1 Aralık 2012 Cumartesi

Çukurun dibi karanlık…


Fotoğraf: Çukurun dibi karanlık… 

Özer AKDEMİR

Menderes ilçesine bağlı Kavacık ve Efemçukuru köylüleri kenti kuşbakışı süzen, 700 metre yükseklikte, ‘İzmir’in damı’nda eylem yaptılar. Türkiye’nin üçüncü büyük ilinin içme sularının önemli bir bölümünü sağlayan barajların havzasında işletilen altın madenini protesto ettiler. bir buçuk yıldır altın üretimini sürdüren Kanadalı TÜPRAG şirketine ait madenin zararları olasılık olmaktan çıkmış, köylünün yaşamına girmiş. 

Altın madeni Efemçukuru Köyünün olduğu kadar Kavacık köyünün de sınırları içerisinde kalıyor. Maden alanın içinden geçen Kokarpınar Deresi altın madeninin işletilmesi için hükümet tarafından yapımına izin verilmeyen Çamlı Barajını besleyen derelerden birisi. Son balık ve hayvan ölümleri göz önüne getirildiğinde baraja neden izin verilmediği daha iyi anlaşılabiliyor. Eğer Çamlı Barajı yapılmış olsaydı, madenin çalışması mümkün olmayacaktı… 

BALIKLARIN SIRTI ERİMİŞTİ!

Kavacık Köyülüsü Mutlu Aksu. 1.5 yıl madende çalıştıktan sonra ayrılmış. “Her yağmurda arıtma yetersiz kalıyor, atık suları olduğu gibi dereye boşaltıyorlardı” diyen Mutlu, geçtiğimiz Nisan ayında, yine yağmurlu bir günde madenin zehirli yüzünü görmüş; “Bahçenin yanındaki Değirmendere deresinde atımı suladım. Hayvan bir süre sonra rahatsızlandı ve öldü. Maden yetkilileri beni ‘gürültü çıkarma, zararın neyse karşılayacağız’ diye oyaladılar. Ama şu ana kadar hiçbir şey yapmadılar”. Aksu, maden yetkilileri tarafından tehdit edildiğini de söylüyor. 

ÖLÜ KEÇİLERİN KÜPESİ

Aynı günlerde aynı derede keçilerini sulayan Halim Çatıkkaş’ın da 55 keçisi ölmüş. Ölü keçilere ait sarı küpeleri gösteren Çatıkkaş, deredeki balık ölümleri ile ilgili de şunları anlatıyor; “biz ölümleri bir gün sonra duyduk. Vardığımızda maden çalışanları dereden ölü balıkları topluyorlardı. Balıkların sırtı erimişti sanki, poşet gibi sarkmıştı. Ölü balıklardan ve sudan numune alıp tahlile yolladık”. 

Kutu: İZSU KİRLİLİĞİ BELGELEDİ

Kavacık Köyü muhtarı Şinasi Köse İZSU’ya gönderdikleri su analizlerinden ve balıkların tahlillerinden deredeki zehirin madenden kaynaklandığının görüldüğünü dile getiriyor. 24 Temmuz 2012 tarihli İZSU raporunda Kokarpınar Deresinin kollarından alınan numunelerde “bazı parametrelerde değişim” tespit edildiği belirtiliyor. Raporda civa gibi ağır metallerin limit değerleri aştığı göze çarpıyor. Ölü balıklar üzerinde 9 Eylül Üniversitesi tarafından yapılan değerlendirmede de ölümlerin dereye salınan “asit”ten kaynaklandığı ve balıklardan asit kokusu yayıldığı belirtilmiş.

BASKI, TEHDİT, PARA

Kavacıklılar, madenin yaşam alanlarını, sularını kirletmesi yetmezmiş gibi, bu kirliliğe ses çıkaran köylüleri işten çıkarmak, ya da mahkemeye vermekle tehdit ettiğini söylüyorlar.  Köyden 50’nin üzerinde kişi madende çalışıyor. Köy Muhtarı Köse “Tehditle baskıyla bugüne kadar geldiler. 1000 nüfusu var köyümüzün. Madenden sonra sularımız da kurumaya başladı. Bizim halimiz ne olacak?” diyor. Madenin zararlarına karşı Efemçukuru köylüleri ile ortaklaşa kurdukları Efkav (Efemçukuru Kavacık Doğayı Koruma Derneği) de madenin yoğun baskısı ile karşılaşmış. Maden önündeki basın açıklamasından bir gün önce dernek başkanı İbrahim Uysal’ın altın madeni yetkilileri tarafından tehdit edilerek, başkanlıktan istifa ettirildiğini söylüyor Muhtar Köse. 

KÖYLÜ KORKUYOR

Köylüler, maden işletmesinin önünde yapılan basın açıklamasına çok az katılım olmasına madenci şirketin bu baskısının neden olduğun belirtiyorlar. EGEÇEP bileşenlerinin yanı sıra EMEP ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İl Başkanlarının da destek sunduğu eylemde, madenin tabelasının önünde konuşan Kavacık Köyü Muhtarı Şinasi Köse, artık susmayacaklarını ve yaşam alanlarını korumak için her şeyi yapacaklarını söyledi. Maden yetkilileri bu iddialarla ilgili kendileriyle görüşmek isteyen gazetecileri “görüşecek bir şey yok” diye geri çevirdiler. 
(İzmir-EVRENSEL) Özer AKDEMİR

Menderes ilçesine bağlı Kavacık ve Efemçukuru köylüleri kenti kuşbakışı süzen, 700 metre yükseklikte, ‘İzmir’in damı’nda eylem yaptılar. Türkiye’nin üçüncü büyük ilinin içme sularının önemli bir bölümünü sağlayan barajların havzasında işletilen altın madenini protesto ettiler. bir buçuk yıldır altın üretimini sürdüren Kanadalı TÜPRAG şirketine ait madenin zararları olasılık olmaktan çıkmış, köylünün yaşamına girmiş.

Altın madeni Efemçu

kuru Köyünün olduğu kadar Kavacık köyünün de sınırları içerisinde kalıyor. Maden alanın içinden geçen Kokarpınar Deresi altın madeninin işletilmesi için hükümet tarafından yapımına izin verilmeyen Çamlı Barajını besleyen derelerden birisi. Son balık ve hayvan ölümleri göz önüne getirildiğinde baraja neden izin verilmediği daha iyi anlaşılabiliyor. Eğer Çamlı Barajı yapılmış olsaydı, madenin çalışması mümkün olmayacaktı…

BALIKLARIN SIRTI ERİMİŞTİ!

Kavacık Köyülüsü Mutlu Aksu. 1.5 yıl madende çalıştıktan sonra ayrılmış. “Her yağmurda arıtma yetersiz kalıyor, atık suları olduğu gibi dereye boşaltıyorlardı” diyen Mutlu, geçtiğimiz Nisan ayında, yine yağmurlu bir günde madenin zehirli yüzünü görmüş; “Bahçenin yanındaki Değirmendere deresinde atımı suladım. Hayvan bir süre sonra rahatsızlandı ve öldü. Maden yetkilileri beni ‘gürültü çıkarma, zararın neyse karşılayacağız’ diye oyaladılar. Ama şu ana kadar hiçbir şey yapmadılar”. Aksu, maden yetkilileri tarafından tehdit edildiğini de söylüyor.

ÖLÜ KEÇİLERİN KÜPESİ

Aynı günlerde aynı derede keçilerini sulayan Halim Çatıkkaş’ın da 55 keçisi ölmüş. Ölü keçilere ait sarı küpeleri gösteren Çatıkkaş, deredeki balık ölümleri ile ilgili de şunları anlatıyor; “biz ölümleri bir gün sonra duyduk. Vardığımızda maden çalışanları dereden ölü balıkları topluyorlardı. Balıkların sırtı erimişti sanki, poşet gibi sarkmıştı. Ölü balıklardan ve sudan numune alıp tahlile yolladık”.

Kutu: İZSU KİRLİLİĞİ BELGELEDİ

Kavacık Köyü muhtarı Şinasi Köse İZSU’ya gönderdikleri su analizlerinden ve balıkların tahlillerinden deredeki zehirin madenden kaynaklandığının görüldüğünü dile getiriyor. 24 Temmuz 2012 tarihli İZSU raporunda Kokarpınar Deresinin kollarından alınan numunelerde “bazı parametrelerde değişim” tespit edildiği belirtiliyor. Raporda civa gibi ağır metallerin limit değerleri aştığı göze çarpıyor. Ölü balıklar üzerinde 9 Eylül Üniversitesi tarafından yapılan değerlendirmede de ölümlerin dereye salınan “asit”ten kaynaklandığı ve balıklardan asit kokusu yayıldığı belirtilmiş.

BASKI, TEHDİT, PARA

Kavacıklılar, madenin yaşam alanlarını, sularını kirletmesi yetmezmiş gibi, bu kirliliğe ses çıkaran köylüleri işten çıkarmak, ya da mahkemeye vermekle tehdit ettiğini söylüyorlar. Köyden 50’nin üzerinde kişi madende çalışıyor. Köy Muhtarı Köse “Tehditle baskıyla bugüne kadar geldiler. 1000 nüfusu var köyümüzün. Madenden sonra sularımız da kurumaya başladı. Bizim halimiz ne olacak?” diyor. Madenin zararlarına karşı Efemçukuru köylüleri ile ortaklaşa kurdukları Efkav (Efemçukuru Kavacık Doğayı Koruma Derneği) de madenin yoğun baskısı ile karşılaşmış. Maden önündeki basın açıklamasından bir gün önce dernek başkanı İbrahim Uysal’ın altın madeni yetkilileri tarafından tehdit edilerek, başkanlıktan istifa ettirildiğini söylüyor Muhtar Köse.

KÖYLÜ KORKUYOR

Köylüler, maden işletmesinin önünde yapılan basın açıklamasına çok az katılım olmasına madenci şirketin bu baskısının neden olduğun belirtiyorlar. EGEÇEP bileşenlerinin yanı sıra EMEP ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İl Başkanlarının da destek sunduğu eylemde, madenin tabelasının önünde konuşan Kavacık Köyü Muhtarı Şinasi Köse, artık susmayacaklarını ve yaşam alanlarını korumak için her şeyi yapacaklarını söyledi. Maden yetkilileri bu iddialarla ilgili kendileriyle görüşmek isteyen gazetecileri “görüşecek bir şey yok” diye geri çevirdiler.
(İzmir-EVRENSEL)
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=502854333082257 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...