Bilirkişi: Gediz
Deltası mutlaka korunmalı
Bilirkişi, İzmir Körfez Geçiş Projesi kapsamında Gediz
Deltasını koruma sınırlarını daraltan ve yapılaşmanın önünü açan karara karşı
görüş bildirdi.
Fotoğraf: Doğa Derneği
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Gediz Deltasının koruma statüsünü değiştiren Ulusal Sulak
Alan Komisyonu’nun (USAK) kararına karşı açılan davada bilirkişi raporu
mahkemeye sunuldu. Bilirkişiler deltanın yeryüzünün en önemli ekosistemlerinden
biri olduğuna dikkat çekerek değişikliğe, karşı görüş bildirdi. İzmir Körfez
Geçişi Projesinin mahkeme tarafından iptalinin ardından, bilirkişi raporu da
başta flamingolar olmak üzere Gediz Deltasında yaşayan canlılar için
sevindirici.
Gediz Nehri Sulak Alanı Koruma Bölgesi’nin belirlenmesine
dair mart 2017 tarihinde kabul edilen Ulusal Sulak Alan
Komisyonunun (USAK) kararına karşı Doğa Derneği, İzmir Kent Stratejileri
Merkezinden Araştırmacı Ali Rıza Avcan ve Avukat Cem Altıparmak tarafından dava
açılmıştı. Mutlak koruma alanı içerisinde bulunan Gediz Deltasının koruma
sınırlarını daralttığı ve yapılaşmanın önünü açtığı gerekçeleriyle USAK
kararına olur veren Bakanlığın olurunun yürütmesinin durdurulması istenmişti.
Açılan dava ile ilgili alanda 14 Nisan 2018 tarihinde yapılan incelemelerde
bilirkişilerden USAK kararının Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinde
belirtilen koruma bölgeleri tanımlarına uygun olup olmadığının tespiti istendi.
DELTANIN TAMAMI KUŞ
CENNETİ
Davanın görüldüğü İzmir 3. İdare Mahkemesine sunulan 57
sayfalık bilirkişi raporunda alanın kuş faunası bakımından oldukça önemli
olduğuna vurgu yapılarak; "Deltanın tamamının kuş cenneti statüsünde
olduğu ve koruma çalışmaları dışında yapılacak herhangi bir faaliyetin, kuşlar
üzerinde kesinlikle negatif etki oluşturacağı" dile getirildi. USAK
kararında yer alan "tampon bölge" tanımı ile zaten daha önceden
daralmış olan alanın daha da daralmasının söz konusu olduğuna dikkat çekilen
raporda, "bu durumun sulak alan ekosistemlerinin korunmasında, ekosistem
dengesinin bozulmasını başlatacak bir etki olarak değerlendirildiği"
ifadelerine yer verilerek USAK kararının ornitolojik açıdan uygun görülmediği
kaydedildi.
USAK kararının çevre mühendisliği açısından
değerlendirilmesinde Bakanlık tarafından kabul edilen USAK kararının Sulak
Alanların Korunması Yönetmeliği’ndeki koruma bölgeleri tanımlarına
uygunluğundan çok İzmir Körfez temizlik Projesi göz önüne alınarak
oluşturulduğu belirtildi.
'YAPILAŞMA BASKISI
OLUŞTURUR'
Kararın şehir planlama açısından Sulak Alanların Korunması
Yönetmeliği'ndeki "kontrollü kullanım tanımına uymadığı, Gediz Deltası
Koruma Bölgesinin bütününe yönelik olumsuz etkisi olabilecek yapılaşma baskısı
oluşturabileceği..." ifade edildi.
Bilirkişi raporunda bölgedeki flora içerisinde özellikle
tuzcul türleri içeren familyalara ait türlerin fazlalığının alanın ekolojik
önemini ortaya koyduğu belirtilerek, alanın vejetasyon bileşenleri açısından da
önemli olduğu dile getirildi. Raporda; "...bölgenin koruma statüsünün
değişmesi noktasında alana gelecekte yapılabilecek olası müdahalelerde, güney
Gediz'de bu habitatın tamamen ortadan kalkması ve buna bağlı bu habitatı
kullanan tüm canlı gruplarının zarar görmesi kaçınılmazdır" ifadelerine
yer verildi.
Bölgede yapılmış ve yapılması olası müdahaleleri alanın su
ve tuz dengesini bozacağı ve doğal vejetasyonun buna bağlı olarak, başta kuşlar
olmak üzere diğer canlıların dağılımını etkileyeceğinin belirtildiği raporda,
"bu bilgiler ışığında dava konusu işlemin Gediz Deltası Flora ve habitat
bütünlüğünün üzerinde olumsuz etkiler oluşturacağı düşünüldüğünden uygun
görülmemektedir" denildi.
YERYÜZÜNÜN EN ÖNEMLİ
EKOSİSTEMİ
Bilirkişi raporunda ayrıca deltanın sucul alanlar için eşsiz
bir yaşam alanı olduğuna işaret edilerek, nesli tükenme tehdidi altındaki
Akdeniz Foku'nun yaşam alanı da olan bu sucul ekosistemin daraltılmasının
zamanla faunistik yapıyı da bozacağı vurgulandı. Raporda USAK kararının
faunistik açıdan değerlendirilmesi şu şekilde yapıldı; "Böyle bir sulak
alan ekosisteminin binlerce yılda oluştuğu, yeryüzünün en hassas ve aynı
zamanda en karmaşık ilişkilerine sahip dinamik sistemler olduğu, sahip
oldukları biyolojik çeşitlilik nedeniyle dünyanın doğal zenginlik müzeleri ve
doğal işlevler ve ekonomik değeriyle yeryüzünün en önemli ekosistemleri olduğu,
bu bölgenin yakın ve uzak gelecekte insan baskısından etkilenmemesi, sucul ve
karasal fauna üzerine kalıcı ve telafi edilemez etkilerin oluşmaması için USAK
tarafından alınan kararın faunistik açıdan uygun olmadığı" kararına
varıldı.
'İPTAL KARARI
BEKLİYORUZ'
Bilirkişi raporunu değerlendiren Doğa Derneği avukatı ve
aynı zamanda davacılardan olan Av. Cem Altıparmak, Körfez geçiş projesinin iptalinden
sonra bu davada da büyük bir terslik olmaz ise bir iptal kararı beklediklerini
belirtti.
Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Sulak Alanlar
Komisyonunun, bilimsel hiçbir karşılığı olmayan bir düzenleme ile güney Gediz
Deltasını, mutlak koruma alanından kontrollü kullanım alanına çevirdiğini
aktaran Altıparmak, "Bu değişikliğin bu haliyle kabul görmesi halinde,
güney deltanın oldukça kısa bir süre içinde doldurularak, sadece köprü geçişi
ile kalmayıp, aklınıza gelebilecek her türlü inşai faaliyete ve ranta
açılması gündeme gelebilecek" dedi.
'KÖTÜLÜĞÜN KAPILARINI
BİR KEZ AÇARSANIZ...'
Bu söylediklerim hayal ürünü olmadığını ifade eden
Altıparmak, "Bugün bir dairenin fiyatı 4-5 milyon liralarla ifade edildiği
Mavişehir bölgesinin ve Bostanlı'nın, zamanında Gediz Deltası'na dahil olduğu
ve geçmiş 40-50 yıl içinde ve doldurularak bu hale getirildiği dikkate
alındığında, kötülüğün kapılarını bir kez daha açarsanız, bu bölgenin de çok
değil 5-10 yıl içinde yok olacağını görürsünüz. Oysa bu bölge kentin nefes
alabilen birkaç bölgesinden biri. Başta flamingolar olmak üzere bir çok canlı
türünün beslenme ve üreme bölgesi" dedi. Bölgede düzenli olarak
yapılan kış ortası kuş sayımlarında bu bölgenin oldukça önemli sayıda kuş
türüne ev sahipliği yaptığının tespit edildiğini ifade eden Altıparmak,
"Delta, UNESCO’nun Dünya Doğa Mirası ile ilgili kriterlerinin
tamamını sağlıyor. O yüzden biz yargının, Gediz Deltası lehine vermiş
olduğu bilirkişi raporunu da dikkate alarak, hukuki ve bilimsel bir karşılığı
olmayan Sulak Alan Komisyonu kararını iptal edeceğine inanıyoruz"
dedi.
KARARDA İKİ
'ÇEVRE ÖRGÜTÜ'NÜN DE İMZASI VAR
Türkiye'nin onaylanmış 14 Ramsar alanından birisi olan Gediz
Deltası, İzmir'in 25 km
batısında yer alıyor. Tatlı ve tuzlu su çayırlarından oluşan Delta'nın güney
sınırı Karşıyaka Mavişehir önüne kadar uzanıyor. İzmir Körfez Geçişi
Projesi’nin önünün açılması için alındığı ileri sürülerek tepki gösterilen USAK
kararında WWF ve Doğa Araştırmaları Derneği adlı iki 'çevre örgütünün de
imzalarının bulunduğu Evrensel'in 29 Eylül 2017 tarihli "İzmir Körfez
Geçişinin önü böyle açıldı" haberiyle gündeme getirilmişti. Komisyon
kararında adı geçen WWF Türkiye Sorumlusu Eren Atak, o kararı imzaladığı sırada
projeden haberi olmadığını ileri sürerek, “Kararlar İKG’nin önünü açtı mı
bilmiyorum, açmış da olabilir. Ama mevzuata uygundu” derken, Doğa Araştırmaları
Derneği adına USAK belgesinde ismi bulunan İlker Özbahar'ın ise alanı hiç
görmeden belgeye imza attığı ortaya çıkmıştı.
https://www.evrensel.net/haber/369577/bilirkisi-gediz-deltasi-mutlaka-korunmali
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder