04 Ocak 2017 04:30
Özer Akdemir 2016'nın ekoloji gündemini derledi.
Hazırlayan: Özer AKDEMİR
Yazı dizimizin bu sayısında 2016 Haziran - Temmuz
ayının haberlerine baktığımızda iki unsurun öne çıktığı görülüyor. Adaletin
olmadığı yerde çevre-kültür talanı, doğa katliamı ile eşzamanlı olarak devam
ediyordu. Ülke belki de Moğol istilasından bu yana en büyük talan ve yağma
günlerinden geçiyordu.
‘ÖNCE ÇEVRE’ DİYEN HAKİMLERİN BAŞINA NE GELDİ?
Yazı dizimizin dünkü sayısında yer alan Urla Villaları
Hakimi Osman Ermumcu’nun bakanlık avukatlarının kendisine yönelik reddihakim
talebine isyanı ile ilgili süreç, Nisan ayındaki HSYK kararları ile başka bir
boyuta taşındı. Bölge idare mahkemesi başkanı iken idare mahkemesi başkanlığına
düşürülen Ermumcu, HSYK kararı ile bir kez daha “tenzilirütbe” sayılan bir
pozisyona, İstanbul’a düz İdare Hakimliğine atandı. Davada bakanlık tezi lehine
oy kullanan iki hakim ise ödüllendirilerek Batman’a vergi mahkemesi ve Batman
bölge idare mahkemesi başkanlıklarına atandılar.
Mersinde yapım çalışmaları devam eden Akkuyu Nükleer Güç
Santrali (NGS) ile ilgili açılan davada ise bilirkişi ve mahkeme heyetinin
konaklayacağı Yanışlı beldesindeki otelin aynı zamanda Akkuyu NGS’nin de
inşaatını yapan şirketin oteli olduğu ortaya çıktı. Mahkeme heyeti davacı
avukatların ve ekoloji örgütlerinin tüm tepkilerine rağmen keşiften önceki gün nükleer
santralcilerin otelinde konakladı.
CAN ÇEKİŞEN BAFA VE TEHLİKE ‘ÇAN’LARI
BU NE YAMAN ÇELİŞKİ!
Aliağa-Foça arasında yan yana iki parselde kurulmak istenen
termik santrallerle ilgili bilirkişi keşfini yapan aynı öğretim üyelerinin kafa
karıştıran raporları da Temmuz ayının ilginç haberleri arasındaydı. Enka
Holding'in yapmak istediği termik santralle ilgili “Çevreye, tarıma, canlı
yaşamına risklerinden, fay hattı üzerinde yer aldığından ve deprem riski”
gerekçesiyle oy birliği ile olumsuz rapor veren bilirkişi heyetinden iki
öğretim üyesi komşu parseldeki termik santrale ise yeşil ışık yakmıştı. Ayın,
belki de tek “Güzel şeyler de oluyor” dedirten haberi ise Devlet Su İşlerinin (DSİ)
Menderes Nehri üzerinde yaptığı bariyerlerle çöplerin nehir boyunca
taşınmasının ve Ege denizine dökülmesinin önüne geçilmesi haberiydi.
ENERJİ Mİ TARIM MI?
Jeotermal enerji santralleri (JES) ve sondajlarının
özellikle Aydın’daki incir ve zeytin üretimine olan olumsuz etkilerinin gözle
görülür bir hal almasına sermaye kesimi de duyarsız kalamadı. İzmir Ticaret
Borsasında gerçekleştirilen Jeotermal Enerji ve Tarım Sektörüne Etkileri
Paneli’nde bakanlık yetkilileri ve sermaye temsilcilerinin “Ne enerjiden
vazgeçeriz ne incirden” içerikli konuşmalarını bilim insanlarının bu ikisinin
bir arada olamayacağı içerikli sunumları tekzip etti.
‘YALNIZ EFE’LER: BİR ÖDÜL BİR ÖLÜM
Altın madencilerinin Dikili’deki “Altın madeni ve
Çevre Paneli”ne yönelik saldırısı davasında aradan 10 yıl geçtikten sonra Maden
Müdürü Hayri Öğüt’e verilen 1 yıl 10 ay 15 günlük ceza yaşam savunucularını
hayal kırıklığına uğrattı.
Efemçukuru’da topraklarını altın madencilerine satmayan tek
köylü olan Ahmet Karaçam, kendisine verilen Noyan Özkan Çevre ve Ekoloji
Ödülünü keçilerini güttüğü dağlarda alırken, ayın en üzücü haberi ise yaşamını
ekoloji mücadelesine adamış, Kaz Dağı’nın Yalnız Efe’si Arkeolog Erol Özkan’ın
ani bir kalp krizi sonrası yaşamını yitirmesi oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder