24 Haziran 2024 04:25
Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel
Geçen senenin mart ayıydı. Gece gelen telefonun ardından sabah erken bir saatte Aydın Çine yoluna düştüm.
Bu seferki Çine seyahatinin nedeni ne Aydın ellerine bir karabasan gibi çöken jeotermal enerji santralleri ne de Çine'nin etrafındaki dağları delik deşik eden kuvars ve feldspat madenleriydi. Çine ilçe merkezine adeta bir taş atımı uzaklıkta bulunan Yolboyu köyünden sökülüp ilçenin öbür tarafına taşınan zeytinlerle ilgiliydi.
YOLBOYU’NUN DEĞİŞEN KADERİ
Yolboyu köyü bir zamanlar Madran Dağı’ndan gelen bereketli suların beslediği verimli Çine Ovası’ndaki şirin köylerden birisi idi. İlçeye yakınlığının ve Çine'yi Aydın'a bağlayan yolun üzerinde olmasının ekmeğini çok yedi. Madran Dağı’nı taş taş söküp un ufak eden maden işletmelerinden ikisinin, Eysim ve Kaltun’un köyün adeta içine, kara yolunun kenarına karşılıklı gelmesinin ardından Yolboyu’nun da kaderi değişti. Yirmi dört saat durmadan çalışan taş kırıcıların gürültüsü göğe yükselen toza toprağa karışıyordu. Bu toz rüzgarın esiş yönüne göre köyün tarlalarına, çinko çatılarla gölgelenen mandıralara, evlerin kiremitlerine, avlularına, ağaçlara ve dahi köyde canlı-cansız ne varsa üzerine yapışıyordu.
Yolboyu, bir iki yıl içerisinde insanların “yandım anam!..” dedikleri bir yer haline gelmişti. Tarlalarda ürettikleri ürünleri iki kilometre ötedeki ilçe pazarına götürüp satamıyorlardı artık. “Hadi meyveleri yıkarsın. Lahananın, pırasanın, enginarın yaprakları arasına gizlenen tozu nasıl yapalım? Bir, iki, üçüncüde şikayetlenerek geri getiriyor insanlar ister istemez. Haklılar da, ben olsam ben de yemem bu sebzeleri. Yemiyoruz da artık. Başka köylerin ürünlerini alıyoruz. Pazar satışını da bıraktık” diyordu, kime sorsak.
MİLLETVEKİLİNİN MÜJDESİ!
Köyün bir yanında, iki yıl kadar önce iktidar partisi milletvekili tarafından “Müjdemi isterim!” diye duyurulan ve hemen yapımına başlanan 4 bin 500 kişilik cezaevi inşaatı o günlerde bitmek üzereydi. Köyün öbür yüzündeki tarlaların üzerine ise kocaman bir devlet hastanesi inşaatı ekilmişti! O da bitmek üzereydi...
Köyün, affedersiniz, dokunulmadık bir tek kulak arkası kalmıştı. Gece gelen telefon oraya da dokunulduğunu söylüyordu!..
Yolboyu’nun güneybatı tarafında bulanan, mülkiyeti Çine Belediyesine ait zeytinlikteki, aralarında 150 yılını bulanlarla birlikte her biri en az 50-60 yaşında olan zeytin ağaçları bir günde sökülerek Çine ilçe merkezinde bir başka mahalleye taşınmıştı. Yıllardır bu zeytinlerin bakımı köylüler tarafından yapılır, hasat zamanı köylü ihtiyacı kadarını alıp kalanını belediyeye verirdi. Belediyeye verilen bu pay da ilçedeki ihtiyaç sahiplerine, cezaevindeki mahkumlara, yurtlardaki öğrencilere dağılırdı.
GIDA ÇARŞISI YAPMAK İÇİN SÖKÜLEN ZEYTİNLER
İddialara göre işte bu zeytinlerin bulunduğu yere gıda sanayi işletmeleri kurulması için zeytinler sökülmüştü. Zeytinlerin taşınıp yeniden dikildiği yerin ise ilçedeki deprem toplanma alanlarından birisi olduğu söyleniyordu. 11 ili yerle bir eden Maraş depremlerinin üzerinden daha bir ay geçmeden apar topar yapılan bu iş başta köylüler olmak üzere herkesin tepkisini çekmişti.
Gece gelen telefonun sabahında yola çıkarak öğle vakti Yolboyu köyüne geldik. Sökülen zeytinliklerin bulunduğu yere gidip çekimlerimizi yaptık. Aynı gün bu zeytinliklerin taşındığı Çine’deki diğer mahalleye de gittik. Evlerin arasında kalmış çorak bir araziye, dalları kökünden kesilip korkuluk gibi dikilmişti zeytinler. 150 kadar gün görmüş zeytin ağacı yurdundan toprağından bir kepçe darbesi ile koparılmış, “Aman laf söz olmasın” diye, bir de Zeytin Yasası’nın kılıfına uydurmak için bu çorak araziye taşınmıştı.
Kime sorsak “Yazık oldu, bu zeytinlerin hemen hemen hiçbiri tutmaz. Tutanlar da iflah olmaz artık!” dedi.
150 YILLIK ‘FİDAN’!
Velhasıl, bu zeytinlerin sökülmesi meselesinin haberini yaptık. Çepeçevre Yaşam programında da görüntülerini yayımladık. İki gün sonra belediyeden açıklama geldi; “Tarlamızda bulunan ağaçlar, belediyemizin park ve bahçe projelerinde kullanılmak üzere daha önce dikilmiş olup gelişimlerini tamamladıkları için yeni yerlerine taşınmaktadır.” Aralarında 150 yaşında olanların da bulunduğu, çoğu 50-60 yaşlarındaki zeytinlerin park bahçe projelerinde kullanılmak üzere taa o zamanlar dikildiğini söylüyordu belediye!
Yerinden sökülüp Akçaova beldesi yakınında bir düğün salonu peyzajı için dikilen 150 yaşındaki zeytin ağaçları ile ilgili de, “Bölgenin güzelleşmesi için zeytin fidanlarını ilçenin çeşitli yerlerine dikiyoruz” diyorlardı. Yerel bir gazetede bu “güzelleştirme” haberi fotoğraflarla verilmişti. Belediyenin “fidan” dediği zeytinlerin boyları taşındıkları kamyonu geçiyordu!..
*
TAŞINAN ZEYTİNLER NE OLDU?
Haberlerimizin etkisi oldu mu bilmeyiz ama Yolboyu’daki gıda sanayi kurulması işi durdu. Olan sökülüp götürülen zeytinlere olmuştu.
Aradan bir buçuk yıl geçtikten sonra bu taşınan zeytinlerin durumunu sordum Çine Yaşam Platformu Sözcüsü Ahmet Uslu’ya. Sağ olsun gidip fotoğraflarını, videosunu çekip gönderdi. O zamanlarda dediği gibi zeytinlerin büyük bir kısmı tutmamış, kurumuştu. Ucundan ince yeşil bir filiz verenlerin ise yaşama tutunmaya çalıştığını, ancak büyük olasılıkla bunların da yaşamayacaklarını söyledi.
**
HABERİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ.
Haftalık yaptığımız Çepeçevre Yaşam programına haziran ayı ile birlikte yaz molası verdik. Ancak yazı boş geçireceğimiz anlamına gelmiyor bu.
Tıpkı Yolboyu köyünden sökülüp taşınan zeytinlerin akıbetinin peşine düştüğümüz gibi geçen senelerde yayımladığımız programların fikri takibini yapacağız bu yazın. İlk program geçen hafta yayımladığımız Bursa Uludağ Milli Parkı’nın “Alan Başkanlığı Yasası”ndan sonraki süreci oldu. Dağın bir ticarethane gibi işletilmesi ve ranta açılması çabası ve buna karşı verilen mücadelenin güncel bilgisini yayımladık.
Yaptığımız her haber okurumuza ve izleyenlerimize “Bu işin peşini bırakmayacağız”ın verilmiş bir sözüdür yayımlandıktan itibaren. Sözümüzün arkasında durup her birinin izini sürmeye devam edeceğiz...