16 Ocak 2017 02:53
İzmir'de ortaya çıkarılan radyoaktif atıkların geri kazanımı
ile ilgili yapılan İncelem Değerlendirme Komisyonu tutanakları EGEÇEP'e
gönderilmedi.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
İzmir Gaziemir’de eski bir akü fabrikasının bahçesinde
gömülü olarak ortaya çıkarılan nükleer atıklarla ilgili skandallar bitmek
bilmiyor. Yıllarca kamuoyundan gizlenen radyoaktif atıkların geri kazanımı ile
ilgili yapılan projenin İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) tutanakları
“özel hayatın gizliliği” gerekçesiyle dava açan EGEÇEP’e gönderilmedi.
Yüz binlerce İzmirlinin yaşadığı bir bölgede yer alan
radyoaktif atıklar önce ÇED Raporu bile hazırlanmadan kamyonlara doldurulup
taşınmak istendi. Bunun riskleri ile ilgili dava açan EGEÇEP’in çabaları sonucu
mahkeme nükleer atıkların ÇED süreci işletilmeden taşınamayacağına hükmetti.
Daha sonraki süreçte atıkların ayıklanması ve geri kazanımı ile ilgili açılan
ihaleyi kazanan Turanlar Atık Yönetimi Geri Dönüşüm AŞ adlı şirket ÇED süreci
başlattı. ÇED halkı bilgilendirme toplantısının ardından Ankara’da yapılan İDK
toplantısına, atıklarla ilgili dava açan EGEÇEP avukatı Arif Ali Cangı ve
mahalleli adına Mehmet Kurt katıldı. Toplantının açılışı ve projenin tanıtımından
sonra söz verilen Cangı ve Mehmet Kurt, ÇED raporu ve işletilen ÇED sürecine
ilişkin eleştiri, itiraz, görüş ve önerilerini sözlü olarak komisyon üyelerine
aktardı. Ayrıca konuyla ilgili iki tane uzman görüşünü de yazılı olarak
komisyon başkanına teslim ettiler. Bu iki sunumun ardından komisyon başkanı
“komisyonun çalışma usulü” gerekçesiyle davet ile gelen Cangı ve Kurt’u
toplantı salonundan çıkmalarını isterken, itiraz ve açıklamaları dinlemek,
gerekirse ek açıklama yapmak istenmesine rağmen toplantının devamına katılıma
izin vermedi.
İDK TOPLANTISI ÖZEL HAYATMIŞ!
“Şeffaf ve katılımcı” olması gereken ÇED sürecinin bu
şekilde konunun taraflarından birisine kapatılarak götürülmesi projenin çevre
sağlığı ve canlı yaşamı için risk oluşturmadan planlanması ve uygulanmasına
dair ortaya konan kaygıları arttıran bir uygulama olarak değerlendirildi.
Toplantının ardından EGEÇEP avukatı Cangı, gerek bu olaya ilişkin gerekse
uygulamadaki yanlış komisyon toplantısı usulünün düzeltilmesini sağlamak için
Bilgi Edinme Yasası uyarınca, İDK toplantısında tutulan komisyon üyelerinin
görüşlerinin yer aldığı tutanağın bir örneğinin gönderilmesini talep etti.
Geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi
İzin ve Denetim Müdürlüğünce bu talebe gönderilen yanıt ise bir başka
tartışmayı doğurdu. Çevrenin ve yüz binlerce insanın sağlığını ilgilendiren bir
konu ile ilgili yapılan resmi toplantının tutanakları EGEÇEP’e; “toplantı
tutanaklarının kişisel bilgiler içermesi sebebiyle Hukuk Müşavirliği’nin yazısı
doğrultusunda özle hayatın gizliliğinin ihlal edilebileceği düşünüldüğünden
paylaşılamadığı” gerekçesi ile gönderilmedi.
KOMİSYONUN GÖREVİ ÖZEL DEĞİL KAMUSALDIR
Bu şaşırtıcı yanıtla ilgili Bilgi Edinme Kurumu’na bir
itiraz yazısı gönderen Cangı, İDK Komisyonunun oluşturulması ile ilgili
düzenlemeye dikkat çekerek, “Resmi görevlendirme ile komisyon üyesi
olunmaktadır. Komisyon üyelerinin görevleri de özel hayatlarına ilişkin değil
kamusal görevlerdir” dedi. Cangı, İDK toplantılarının gizli olacağına dair
hiçbir yasal düzenleme bulunmadığına ve bu gizleme ile sağlıklı çevrede yaşama
hakkının zorunlu unsuru olan çevresel konulardaki bilgilere erişim-katılım
hakkının da yok sayıldığına dikkat çekti. Cangı, dilekçesinde ‘özel hayat’la
ilgisi olmayan komisyon tutanaklarının verilmemesinin açıkça yasaya aykırı
olduğunu belirterek bunun aynı zamanda bilgi edinme hakkının ağır şekilde ihlal
edilmesi anlamı taşıdığını kaydetti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder