21 Aralık 2012 Cuma

Şirince’de kıyamet komedisi !..


Fotoğraf: Şirince’de kıyamet komedisi !..

Özer AKDEMİR

Her zamanki gibi ‘erken gidecek’ olan gazetemize şu satırları yazdığım anda Şirince’de herhangi bir olağanüstü durum yoktu. Açık, güneşli bir gökyüzü, memleketi donduran kış koşullarına inat sıcak sayılabilecek bir hava vardı. Gökyüzünde belirmesi beklenen UFO’ları bırakın, bir tane bulut bile görünmüyordu. Yine de Selçuk’un bu küçük turistik köyü görüp göreceği en şenlikli, en ilginç gününü yaşıyordu diyebiliriz. Olan bitenden habersiz birisi, köye gelip durumu gördüğünde “yanlışlıkla film setine mi geldim” diye şaşırıp kalırdı. Neredeyse köyün nüfusundan fazla bir basın ordusu, kameralar, canlı yayın araçları, boyunlarında asılı fotoğraf makineleri ile gazeteciler… 225 haneli ve 700 yatak kapasiteli köye, 250 basın mensubu ve 150 jandarma gelmişti. Basın merkezi haline getirilen köyün müzesinin yanında canlı kıyamet yayını bile yapılıyordu. 

ÇİRKİNCE’DEN ŞİRİNCE’YE

Şirince ‘kıyamet gününe aslında aylar öncesinden hazırlanmaya başlamıştı. Nereden çıktığı tam olarak kesinlik kazanmasa da Mavi Enerji denilen bir grubun ilk kez ortaya attığı iddiaların ardından, Fransa’nın Bugarach köyü ve Selçuk’un Şirince’si dünyaca tanınır hale geldi. 
Mübadeleye kadar Rumların yaşadığı, yemyeşil tepelerin, zeytinliklerin içerisindeki, beyaz boyalı, çok pencereli iki katlı özgün evleri ile köyün adı eskiden iddialara göre ‘kimse gelmesin de rahatımız kaçmasın’ diye “Çirkince” imiş. Bu ad mübadeleden sonra Şirince olmuş ki ikinci adı ona daha da uymuş. Köylüler, zaten Efes Harabeleri, Meryem Ana gibi eserleriyle her yıl binlerce turisti çeken Selçuk turizminden pay alabilmek için zamanla ‘Şirinliklerini’ paraya çevirmeye başlamışlar. 

MEHDİ DE ŞİRİNCEDEYDİ!

21 Aralık Kıyamet öyküleri yaygınlaştıkça ve o tarih yaklaştıkça Şirince’de kendisini bu günü hazırlamış. 21 Aralıktan bir gün önce beklenen kalabalığın esamesi okunmayınca moraller bozulmuş biraz ama beklenti ve umutlar 21 Aralığa taşınmış. Esnaf bu güne özel şaraplar yapmış, lokantalar kıyamet menüleri hazırlarken, güne özel tişörtler bastırılmış. Her tarafta kıyametle ilgili bir ürün satışı, bir döviz görmek mümkün. Köyün girişinde durdurulan araçlar için etraftaki boş araziler otoparka çevrilmiş. Bir köşede kıyamete özel cepli kefen satışı yapılırken, bir başka köşede “engelliler yararına” diye satılan özel “Kıyamet Gazetesi” bile bastırılmış. Kıyamet lokmasının satıldığı sokağın başında ise beyaz sakallı, 50’li yaşlarında birisi kendisini mehdi olduğunu ileri sürerek, herkesi imana çağırıyordu. Gazetecilerin ve turistlerin gülümsemeleri arasında elindeki Arapça yazılı bir defterden Kürt şivesine çalan bir Türkçe ile yarı Türkçe yarı Arapça bir şeyler okuyan kişi, adını tüm ısrarlara rağmen vermedi. 

MÜFTÜ’DEN KIYAMET VAAZI

Cuma gününe denk gelen bu ‘özel gün’de Şirince’deki camide de özel kıyamet vaazı verildi. Selçuk Müftüsü İsmail Saltu Kur’an daki kıyamet alametlerini anlatarak, kıyametin birgün kopacağını ama o günün bu gün olmadığını söyledi. Müftü’nün şarkıcı Candan Erçetin’in “Dünyada ölümden başkası yalan” şarkısının sözlerini de söylemesi dikkat çekiciydi. Diyanet İşleri Başkanlığı Şirince’deki bu güne özel 10 bin Kur’an’ın yanı sıra Peygamberle ve İslamiyetle ilgili Türkçe, İngilizce ve Bulgarca ücretsiz kitap dağıtımı yapıyordu. 

MAYALAR DA ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞIYDI

Tes-İş Sendikası Yatağan Şubesi’ne bağlı işçiler ise özelleştirme karşıtı önlükleri ve bildirileri ile Şirince’de idiler. Köye gelmesi beklenen binlerce kişiye özelleştirmelerin birer talan olduğunu anlatan, kömürdeki ve enerjideki özelleştirmelere dikkat çeken bildirileri dağıtan işçilerin basın açıklaması yapmasına ise jandarma engel oldu. Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin “Mayalar da özelleştirmeye karşıydı” diye başladığı konuşmasında, özelleştirmelerin emperyalizmin sömürü araçlarıdır. Biz de karşı çıkalım” dedi. Girgin “Kömürde santral de hepimizin sahip çıkalım” başlıklı bildiriyi okumaya başladığında atılan “AKP KİT’ler de elini çek” sloganı sonrası jandarmanın müdahalesi geldi. Bildiriyi okutmayan jandarma işçileri basın merkezi haline getirilen lokantanın bahçesinden çıkardı. İşçiler köyün sokaklarında dolaşarak bildirilerini Şirinceye gelenlere dağıttılar. İşçilerin taşıdığı “Yaşasın Dünya. Özelleştirmelere ve kıyamete karşı yaşamı savunalım” dövizleri ilgi çekti. 

ASIL KIYAMET DOĞAYI KORUMAZSAK KOPACAK

Köyde başta cep telefonu şirketleri ve bankalar olmak üzere birçok şirket reklam yapmak için birbiriyle yarışırken, esnaf bekledikleri kadar bir yığılma olmasa da ellerinden geldiğince günü fazla karla değerlendirmeye çalıştı. Köyün, hediyelik eşya ve lokantalarla çevrili şirin sokaklarında müzik dinletileri, dans gösterileri yapıldı. “Asıl kıyamet doğayı korumazsak kopacak” diye biliri dağıtan Bursa’dan gelen En Kulüp adlı çevre örgütü dağıttığı bildiride “para kazanma hırsıyla doğayı düşüncesizce kirletenler; tüm yapılan doğa katliamlarını görmezden gelenler yüzünden kendi yaratacağımız kıyamet Allahın kıyametinden önce gelecektir” diyordu. 

AH MAYALAR MAYALAR…

Kıyametin kopacağı saat olarak ileri sürülen 13. 11’e yaklaşılırken geri sayım yapıldı. Geri sayım yapılan lokantanın yanında gitarıyla müzik yapan bir sokak müzisyeni, sayım bittikten sonra “Kıyamet kopmadı hani. Ah Mayalar Mayalar. Bizleri böyle oyalar” şarkısını söylüyordu. Pilangocuların Şirince de hatırı sayılır bir satış yapmaları, 10 gün sonra çekilişe bilet alanların kıyamet günü efsanesini hiç de takmadıklarını gösteriyordu. Kıyamet lokmaları satan bir esnafın “Bu lokmalar direk cennete gönderiyor” sözleriyle lokmasını satması ve Şirince sokaklarında dolaşan hemen herkesin yüzündeki muzip gülümseme, tiyatroda ya da sinemada bir komediyi izleyenlerin yüz ifadeleriyle aynıydı.

(Şirince/EVRENSEL)
http://evrensel.net/news.php?id=44316

Özer AKDEMİR

Her zamanki gibi ‘erken gidecek’ olan gazetemize şu satırları yazdığım anda Şirince’de herhangi bir olağanüstü durum yoktu. Açık, güneşli bir gökyüzü, memleketi donduran kış koşullarına inat sıcak sayılabilecek bir hava vardı. Gökyüzünde belirmesi beklenen UFO’ları bırakın, bir tane bulut bile görünmüyordu. Yine de Selçuk’un bu küçük turistik köyü görüp göreceği en şenlikli, en ilginç gününü yaşıyordu diyebiliriz. Olan bitenden habersiz birisi, köye gelip durumu gördüğünde “yanlışlıkla film setine mi geldim” diye şaşırıp kalırdı. Neredeyse köyün nüfusundan fazla bir basın ordusu, kameralar, canlı yayın araçları, boyunlarında asılı fotoğraf makineleri ile gazeteciler… 225 haneli ve 700 yatak kapasiteli köye, 250 basın mensubu ve 150 jandarma gelmişti. Basın merkezi haline getirilen köyün müzesinin yanında canlı kıyamet yayını bile yapılıyordu.

ÇİRKİNCE’DEN ŞİRİNCE’YE

Şirince ‘kıyamet gününe aslında aylar öncesinden hazırlanmaya başlamıştı. Nereden çıktığı tam olarak kesinlik kazanmasa da Mavi Enerji denilen bir grubun ilk kez ortaya attığı iddiaların ardından, Fransa’nın Bugarach köyü ve Selçuk’un Şirince’si dünyaca tanınır hale geldi.
Mübadeleye kadar Rumların yaşadığı, yemyeşil tepelerin, zeytinliklerin içerisindeki, beyaz boyalı, çok pencereli iki katlı özgün evleri ile köyün adı eskiden iddialara göre ‘kimse gelmesin de rahatımız kaçmasın’ diye “Çirkince” imiş. Bu ad mübadeleden sonra Şirince olmuş ki ikinci adı ona daha da uymuş. Köylüler, zaten Efes Harabeleri, Meryem Ana gibi eserleriyle her yıl binlerce turisti çeken Selçuk turizminden pay alabilmek için zamanla ‘Şirinliklerini’ paraya çevirmeye başlamışlar.

MEHDİ DE ŞİRİNCEDEYDİ!
21 Aralık Kıyamet öyküleri yaygınlaştıkça ve o tarih yaklaştıkça Şirince’de kendisini bu günü hazırlamış. 21 Aralıktan bir gün önce beklenen kalabalığın esamesi okunmayınca moraller bozulmuş biraz ama beklenti ve umutlar 21 Aralığa taşınmış. Esnaf bu güne özel şaraplar yapmış, lokantalar kıyamet menüleri hazırlarken, güne özel tişörtler bastırılmış. Her tarafta kıyametle ilgili bir ürün satışı, bir döviz görmek mümkün. Köyün girişinde durdurulan araçlar için etraftaki boş araziler otoparka çevrilmiş. Bir köşede kıyamete özel cepli kefen satışı yapılırken, bir başka köşede “engelliler yararına” diye satılan özel “Kıyamet Gazetesi” bile bastırılmış. Kıyamet lokmasının satıldığı sokağın başında ise beyaz sakallı, 50’li yaşlarında birisi kendisini mehdi olduğunu ileri sürerek, herkesi imana çağırıyordu. Gazetecilerin ve turistlerin gülümsemeleri arasında elindeki Arapça yazılı bir defterden Kürt şivesine çalan bir Türkçe ile yarı Türkçe yarı Arapça bir şeyler okuyan kişi, adını tüm ısrarlara rağmen vermedi.

MÜFTÜ’DEN KIYAMET VAAZI

Cuma gününe denk gelen bu ‘özel gün’de Şirince’deki camide de özel kıyamet vaazı verildi. Selçuk Müftüsü İsmail Saltu Kur’an daki kıyamet alametlerini anlatarak, kıyametin birgün kopacağını ama o günün bu gün olmadığını söyledi. Müftü’nün şarkıcı Candan Erçetin’in “Dünyada ölümden başkası yalan” şarkısının sözlerini de söylemesi dikkat çekiciydi. Diyanet İşleri Başkanlığı Şirince’deki bu güne özel 10 bin Kur’an’ın yanı sıra Peygamberle ve İslamiyetle ilgili Türkçe, İngilizce ve Bulgarca ücretsiz kitap dağıtımı yapıyordu.

MAYALAR DA ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞIYDI

Tes-İş Sendikası Yatağan Şubesi’ne bağlı işçiler ise özelleştirme karşıtı önlükleri ve bildirileri ile Şirince’de idiler. Köye gelmesi beklenen binlerce kişiye özelleştirmelerin birer talan olduğunu anlatan, kömürdeki ve enerjideki özelleştirmelere dikkat çeken bildirileri dağıtan işçilerin basın açıklaması yapmasına ise jandarma engel oldu. Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin “Mayalar da özelleştirmeye karşıydı” diye başladığı konuşmasında, özelleştirmelerin emperyalizmin sömürü araçlarıdır. Biz de karşı çıkalım” dedi. Girgin “Kömürde santral de hepimizin sahip çıkalım” başlıklı bildiriyi okumaya başladığında atılan “AKP KİT’ler de elini çek” sloganı sonrası jandarmanın müdahalesi geldi. Bildiriyi okutmayan jandarma işçileri basın merkezi haline getirilen lokantanın bahçesinden çıkardı. İşçiler köyün sokaklarında dolaşarak bildirilerini Şirinceye gelenlere dağıttılar. İşçilerin taşıdığı “Yaşasın Dünya. Özelleştirmelere ve kıyamete karşı yaşamı savunalım” dövizleri ilgi çekti.

ASIL KIYAMET DOĞAYI KORUMAZSAK KOPACAK

Köyde başta cep telefonu şirketleri ve bankalar olmak üzere birçok şirket reklam yapmak için birbiriyle yarışırken, esnaf bekledikleri kadar bir yığılma olmasa da ellerinden geldiğince günü fazla karla değerlendirmeye çalıştı. Köyün, hediyelik eşya ve lokantalarla çevrili şirin sokaklarında müzik dinletileri, dans gösterileri yapıldı. “Asıl kıyamet doğayı korumazsak kopacak” diye biliri dağıtan Bursa’dan gelen En Kulüp adlı çevre örgütü dağıttığı bildiride “para kazanma hırsıyla doğayı düşüncesizce kirletenler; tüm yapılan doğa katliamlarını görmezden gelenler yüzünden kendi yaratacağımız kıyamet Allahın kıyametinden önce gelecektir” diyordu.

AH MAYALAR MAYALAR…

Kıyametin kopacağı saat olarak ileri sürülen 13. 11’e yaklaşılırken geri sayım yapıldı. Geri sayım yapılan lokantanın yanında gitarıyla müzik yapan bir sokak müzisyeni, sayım bittikten sonra “Kıyamet kopmadı hani. Ah Mayalar Mayalar. Bizleri böyle oyalar” şarkısını söylüyordu. Pilangocuların Şirince de hatırı sayılır bir satış yapmaları, 10 gün sonra çekilişe bilet alanların kıyamet günü efsanesini hiç de takmadıklarını gösteriyordu. Kıyamet lokmaları satan bir esnafın “Bu lokmalar direk cennete gönderiyor” sözleriyle lokmasını satması ve Şirince sokaklarında dolaşan hemen herkesin yüzündeki muzip gülümseme, tiyatroda ya da sinemada bir komediyi izleyenlerin yüz ifadeleriyle aynıydı.

(Şirince/EVRENSEL)
http://evrensel.net/news.php?id=44316

http://www.facebook.com/ozer.akdemir.37
http://www.izmirizmir.net/ozer-akdemir-sirince-bir-kiyamet-komedisi--y2837.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...