26 Şubat 2013 Salı

Susi’nin son çığlığı



Fotoğraf: Susi’nin son çığlığı

Özer Akdemir

Aşağıdaki mektup Susi’den. Ya da, Özderelilerin deyimiyle “Çılgın Alman”dan. Evini, bütün olanaklarını sokak hayvanlarına açan, yaşamını onlara adayan, komşulardan şikayet gelince bütün birikimiyle hayvanlara küçük bir çiftlik yapan Susi's Tierheim’dan. Koşullar öylesine zorlamış ki aşağıdaki mektubu yazmak zorunda kalmış. 

“Pes ettim” diyor. “Artık hayvanlara yem, kum, saman alamıyorum. Kendim için bile yiyecek alamıyorum” diyor. Özdere’deki veteriner kliniğinde görüştüğümüzde, ‘üflesen uçacak’ kadar zayıflıktaki sarışın kadına, yanındaki dostları bir şeyler yemesi için ısrar ediyorlardı. Günde bir öğün yemek yediğini söylüyorlardı. Susi, kucağında tek gözü kör kedi ile paylaşmıştı ekmek arası köftesini. 

Aslında onun Türkiye günleri bu karşılıksız paylaşmaların toplamı sayılabilir. Almanya’dan turist olarak gelip, sonradan terk edemediği, memleket yapıp yerleştiği Özdere’de, önce sokak kedileriyle paylaştı evini, ekmeğini. Sokaklar o kadar çok terk edilmiş kedi-köpekle doluydu ve Susi’nin yüreği de onları sokakta bırakmayacak kadar kocamandı ki, evindeki hayvan sayısı bir anda 80’leri buldu. Bu kadar hayvanın sesleri, kokuları, varlıkları Susi’nin komşularına fazla gelmişti. Şikayetlerin artmasını ardından, Susi tüm varını yoğunu denkleştirip Özdere’nin dışında, kırların ortasında küçük bir arazi aldı. Dostu olan bir iki kişi ile gece gündüz çalışıp, hayvanların rahatça hareket edip, barınacakları bir çiftlik yaptılar. Biz gittiğimizde çiftlikteki hayvan nüfusu 112 kedi, 7 köpek, 1 katır ve 1 eşekten oluşuyordu. 

Susi’nin son mektubunda artmış ve çeşitlenmiş görünüyor hayvan sayısı; 100 kedi, 10 köpek, 3 esek, 1 at, 3 tavsan.

İşte Susi’nin ‘Pes ettim’ diye başlayan mektubu, bu kadar hayvana artık bakamamanın çaresizliği ile yazılmıştı. Ömrünün son 25 yılını bu hayvanlara adayan sarışın güzel kadın, ‘yaşamla aramdaki bağ’ olarak tanımladığı dostlarından ayrılmak zorunda kalmanın iç burkan çığlığını atmış mektupta. Mektup söze de gerek bırakmıyor ama Susi’ye ve dostlarına yardım edebilmenin bir yolu olsa gerek. Çok geç kalınmamışsa tabii…

Sevgili Arkadaşlar,

Pes ediyorum! Artik yapamıyorum! Tükendim!

Param kalmadı artık, dolayısıyla kedilere ve köpeklere mama alamıyorum, gerekli ilaçları yada kedi kumu temin edemiyorum, eşeklere saman ve yem yada nal masraflarını karşılayamıyorum.

Kendim için bile yiyecek alamıyorum. Ev hijyeniği için gerekli malzemeleri alamıyorum.

Bu olanların üstüne bide son aylarda sağlık problemlerim, uykusuz gecelerim ve kabuslarım başladı.

Hiç bir yerden yardim almıyorum, bunların üstesinden fiziksel olarak gelemiyorum, kedi ve köpek evlerini temizlemek olsun ve buna benzeri isler mesela bölgenin temizliğini yapamaz oldum.

Vakıflardan ve benzeri yerlerden de yardım alamıyorum.

Evimi ve arsamı satılığa çıkardım.

Bu kadar hayvanı ne yapacağımı bilemiyorum, (100 kedi, 10 köpek, 3 eşek, 1 at, 3 tavsan) başka barınaklara dağıtacağım yada sokağa salmak zorunda kalacağım.

Her hayvanın başka hayat öyküsü var ve hepsini yüreğime hapsettim. Bu güne kadar benim yasama sebebim oldular onların acı çekmesine göz yumamadım hala yumamıyorum!

Kabuslarım hiç bitmiyor ve bu duruma rağmen dün yine çok ürkek zayıf bir yavru köpek buldum ve yanıma aldım.

Belki bazılarınız bir insan nasıl bu kadar aptal olabilir diye düşünebilir fakat hayvanları seven insan benim ne demek istediğimi ve ne hissettiğimi bilir.

Bazı arkadaşlar bana maddi destekte bulundular sizlere hem maddi hem manevi yanımda olduğunuz için yürekten teşekkür ederim ama ne yazık ki yeterli olmadı.

Kararımı vermek kolay olmadı ama bu durumda PES etmek zorundayım....

Sevgilerimle Susi...

‘Çılgın Alman’ın hayvan çiftliği
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=495572330477124

Suzi'nin Çiftliği Yardım Bekliyor...
Tıklayınız
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=489854057715618

Özer Akdemir

Aşağıdaki mektup Susi’den. Ya da, Özderelilerin deyimiyle “Çılgın Alman”dan. Evini, bütün olanaklarını sokak hayvanlarına açan, yaşamını onlara adayan, komşulardan şikayet gelince bütün birikimiyle hayvanlara küçük bir çiftlik yapan Susanna Wiesent’den. Koşullar öylesine zorlamış ki aşağıdaki mektubu yazmak zorunda kalmış.

“Pes ettim” diyor. “Artık hayvanlara yem, kum, saman alamıyorum. Kendim için bile yiyecek alamıyorum” diyor. Özdere’deki veteriner kliniğinde görüştüğümüzde, ‘üflesen uçacak’ kadar zayıflıktaki sarışın kadına, yanındaki dostları bir şeyler yemesi için ısrar ediyorlardı. Günde bir öğün yemek yediğini söylüyorlardı. Susi, kucağında tek gözü kör kedi ile paylaşmıştı ekmek arası köftesini.

Aslında onun Türkiye günleri bu karşılıksız paylaşmaların toplamı sayılabilir. Almanya’dan turist olarak gelip, sonradan terk edemediği, memleket yapıp yerleştiği Özdere’de, önce sokak kedileriyle paylaştı evini, ekmeğini. Sokaklar o kadar çok terk edilmiş kedi-köpekle doluydu ve Susi’nin yüreği de onları sokakta bırakmayacak kadar kocamandı ki, evindeki hayvan sayısı bir anda 80’leri buldu. Bu kadar hayvanın sesleri, kokuları, varlıkları Susi’nin komşularına fazla gelmişti. Şikayetlerin artmasını ardından, Susi tüm varını yoğunu denkleştirip Özdere’nin dışında, kırların ortasında küçük bir arazi aldı. Dostu olan bir iki kişi ile gece gündüz çalışıp, hayvanların rahatça hareket edip, barınacakları bir çiftlik yaptılar. Biz gittiğimizde çiftlikteki hayvan nüfusu 112 kedi, 7 köpek, 1 katır ve 1 eşekten oluşuyordu.

Susi’nin son mektubunda artmış ve çeşitlenmiş görünüyor hayvan sayısı; 100 kedi, 10 köpek, 3 esek, 1 at, 3 tavsan.

İşte Susi’nin ‘Pes ettim’ diye başlayan mektubu, bu kadar hayvana artık bakamamanın çaresizliği ile yazılmıştı. Ömrünün son 25 yılını bu hayvanlara adayan sarışın güzel kadın, ‘yaşamla aramdaki bağ’ olarak tanımladığı dostlarından ayrılmak zorunda kalmanın iç burkan çığlığını atmış mektupta. Mektup söze de gerek bırakmıyor ama Susi’ye ve dostlarına yardım edebilmenin bir yolu olsa gerek. Çok geç kalınmamışsa tabii…

Sevgili Arkadaşlar,

Pes ediyorum! Artik yapamıyorum! Tükendim!

Param kalmadı artık, dolayısıyla kedilere ve köpeklere mama alamıyorum, gerekli ilaçları yada kedi kumu temin edemiyorum, eşeklere saman ve yem yada nal masraflarını karşılayamıyorum.

Kendim için bile yiyecek alamıyorum. Ev hijyeniği için gerekli malzemeleri alamıyorum.

Bu olanların üstüne bide son aylarda sağlık problemlerim, uykusuz gecelerim ve kabuslarım başladı.

Hiç bir yerden yardim almıyorum, bunların üstesinden fiziksel olarak gelemiyorum, kedi ve köpek evlerini temizlemek olsun ve buna benzeri isler mesela bölgenin temizliğini yapamaz oldum.

Vakıflardan ve benzeri yerlerden de yardım alamıyorum.

Evimi ve arsamı satılığa çıkardım.

Bu kadar hayvanı ne yapacağımı bilemiyorum, (100 kedi, 10 köpek, 3 eşek, 1 at, 3 tavsan) başka barınaklara dağıtacağım yada sokağa salmak zorunda kalacağım.

Her hayvanın başka hayat öyküsü var ve hepsini yüreğime hapsettim. Bu güne kadar benim yasama sebebim oldular onların acı çekmesine göz yumamadım hala yumamıyorum!

Kabuslarım hiç bitmiyor ve bu duruma rağmen dün yine çok ürkek zayıf bir yavru köpek buldum ve yanıma aldım.

Belki bazılarınız bir insan nasıl bu kadar aptal olabilir diye düşünebilir fakat hayvanları seven insan benim ne demek istediğimi ve ne hissettiğimi bilir.

Bazı arkadaşlar bana maddi destekte bulundular sizlere hem maddi hem manevi yanımda olduğunuz için yürekten teşekkür ederim ama ne yazık ki yeterli olmadı.

Kararımı vermek kolay olmadı ama bu durumda PES etmek zorundayım....

Sevgilerimle Susi...


‘Çılgın Alman’ın hayvan çiftliği
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=495572330477124

Suzi'nin Çiftliği Yardım Bekliyor...
Tıklayınız
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=489854057715618

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...