13 Ocak 2017 Cuma

Sürmene’de yanan ne?



  
 13 Ocak 2017 06:57
     
Sürmene’de yaşanan orman yangınına ilişkin tartışmalar sürüyor. Ağaçların değil altlarındaki materyalin yandığı açıklandı. Peki ağaçlar güvende mi?
Özer AKDEMİR
İzmir
Sürmene yangını ile ilgili Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun “Yangında sadece alt tabakadaki çalı çırpı yandı, boylu ağaçlar zarar görmedi” sözlerini konunun uzmanı bilim insanlarına sorduk. Farklı üniversitelerden akademisyenler, ilk bilgilere göre, yangında çalı çırpı gibi ölü örtülerin yandığını doğruladı. Ancak bilim insanları, ölü örtü yansa bile, bunun zamanla ağaçlara zarar verebileceği uyarısında bulundu.      
Geçtiğimiz hafta cumartesi günü başlayıp pazar sabaha karşı söndürülen Sürmene Çamburnu’ndaki orman yangını yaklaşık 20 hektarlık bir alanda etkili oldu. Katar Emiri’nin ziyaretinden bir ay sonraya denk geldiği için rant iddialarının da gündeme geldiği yangın tartışmalarına Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarla katıldı. Yangının hemen ertesi günü yanan alanların ağaçlandırılacağını açıklayan Bakan Eroğlu, geçtiğimiz gün de yanan alanlarla ilgili yine sosyal medya hesabından şu tweeti attı; “#Sürmene’deki orman yangınında boylu ağaçların zarar görmediği sadece alt tabakadaki çalı çırpı maki formasyonunun yandığı tespit edildi”.
BURADAKİ AĞAÇLAR GENETİK AÇIDAN ÇOK ÖNEMLİ
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, orman yangınlarının genellikle örtü yangını ve tepe yangını diye iki şekilde adlandırıldığını belirterek, Sürmene’de çıkan yangının “Örtü yangını” olduğunu söyledi. Tolunay; “Örtü yangınında toprak yüzeyinde bulunan ölü örtü dediğimiz dökülmüş yapraklar ile diri örtü dediğimiz otsu ve çalı türleri yanar. Bu tür yangınlarda ağaçlar çoğunlukla az zarar görür ve kabuğun altındaki kambiyum tabakası zarar görmediyse ağaçlar ölmez. Tepe yangınında ise alevler ağaç tepelerine kadar ulaşır  ve ağaçların tamamının ölmesine neden olur” dedi.
AĞAÇLANDIRMA YAPILACAKSA O  YÖRENİN TOHUMU KULLANILMALI
Sürmene’de yanan alanı inceleyen meslektaşlarının açıklamalarına göre ağaçların zarar görmediğini kaydeden Tolunay, “Anayasa’nın 169. maddesi ve Orman Kanunu’na göre  yanan alanların ağaçlandırılması gerekli. Ancak Sürmene’de ağaçlandırmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Ayrıca Sürmene Sarıçam türünün dünya üzerinde deniz seviyesine kadar inebildiği bir kaç yerden birisi. Dolayısıyla buradaki ağaçlar genetik açıdan önemli. Ağaçlandırılma yapılacaksa o yöreden tohum toplanarak fidan üretilmeli ve ağaçlandırmada kullanılmalıdır” dedi.
TEK BİR AĞAÇ BİLE YANMAMIŞ
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Oğuzhan Kurdoğlu da Sürmene yangınını yerinde incelemediğini ama incelemeye giden meslektaşlarından gelen bilgilerle yorum yapabileceğini ifade etti. Kurdoğlu, “Arkadaşlar tek bir ağacın bile yanmamış olduğunu söyledi. Ölü yanıcı madde birikimi kolayca yandı. Ölü materyal birikimi aynı zamanda ağaçların doğal olarak gençleşmesini yani tohumların çimlenmesine de engel olmaktadır. Rüzgarın anormal hızlı oluşu yanmayı da hızlandırıp yaymış görünüyor” dedi.
AĞAÇLAR ZAMANLA ZARAR GÖREBİLİR
Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Erdoğan Atmış ise yangına biraz daha farklı yaklaşıyor. Yangınla ilgili ağaç kabuklarının yandığı fakat ağaçların canlılıklarını kaybetmeyeceklerinin söylendiğini aktaran Atmış, “Fakat ağaçların da bu şekilde zarar görmesi onları mantar, böcek gibi sekonder (ikincil) zararlıların tahribine açık hale getirir. Zamanla onlar da daha büyük zararlar görebilir. Sonuçta yanan orman” dedi.

ORMANI EKOSİSTEM OLARAK ALGILAYAMAMA

Atmış, yangında boylu ağaçların zarar görmediği, çalı çırpı, maki örtüsünün yandığı vurgusunun  ağaca indirgenen orman bakış açısı, ormanı bir ekosistem olarak algılayamamaktan kaynaklandığını söyledi. Atmış, Bakan Eroğlu’nun açıklamaları ile ilgili şunları söyledi: “Burada bir tesis inşa edilmesi konuşuluyor. Onun önünü kesmek için ağaç vurgusu yapılmış olabilir. Sahanın iddia edildiği gibi kayak tesisi olması imkansız. Çünkü saha deniz kıyısında ve ancak 4-5 yılda bir az miktarda kar yağar. Bu saha tabiat parkı dışında kalıyor. Özel yapılaşma olamaz, fakat turizm tahsisi yapılabilir. Bu tahsiste binaların yerleşmesi için ağaçsız açık alan olması tercih edilir. Aksi halde tek tek ağaçların hasta, sağlıksız, gelişmesi bozuk gibi tanımlamalarla kesilebilir raporu alması gerekiyor” dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...