15 Aralık 2012 Cumartesi

Bir fedainin itirafları - 4

·                               


·                                 Koza’nın siyanür havuzu patlamıştı...
·                                 Özer Akdemir
·                                 Altın madenine bir süre yemek sağlayan Bergamalı esnaf Alparslan Karakaya da madenle ve Şirketin Genel Müdürü Hayrettin Öğüt’le ilgili açıklamalarda bulundu. Karakaya’nın anlattıkları arasında altın madeniyle ilgili 10.02. 2009 tarihli gazetemiz manşetine çıkan madenle bir olayla ilgili tanıklığı da var. Altıncı şirket, bu haber nedeniyle gazetemiz, muhabirimiz ve haberde adı geçenler aleyhine toplam 70 bin liralık tazminat davası açmış, dava reddedilmişti.
“BİZ OLMAZSAK AÇ KALIRSINIZ” DİYORLAR
Madene bir süre yemek veren bir işletmenin sahibi olan Karakaya, Bergama da Koza’nın mağdur ettiği esnafların miting yapacak kadar çok olduğunu söylüyor. Madenci şirketin Bergama esnafına “biz olmazsak aç kalırsınız” muamelesi yaptığını kaydeden Karakaya, “Biz bu şirketin bütün sıkıntısını çektik. Sanki doğduğumuz günden bu yana bize onlar bakıyormuş gibi muamele yapıyorlar. Bunların bakış açısı, “bu memleket bize muhtaç, biz olmazsak bunlar aç kalır”.
FAHİŞ FATURA KESMEMİ İSTEDİ
Kozak’taki maden çalışmaları sürecinde oradaki işçilere yemek götürdüğünü aktaran Karakaya, şunları anlattı: “110 kilometre yolda 15 kişiye yemek götürdüm. Hayri Öğüt bana sen çek kahrı, orda 400 kişi olacak ilerde diye söz verdi. Bütün kahrını çektim, tam işler büyürken ufak tefek sebepleri gerekçe göstererek benimle çalışmayacaklarını söylediler” dedi. Karakaya’ya göre madenin başka bir yemek firması ile anlaşmasının arkasında yatan neden ise bambaşka; “Yukarıda 500 kişi olacak. 5-6 liraya yemek verecektik. Günlük 3 bin lira yapar. Aylık 90 bin lira yapar. Benim kesmem gereken fatura miktarı bu. Hayri Öğüt benden fahiş fatura kesmemi istedi. Fazla fatura kestirecek bana. Her ay farkını alacak benden. Bergama esnafıyla iş yapmamasının en büyük nedenlerinden birisi budur. Bir yerlerde söylenir, patlar diye burada iş yaptırmıyor. O kadar çok ki mağdur esnaf. Ben problem çıkarsaydım istediğim gibi orda iş yapardım. Koza mağduru esnafları, insanları toplayalım diyeceksiniz, vallahi miting yapılır. Kullandılar bizi.
SEÇİMLERE MÜDAHALE EDİYORLAR
Beş sene sonra biz Kozak’a hasret kalacağız. Bir iki senedir çam fıstığı olmuyor zaten doğru düzgün. Seneye hiç olmaz. Ticaret Odası seçimlerinde 300 kişiye karşı ‘Biz olmasak aç kalırsınız’ dedi Hayri Öğüt. Salonu terk edip giden esnaflar oldu. Yerel seçimlere, il genel seçimlerine müdahil oldular. İnsanlar korktular, çekindiler. 

GAZETEMİZE DAVA AÇMIŞLARDI
KARAKAYA’nın tanık olduğu bir olay, şirketin bunu haber yapan gazetemize dava açmasına neden olmuştu; “Yağmurun çok yağdığı bir sene, 2010 ya da 11 (2009 olacak, Ö.A). Bir arkadaşım bana gösterdi. Havuz patlamış yukarıdan, su aşağıya akıyor siyanür havuzundan. Havuz yarılmış böyle yol açmış. Asfalttan Dikiliye giderken görülüyor şaldır şaldır 4 yerden akarken. Eski havuz. Dikili yoluna doğru. Alttaki tarlaya doğru. Su öyle bir geliyor ki insanı götürür.

ADLARI GEÇENLE NE DİYORLAR:
DOSYAMIZDA adı geçen ve haklarında çeşitli iddialar bulunan kişileri de arayarak yanıt hakları olduğunu anımsattık. Ersan Var’ın, Başbakan Erdoğan’a verilmek istenen dosyayı zorla elinden aldığını söyledikleri Yukarıbey Köyü Muhtarı İlhan Çakır iddiaları doğruladı. “5/6 kişi varlardı. Hayri de onların içindeydi zaten. Polis barikatının içinde Başbakanı beklerken biri aldı dosyayı, Hayri beye götürmüş. Bunlar dosyayı ‘Altın madenini istemiyoruz gibi bir dosya’ sanmışlar. Oysa dosya çamların kuruma meselesiyle ilgili bir dosyaydı.” Var’ın Hayri Öğüt’ün adına zimmetine para aktarıldığını ileri sürdüğü Olcay Atar ise iddiaları yalanladı. “Babamın üzerine iki tane kamyon vardı, emekli olunca benim üzerime geçti. Zimmet gibi bir şey kesinlikle söz konusu değil. Ayrıca işten çıkarıldığım da doğru değil. Ayvatlar Köyü Muhtarı Hasan Hüseyin Özel ise madenci şirkete ait fıstık fabrikası ve kooperatifte çalıştığını kabul ederken diğer iddiaları yalanladı. “Evet, madende çalışıyorum. Bordrolarımız belli. Denildiği kadar yok maaşım. Selim beyle ilgi iddialar da doğru değil”. Kozak Çevre Derneği eski başkanlarından Selim Demircan, altın şirketine ait fıstık fabrikasına ürün sattığını doğrularken, bu ürünün babasının adına olduğunu söylüyor. “Ayvatlar Köyü muhtarı H. Hüseyin önceden benim arkadaşım. H. Hüseyin’de madene karşı olan biriydi o zamanlar. Ben uzun zamandır kozalak işi yapıyorum. Sermayem de iyi durumda. Babamla ortak malımız vardı. Satışa çıkardık, 50 ton kadar bir şey. H. Hüseyin’de geldi, teklif verdi. İstediğim 2600 lira fiyatın, 100 lira aşağısına sattım ona kozalakları. Onun dışında benim kendisiyle herhangi bir parasal alışverişim olmadı.” Çukuralan Köyü muhtarı Sezai Akbulut, orman ağaçlarını kendilerini kestiğini kabul ediyor ancak, kesilen ağaçların parasının kendilerine bırakıldığı iddiasını ise yalanlıyor. “Ağaçları orman aldı. Maden bana mazot desteği verdi sadece. Biz kestik, köylüler kesti yevmiyeler alındı. Ne kadar kesim yapıldığını bilmiyorum.” Ersan Var’ın “evini ve arabasını yumurta yağmuruna tutum” diye itiraf ettiği madenin eski kamu ilişkileri müdürü Hasan Gökvardar da bu olayı doğruluyor;  2006 - 2009 yılları arasında bu türden olaylar yaşadım. Evim, arabam, taş ve yumurta yağmuruna tutuldu. Para karşılığı Hayri Öğüt’e bilgi-belge verdiği ileri sürülen CHP İl Genel Meclisi üyesi Ali Demirel Hayri Öğüt’ü Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın zamanından bu yana tanıdığını, zaman zaman madene giderek kendisini ziyaret ettiğini söylerken, para aldığı iddialarını ise reddetti. Demirel, Osman Özgüven’le ilgili de belge verdiği iddialarını da yalanladı. Hakkındaki iddialarla ilgili ulaştığımız Metin Tenekeci, “ben sizi arayacağım” demesine rağmen aramazken, dosyanın genelinde hakkında birçok iddialar bulunan altın madeninin genel müdür yardımcısı Hayrettin Öğüt, aramalarımıza ve mesajlarımıza yanıt vermedi.
 SON

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...