20 Ocak 2017 04:37
İzmir'e su sağlayan barajların havzasındaki Efemçukuru altın
madeninde yapılacak keşif, bilirkişi ücreti yatırılmadığı için yapılamıyor.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
İzmir’e kuş uçuşu 20 kilometre uzaklıkta
olan ve kente su sağlayan barajların havzasında işletilen Efemçukuru altın
madeninde yapılacak keşif, bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle
yapılamıyor. Mahkeme 10 bin lirayı geçen bilirkişi ve keşif ücretinin madene
karşı dava açanlar tarafından ödenmesini isterken, yıllardır altın madenine
karşı mücadeleyi yürüten EGEÇEP ve Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) ise keşif
ücretinin hazineden karşılanması ya da İzmir’in sularından sorumlu olan İzmir
Büyükşehir Belediyesi (İBB) kurumu İZSU tarafından ödenmesi konusunda ısrarcı.
ALTIN MADENİ İZMİR’İN SULARINI KİRLETİYOR
Kanadalı TÜPRAG şirketi tarafından işletilen Efemçukuru
altın madeni İzmir’i tepeden gören bir konumda, kentin tek yüzeysel su toplama
havzası olan bölgede 5 yıldır üretimine devam ediyor. Madene karşı başta
Bakanlar Kurulunun “acele kamulaştırma” kararı olmak üzere, üretim izni,
lisansı, ÇED raporları, kapasite artış raporları gibi konularda onlarca dava
açıldı. Bir kısmı sonuçlanan, bir kısmı uzun yıllardır devam eden bu davalar,
madenin 5 yıldır faaliyete devam etmesinin önüne geçebilmiş değil. Madenin
üretimde olduğu bu 5 yıl içerisinde bölgedeki yer altı-yer üstü sularında ağır
metal kirliliği yarattığı, yapılan bilirkişi incelemesi sonrası tespit edilmişti.
DAVA ÜCRETİNİ BİRAZ DA SİZ ÖDEYİN
İzmir’in sularını kirleten altın madenine ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen kapasite artışı ÇED olumlu kararının
iptali için açılan davada mahkeme yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar
verdi. Ancak mahkeme belirlediği 10 bin liralık bilirkişi ve yol giderlerinin,
davacı olan EGEÇEP ve ÇMO tarafından karşılanmasını istedi. Yıllardır, İzmir’in
içme suyunun korunması için bu altın madenine karşı mücadele eden ve önemli
miktarları bulan mahkeme giderlerini kıt kanaat olanakları ile karşılamaya çalışan
bu kurumlar ise verdikleri dilekçelerle, keşif için istenen bu ücretin hazine
tarafından ya da kentin içme sularından sorumlu İZSU tarafından
ödenmesini istediler. Ancak EGEÇEP ve ÇMO’nun bu talebi Hazine
Müsteşarlığı ve İZSU tarafından reddedildi. Üstelik İZSU davaya müdahil olarak
katılmış olmasına rağmen kamu kurumlarının bütçelerini düzenleyen yasa
maddesini gerekçe göstererek bu ücreti yatıramayacağını ileri sürdü. EGEÇEP ve
diğer yaşam savunucularının, İZSU’ya yönelik başvuruları ve benzer yöndeki
dilekçeleri de bir sonuç vermedi.
MİLYARLIK BÜTÇESİ VAR 10 BİN LİRA ÖDEMİYOR!
İzmir’in içme suları ile ilgili bir davada istenen bu
ücreti, kentin suyundan sorumlu kurum İZSU’nun yönetmelikleri gerekçe
göstererek ödememesi tepkiyle karşılandı. 2016 yılı bütçesi 1 milyar 744 milyon
849 bin TL olan İZSU’nun 10 bin lira gibi bir miktarı ödemek istememesi,
“Kentin içme suyunu korumak bizim mi görevimiz? İZSU bu iş için kurulmuş bir
kurum değil mi? Görevini yıllardır biz yapıyoruz” tepkilerine neden oldu.
SESSİZLİK SUYU KURTARMAZ?
İzmir Tabip Odası bilirkişi keşif ücreti için belli bir
miktar katkı koyabileceğini açıklarken, kentin önemli kurumlarından İzmir
Barosu, TMMOB, işçi ve kamu sendikalarının konuya karşı şu ana kadar sessiz
kalmasına EGEÇEP’ten tepki geldi. Her geçen gün kentin sularının altın madeni
tarafından kirletildiğine dikkat çeken EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü Sevda Budak,
“Sessiz kalmak suyumuzun kirlenmesini onaylamaktır” dedi. Budak, “Kentin içme
suyunun korunması mücadelesinde bile sorumluluk almak istemeyen, sorumluk alıp
mücadele edenlere de hiçbir şekilde destek olmayan siyasi partiler,
belediyeler, meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin bu tutumu, ülkedeki
emek, demokrasi ve ekoloji mücadelesinin neden geri kaldığının da ipuçlarını
veriyor” diye konuştu. Budak bir kez daha İzmirlilere ve tüm kurumlara kentin
suyuna, toprağına, havasına sahip çıkma çağrısında bulunduklarını söyledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder