30 Aralık 2018 14:24
Sadece insanı ve aile sahnelerini değil suyu da çizmişler
Latmos’lu ressamlar… Özer Akdemir, Latmos kaya resimlerini yazdı.
Fotoğraf: EKODOSD (Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler
Derneği)
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Urfa Göbeklitepe’de bulunan T biçiminde taşlar ile ondan
binlerce kilometre uzaklıktaki eski adı Latmos olan Beşparmak Dağlarındaki kaya
resimleri arasında bir ilişki olabilir mi? Yaşamının 20 yılını Latmos kaya
resimleri ile ilgili çalışmalara veren Dr. Anneliese Peschlow bu sorunun
yanıtını da araştırıyor.
8000 YILLIK RESİMLER
1971 yılında Latmos'daki antik taş döşeli yolların kıyısında
bulunan beyaz haçların peşinde gezerken, bölgede arıcılık yapan Yaşar
Beşparmak'ın gösterdiği kırmızı resimler tarihin yanı sıra Peschlow'un yaşamını
da değiştirmiş. Karakaya'nın Söğütözü mevkiinde Göktepe'de bulunan ilk kaya
resminin tarihinin M.Ö. 6000’lere dayandığının, yani günümüzden 8000 yıl önce
burada yaşayan Latmos’lu resim sanatçılarının bu resimleri yaptığının ortaya
çıkması arkeoloji bilimi açısından çok önemli bir keşfi de işaret etmekteydi.
Peschlow'un o günden sonra bölgede yaptığı çalışmalar yöre insanlarından,
çobanlardan, arıcılardan alınan bilgiler sonucunda bulunan kaya resimlerinin
sayısı günümüzde 180’e yaklaşmış durumda. Latmos'da eğer yok edilmemişse hâlâ
yeni kaya resimleri bulunmaya devam ediliyor. Dünya kültürünün en önemli
miraslarından birisi, 8000 yıl önceki Anadolulu ressamların eserleri, ne yazık
ki günümüzde bölgede gittikçe çoğalan taş, felspat ve kuars madenlerinin
tehdidi altında.
Fotoğraf: EKODOSD (Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler
Derneği)
İNSANI, AİLEYİ, SUYU ÇİZMİŞLER
Hangi kayaların altında ya da karanlık bir mağaranın
duvarında resimler var, bunun ortaya çıkarılması ancak uzman gözlerin titiz
çalışmaları ile mümkün. Latmos’lu sanatçılar, dünyada başka ülkelerde bulunan
eski kaya resimlerindeki hayvanların, avcılığın aksine, dağın vahşi
kayalıklarına insanı çizmişler. Aile yaşamını, eşlerin, anne çocuğun yaşamını,
bebeğini hoppa yapan bir kadını, ele ele halay çeker gibi tutuşan insanları
görmek mümkün bu resimlerde. Sadece insanı ve aile sahnelerini değil suyu da
çizmişler Latmos’lu ressamlar. Menderes'i kutsal bellemişler ve onu da çizerek
kutsamışlar. Tarımı öğrenip yerleşik düzene geçmişler Latmos'lular. Kurak geçen
yıllarda tarım için gerekli yağmurlar yağmayınca hava ve iklim tanrısına dua
eden motifleri çizdiğini görüyoruz Latmos ressamlarının. Dağın zirvesinin en
iyi göründüğü yer olan Karadere mağarasında bulunan kayanın doğal yapısı,
aşınmaları ile birlikte çizilen resimler Latmos tanrılarının çizimleri olarak
değerlendiriliyor. Sanki yanlarından akıp giden ırmağa dua eder gibiler.
T BİÇİMLİ GİZEM
Bu resimlerde ilgi çeken başka bir özellik ise figürlerin
başlarının T biçiminde yapılması. Günümüzden 12 bin 500 yıl öncesine tarihlenen
ve dünya arkeolojisinin yeniden yazılmasına neden olan Urfa Göbeklitepe'de
ortaya çıkarılan T şeklindeki taşlarla bu figürler arasında bir bağ, ilişki var
mı? Dr. Anneliese Peschlow buradaki taşları incelemek ve Latmos Tanrılarının
başlarında olan T biçimlerindeki benzerliği araştırmak için Urfa Göbeklitepe’ye
gitmişti.
MUTLULUĞUN RESİMLERİ
Fotoğraf: EKODOSD (Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler
Derneği)
8000 yıl önceden demiroksit kullanarak kırmızı renklerle
mutluluğun resimlerini çizen Latmos'lu sanatçıların özlemleri, düşleri, yaşamları
o günlerden bize kadar gelebildi. Bu resimlerin bizden sonraki bin yıllara
taşınabilmesi için ise korunması gerekiyor. Batı Anadolu’nun benzersiz
coğrafyasında yer alan bu resimlerin bulunduğu bölgede yeni yeni maden ocakları
için ruhsat verilmesi, gözümüz gibi korumamız gereken, bu insanlık miraslarına
karşı yapılan en büyük 'ihanet' sayılıyor. Tuvalet taşı, lavabo, mutfak tezgahı
hammaddesi için Latmos'lu ressamların günümüz kadar gelmiş 8000 yıllık
resimlerinin yok olmasına göz yumanlar, zemin hazırlayanlar sadece tarih önünde
değil insanlığın kültür mirasına karşı bir suç olarak günümüz hukukunda da
yargılanıp cezalandırmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder