AKP Hükümetinin korunan alanlara dair rant odaklı
politikalarını ve bu kapsamda çıkardığı yönetmeliği EGEÇEP avukatı Erol
Çiçek’le değerlendirdik.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelikle
ilgili dava açan Bursa Barosu Avukatlarından Erol Çiçek, yönetmelik
değişikliğinin korumayı değil, koruma statülerini yok ederek doğayı daha kolay
ranta açmayı hedeflediğini dile getirdi.
AKP hükümetinin rant odaklı politikalarının son
örneklerinden birisi Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik oldu.
EGEÇEP bu yönetmelik değişikliğine karşı yürütmeyi durdurma davası açtı. EGEÇEP
adına Danıştay Başkanlığı’na gönderilmek üzere dava dilekçesini Bursa Orhangazi
Asliye Hukuk Mahkemesi’ne veren Avukat Erol Çiçek, bu yönetmelik değişikliği
ile ilgili ne yapılmak istendiğine dair sorularımızı yanıtladı.
Bir bütün olarak yönetmelik değişikliğinin, koruma altındaki
bölgelere yönelik rant uygulamalarını daha da kolaylaştırdığını söylemenin
mümkün olduğunu belirten Çiçek, bu düşüncesini yönetmelik değişikliğindeki
maddelerle açıkladı.
ADRESE TESLİM SİT DAVALARI İÇİN
Önceki yönetmelikte yer alan “doğal SİT ilanına dair gerekçe
raporu veya biyoçeşitlilik raporu” kısmının değişiklikle yönetmelikten
çıkarıldığını kaydeden Çiçek, “Doğal sit ilanına dair gerekçe raporu veya
biyoçeşitlilik raporu doğal sit alanı belirlenirken yapılacak biyo-ekolojik
çalışmaların hedefi, alanın tür çeşitliliğini (flora ve faunası) ve habitat
özelliklerini saptamaya dönük bilimsel çalışmalardır. Bu iki kavramın
yönetmelikten çıkarılmasıyla uluslararası sözleşmenin gereği bilimsellik ve
akıllıca kullanım ilkesi ortadan kaldırılmaktadır. Böylece, özellikle parsel
ölçeğinde gerçekleştirilen ve adrese teslim sit statüsü değişikliklerinde
açılan davaların, ‘gerekçe raporu veya biyoçeşitlilik raporu’ bulunmaması
nedeni ile usulen reddedilmesinin önüne de geçilmiş olmaktadır” dedi.
KORUNAN ALANI YAPILAŞMAYA AÇIYOR
Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na göre bir
alanın sit olarak ilan edilmesinin alandaki her ölçekteki planı durdurduğuna
dikkat çeken Çiçek, “Önceki hükümde yer alan ‘veya statü değişikliği’
kısmı çıkarıldığında her ölçekteki plan uygulamalarına yol verilmiş olmaktadır.
Böyle bir uygulamanın korunması gerekli alanlarda, koruma amacı dışında
yapılaşmaya yol açacağı açıktır, bu durumda yönetmeliğin koruma amacı ortadan
kaldırılmış olmaktadır” diye konuştu.
DOĞAL SİT ALANINDA YAPILAŞMANIN ÖNÜ AÇILDI
Çiçek yönetmelikte yapılmak istenen değişiklikleri ve
sonuçlarını şu maddeler halinde özetledi;
* Doğal sit alanı statüsü getirilen alanlarda, geçmişte 18 ay olan plan hazırlama süresi 3 yıla çıkarılarak doğal sit alanlarında yapılaşmanın önünü açan bir durum yaratıldı. Hatta 3 yıl içerisinde plan hazırlanmaması durumunda, “Bölge Komisyonu”nun gerekçeli olarak süreyi uzatabilecek. Böylece, doğal sit alanı statüsünde olan alanlarda, alan bütünlüğünü gözeten koruma amaçlı imar planı hazırlanmaksızın, yapılaşmanın devam ettirilmesine olanak sağlandı.
* Doğal sit alanı statüsü getirilen alanlarda, geçmişte 18 ay olan plan hazırlama süresi 3 yıla çıkarılarak doğal sit alanlarında yapılaşmanın önünü açan bir durum yaratıldı. Hatta 3 yıl içerisinde plan hazırlanmaması durumunda, “Bölge Komisyonu”nun gerekçeli olarak süreyi uzatabilecek. Böylece, doğal sit alanı statüsünde olan alanlarda, alan bütünlüğünü gözeten koruma amaçlı imar planı hazırlanmaksızın, yapılaşmanın devam ettirilmesine olanak sağlandı.
KIYILAR RANTA AÇILIYOR
* Yönetmelikte getirilen “Kıyı alanlarında yapılacak yapı ve
tesisler için sit alanı bütününde imar planı yapma ve etaplama şartı aranmaz.”
hükmü ile çeşitli yönetmeliklerle getirilen havza yönetim planı, sulak alan
koruma planları gibi coğrafi ve ekolojik bütünlüğü öngören bilimsel yaklaşım
ile doğal sit ve sulak alanların korunmasının bilimsel gereği olan bütüncül
planlama ilkesi terk edilip; plan şartlarından istisna edilmekte.
HALKIN KARARI GÖZARDI EDİLİYOR
* “Bu planlar Bakanlıkça tespit edilen yer ile internet
sayfasında 1 ay süreyle ilan edilir.” şeklinde yapılan değişiklik de hukuki
belirsizlik nedeniyle hukuka aykırıdır. ÇED sürecinde sonucunda alınan
kararların halka duyurulması amacıyla ilan ve duyuru yapılması zorunluluğu
konusundaki belirsizlik nedeniyle ÇED Yönetmeliğini bu maddesi iptal edilmişti.
Çiçek, başka kanun ve yönetmeliklerle de çelişen bu yönetmelik değişikliğinin
ilgili maddelerinin yürütmesinin durdurulması için dava açtıklarını dile getirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder