten Sonat, "Niğde İl Çevre
Müdürlüğü bu analizleri herkesten sakladı. Valilik, kaymakamlık suskun. Numune
sonuçlarını savcılıktan alıp il çevre müdürünü arıyorum, 'Muhtarım, değerler
uyuşmuyor. Orada su yokmuş' diyor bana. Ben de kendisine elimizdeki
videolardan, verilerden gönderdim. Numune alırırken çekilen fotoğraf ve
videolarda kepçenin vurduğu her yerden su çıktığını gönderdim. Yine ses
çıkmadı" dedi.
Siyanür sızıntısının etkisinin sadece çamlar değil
hayvanlarda da görülmeye başladığını ileri süren Muhtar Sonat, "Aşağıda
bir hayvan çiftliği var, adam iflas eşiğine geldi. Adamın her ay 2-3 büyükbaş
hayvanı ölüyor. Çiftliğini şimdi Ereğli'ye taşıyacak. Otlayan koyunlar küçükbaş
hayvanlar oldu. Anomali kuzu doğdu, tavşana benziyor. Bunun gibi hayvanlarda
birçok anomali doğumlar oldu. Bizim köyde ve komşu köyde çift başlı buzağı
doğdu" diye konuştu.
Siyanür sızıntısının resmi raporlarla ortaya çıkmasına
rağmen hiçbir şey yapılmadığını vurgulayan Sonat, "Maden imar planları
geçene kadar bir süre kendi inisiyatifi ile üretimi durdurdu. İmar planı
geçtikten sonra tekrar çalışmaya başladılar. Şimdi sadece kaçakları tespit edip
drenaj yapıyorlar. Örtbas edip günü kurtarıyorlar. 150 hane bizim köy.
Tarım ve hayvancılık dışında başka bir gelirimiz yok" diye konuştu.
"DEĞERLER ÇOK YÜKSEK"
Analiz sonuçlarını yorumlayan Uludağ Üniversitesi Tıp
Fakültesi Halk Sağlığı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, kirlenmemiş
su kaynaklarında siyanür konsantrasyonunun genellikle 0,001 mg/lt olduğunu dile
getirdi. Dünya Sağlık Örgütüne göre, 0, 07 mg/l'nin üzerinde bir maruziyetini sağlık
sorunlarına yol açtığını belirten Pala, ülkemiz nehir ve göllerinde serbest
siyanür sınır değerinin 1,2 mg/l olduğunu belirterek, "Burada ölçülen
düzeyler çok yüksek. Köylülerin o tarihten bu yana artmış sağlık şikayetleri ve
sağlık kurumlarına başvuruları var mı bakmak lazım." dedi.
Yüksek miktarda siyanüre maruz kalınması durumunda beyin ve
kalp hasarı, koma ve ölüm dahi görülebileceğini belirten Pala, az miktarda
siyanürün ağız yolu ile alınması durumunda, panzehir uygulanmadığı taktirde
ölümle karşılaşılabileceğini ifade etti.
"MADEN DERHAL KAPATILIP SORUMLULAR YARGILANMALI"
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Küçük, siyanür miktarı
ile ilgili tartışmanın doğru olmadığını belirterek, "Buradaki analiz
sonuçlarında onların koydukları standartlara göre bile değerler çok yüksek. Biz
bu standartları kabul etmiyoruz zaten. Çünkü doğada yaşayan canlılar için bir
limit koyamazsınız. Bizce hiç karışmaması lazım. Doğada siyanür olduğu
belirlenmiştir. Siyanür ayrıca ağır metalleri de çözüyor. Bu koşullarda buranın
derhal kapatılıp, madeni işletenler hakkında yasal işlem yapılmalı. İnsan
yaşamına fiilen kastetmekten işlem yapılmalı" dedi.
Görsel, Tepeköy'de alınan toprak numunesine ait siyanür
sonuçları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder