AKP Hükümeti doğal yaşam alanlarını bir bir sermayenin
yağmasına açıyor. En son 200 bin ağacın kesilmesiyle gündeme gelen Kaz
Dağları’ndaki talan, ülkenin dört bir yanında sürüyor.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
AKP Hükümeti’nin çevre talanına dönük artan uygulamaları,
tepkilerin de artmasına neden oldu. Altın madencileri tarafından 200 bin ağacın
kesildiği Kaz Dağları’nda on binlerce yurttaş doğa talanına karşı yürüyüş
yaptı. Dört bir yanı JES’lerle çevrili olduğu için adeta nefes alamayan
Aydınlılar yeni jeotermal ihalelerine karşı meydanlara çıktı, ihale yapılan
Kaymakamlık binası önünde nöbete başladılar. Hasankeyf’i sular altında
bırakacak Ilısu Barajı’nın su tutmaya başlaması, 12 bin yıllık kentin kadim
kayalarının dinamitlerle uçurulması, dünyanın en temiz gölleri arasında
gösterilen Salda Gölü’ne millet bahçesi yapılması planı, Ege Bölgesi’nin yaşam
kaynağı Murat Dağı’nda altın madenciliği girişimi, Fatsa-Ünye arasındaki
gittikçe büyüyen altın madeni, hedefteki Munzur dağları…
AKP'NİN ELİNDE TEK SERMAYE DOĞA KALDI!
Bir çırpıda sayabildiğimiz bu sorunları çoğaltmak mümkün.
Gittikçe de artıyor. Sorunlara karşı mücadeleler de paralel oranda gelişiyor.
Peki neden son dönemde bu kadar arttı bu doğaya yönelik saldırılar. Hemen hemen
yanıt ortak; “AKP’nin sermayeye kaynak aktarımı için doğayı metalaştırmaktan
başka elinde bir şey kalmadı”. Öte yandan ülkemizde kapitalizmin içinden
geçtiği ve her geçen gün derinleşen krize karşı yağmacı-talancı sermayenin
“krizi boşa harcamamak” politikası da var bir yanda. AKP krizi doğanın talanına
çevirmekte kararlı görünüyor. Tek hesaplayamadığı şey aslında tek korktuğu şey;
halkın tepkisi, ya da “yeni bir Gezi”…
Fotoğraf: Evrensel
KAZ DAĞLARI’NDA TALAN VE EKO KIRIM
Kaz Dağları’nda altın işletmeciliği girişimi 10 yılı aşkın
bir tarihi geçmişe sahip olsa da son birkaç yıldır bu girişimlerin kiminde
işletmeye geçme aşaması, kimisinde de ÇED süreçleri devam ediyor. Örneğin
Lapseki Şahinli’de birkaç yıldır altın işletmeciliği yapılıyor. Dağın 40 farklı
yerinde altın işletmeleri için ruhsatların verildiği, izinlerin çıktığı
iddiaları var.
ÇANAKKALE SU HAVZASINDA ALTIN MADENİ
Kanadalı Alamos Gold şirketinin taşeronu Doğu Biga
Madencilik tarafından işletilmek istenen Kirazlı Altın Madeni Çanakkale kent
merkezine 25 km
uzaklıkta. Kentin içme suyunu sağlayan Atikhisar Barajı ise bu madene kuş uçuşu
14 km
uzaklıkta. Tıpkı İzmir Efemçukur Altın Madeni gibi, tıpkı Artvin Cerattepe
altın-bakır madeni gibi kentin su havzasında, siyanür liçi yöntemi ile bir
madencilik faaliyeti için şirket gün sayıyor. ÇED raporunda 40 bin ağacın
kesileceği söylenirken 200 bin ağacın kesildiği, hatta bu rakamın 300 bini
aştığı uydu görüntülerini yorumlayan orman mühendisleri tarafından dile
getiriliyor. AKP Hükümeti ise kraldan daha kralcı bir tutumla kesilen ağaç
miktarını 13-14 bin olarak küçültmeye çalışıyor. Grup Başkan Vekili Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan, şirketin yeterince algı oluşturamamasından şikayet
ediyor, on bini aşkın insanın maden sahasına yürümesini ve alana girmesini
“CHP’nin işi” olarak daraltmaya çalışıyor.
ESKİ DEFTERLER YENİDEN AÇILIYOR
Kaz Dağları’ndaki bu korkunç doğa talanı görüntüsü hem buna
karşı mücadele edenler hem de bu talanı yapanlar için “eski defterlerin” tekrar
karıştırılmasına da yol açıyor. Çevre hareketleri “neden 200 bin ağaç
kesilmeden bunu önleyemedik” özeleştirisine, Bergama köylü hareketinden bu yana
gelen mücadelenin deneyimlerine yoğunlaşırken, karşı taraf bu hareketi boğmak
için en kullanışlı yalanlardan birisini “Alman Vakıfları-dış güçler” iftirasını
gündeme sokmak, tekrar köpürtmekle meşguller.
Fotoğraf: DHA
SALDA GÖLÜNE MİLLET BAHÇESİ
AKP Hükümeti dünyanın en temiz beşinci gölü, Türkiye’nin en
temiz gölü olan Burdur Yeşilova’daki Salda Gölü’nü kirletmek için de kolları
sıvamış durumda. Mars yüzeyinde bulunan toprak yapısıyla benzer özellikler
taşıyan Salda, bembeyaz kumsalları nedeniyle “Türkiye’nin Maldivleri” olarak da
biliniyor. Salda, aynı zamanda dünyanın en derin üçüncü, Türkiye’nin en
derin gölü ve 110 farklı kuş türünün yaşam alanı. Başka bir ülkede olsa ayakla
bile basmanın yasaklanacağı bir doğa harikası Salda’ya, AKP “millet bahçesi”
yapmak istiyor. Bu projenin ortaya çıkmasının ve tepkilerin ardından AKP
Hükümeti yine yalana sarıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, millet
bahçesi projesi ile Salda Gölü'ne gelen vatandaşların bungalov evlerde,
kafeteryalarda dinlenebileceğini, yürüyüş yollarında gezebileceğini ve 44
kilometrekare olan göl yüzeyiyle birlikte 295 kilometrekarenin korunacağını
ileri sürdü. Salda gibi bir doğa harikası olan Trabzon Uzungöl’ün benzer
şekilde yapılaşmaya açılmasının ardından ortaya çıkan görüntü, eğer proje
yaşama geçerse Salda’nın da aynı şekilde olacağı endişelerine neden oluyor.
Gerçekten de Bakanın “Çivi bile çakılmayacak” dediği Salda Gölü’ne yapılacak
olan yapılara bakıldığında bu endişenin ne kadar da haklı olduğu görülüyor.
Salda Gölü’nde inşa edilecek yapılar; 1 kıraathane binası, 1 sağlık binası, 2
yönetici binası, 2 satış binası, 1 oturma binası, 1 mutfak, 1 bulaşıkhane, 2
kafe, 2 mescit, 6 büfe, 4 giyinme birimi, 4 tuvalet!..
AKP’nin Salda'ya, millet bahçesi yapma projesinin ihalesi 31
Temmuz’da yapılırken, Burdurlu 5 yurttaş bu projeye dava açtı. Isparta İdare
Mahkemesi verdiği ara kararda ihale ile ilgili tüm belgeleri Bakanlıktan
istedi. Mahkemenin bu ara kararı Salda’nın geleceği açısından yaşamsal önemde.
Fotoğraf:
İnanç Yıldız / EVRENSEL
HASANKEYF BOĞULUYOR!
Ilısu Barajı su tutmaya başlaması ile birlikte 12 bin yıllık
Hasankeyf için son giderek daha da yaklaşıyor. Hükümet sular altında kalacak olan
kentteki binlerce yıllık kayaları dinamitlerde patlatmaya devam ediyor.
Göstermelik olarak taşınan birkaç tarihi eserin yanı sıra yüzlerce dünya kültür
mirası alanına girebilecek anıt ve eser, 12 bin yıllık bir kültür ömrüne 50 yıl
biçilen bir barajın sularına teslim edilmek üzere.
Fotoğraf: Evrensel/Özer Akdemir
EGE'NİN CAN DAMARINA ALTIN MADENİ
Şu sıralar ülke gündemine gelen bir başka çevre olayı ise
Murat Dağı’nda yapılmak istenen altın işletmeciliği. Murat Dağı Gediz
Havzası, Büyük Menderes Havzası ve Sakarya Havzasının birleştiği noktada,
bulunan Murat Dağı, bu üç havzayı da besleyen suları da kaynağı. Gediz, Büyük
Menderes, Banaz Çayı ve Porsuk Çayı Murat Dağından doğmakta. Yani dağ bir su
deposu gibi. 200 binin üzerinde nüfusa sahip Uşak Şehir Merkezinin, Gediz
ilçesinin, Banaz İlçesinin ve dağın çevresindeki onlarca köyün içme ve kullanma
suları Murat Dağından gelmekte. Bu üç havzadaki tüm tarım arazileri murat
dağından gelen sularla beslenmekte. Murat Dağı’ndan çıkan sular üç havzada
birçok ilin topraklarından geçmekte, buralarda sulama, kullanma ve içme suyu
olarak kullanılmakta. İşte böylesine hassas ve milyonlarca insanın yaşam
kaynağı olan suyun kaynağı bir dağ da altın madeni kurmak için onlarca sondaj
kuyusu açılmış durumda. Bu talan girişimine karşı açılan davada bilirkişi keşfi
ise önümüzdeki günlerde 19 Ağustos tarihinde yapılacak.
Fotoğraf: DHA
AYDINLI JES NÖBETİNDE
Dört yanı jeotermal enerji santralleri ve kuyuları ile
çevrelenmiş, bu JES'lerden çıkan gazlar nedeniyle kapı pencere açamaz duruma
gelmiş, "dağlarından yağ, ovasından bal akan kent" iken şimdi
"çürük yumurta kokulu kent olarak anılmaya başlanmış Aydın'da, 64 yeni
jeotermal sahasının ihalesi kentlileri ve köylüleri hareketlendirdi. Bu
ihalelere karşı Aydın kent meydanında miting gibi basın açıklaması yapıp
mücadele kararlılıklarını ortaya koyan Aydınlılar, ihalenin yapılacağı günlerde
ise soluğu kaymakamlık binası önünde aldılar. Düdük ve alkışlarla ihaleyi
protesto eden Aydınlıların bu tepkileri mi, yoksa işin içinde dönen başka
"Çapanoğulları mı var?" bilinmese de ihaleye ilk iki gün hiçbir
şirket girmedi. Aydınlılar yine de ihale şartnamesinde bulunan tuzak maddelerin
işlerliğe kavuşmaması için nöbetlerine devam ediyor.
FATSA-ÜNYE'YE BAK KAZ DAĞINI GÖR!
Ordu'nun Fatsa ve Ünye ilçeleri arasında faaliyetlerini
sürdüren altın madeninin doğada yarattığı tahribat önlenmez ise Kaz Dağları'nı
da benzer bir hale getireceği endişesini haklı çıkarır cinsten. 2012 yılında
ilk kazmanın vurulduğu İngiliz Startex ve yerli ortağı Bahar Madencilik
yöredeki orman örtüsünü tamamen yok ettiği gibi, çevrede bulunan köylerin içme
sularını ve meyve bahçelerini de kurutmaya devam ediyor. Şirket iki ay önce
kapasite artışı için ÇED sürecini başlattı. Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) kapasite
artışı yapılırsa madenin işletme alanının üç katı kadar büyüyeceğini, 2040
dönüm tarım alanı ve 1400 dönüm kestaneliğin yok olacağını belirterek
genişlemenin durdurulması için kampanya başlattı.
Fotoğraf: Zeynel Cebeci / Wikimedia Commons (CC-BY-SA 3.0)
MUNZUR DAĞININ TAMAMI MADEN SAHASI
Dünyanın en temiz su kaynaklarına sahip, doğa harikası,
biyolojik çeşitlilik ile eşsiz bir konumdaki, nesli tükendi sanılan Anadolu
Parsı'nın yaşadığının kanıtlandığı tek yer olan Dersim Munzur Dağları’nın
tamamı maden sahası ilan edildi. 60 kilometre uzunluğundaki Munzur Dağları’nda
145 madencilik projesi bulunuyor. Uzmanlar Munzur'a yönelik bu maden talanı
girişiminin bölgenin insansızlaştırılması, kimliksizleştirilmesinin bir parçası
olarak değerlendiriyorlar.
İSTANBUL'UN DERDİ DE BÜYÜK
İstanbul mega projelerin mega sorunlarını ile her geçen gün
daha çok hissetmeye başladı. Şimdilik dillendirilmese de vazgeçildiğine dönük
bir açıklamanın olmadığı Kanal İstanbul Projesi demoklesin kılıcı gibi bölgenin
başının üzerinde sallanıyor. Kuzey Ormanları’nı yok eden 3. havalimanının
sorunlarına yenileri eklenirken en yetkili ağız Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Cahit Turan’dan havalimanının yanlış yere yapıldığının itirafı geldi.
Trakya'da, Istrancaları talan eden madencilik, taş ocakları, longoz ormanları
ile ünlü İğne Ada’ya yapılacağı söylenen üçüncü nükleer santral. Akkuyu'da
nükleer santral inşaatı devam ederken, Sinop'ta şimdilik iptal edildiği haberi
ile geçici bir rahatlama yaşanmakta.
HAYVANCILIĞI BİTİREN RES TALANI
Sayfada gördüğünüz başlıklar ilk etapta sayabileceğimiz, şu
an da kamuoyunun gündemine oturan ekolojik tahribat noktaları. Bunların dışında
Karadeniz'de devam eden HES, Yeşil Yol, Cerattepe altın madeni çalışmaları,
Doğu-Güneydoğu'daki termik santraller, İliç Altın Madeni, taş-mermer ocakları,
yine Akdeniz'in güzelim dağlarını delik deşik eden mermer şirketleri, İç
Anadolu'nun ortasında bozkırın suyunu saatte 216 bin litre tüketen altın
madeni, Ege kıyılarında hayvancılığı bitirme noktasına gelen, halkın yaşam
alanını işgal eden RES talanı, denizlerde balık çiftlikleri, tarlalara kurulan
güneş enerji santralleri...
EKOLOJİ MÜCADELELERİNİN BİRLİK SÜRECİ
Bunların dışında ülkenin hemen hemen her kentinde,
ilçesinde, köyünde irili ufaklı çevre sorunları var. Tüm bunlara karşı bugüne
kadar bölük pörçük süren ekoloji mücadeleleri ise 2018 Mart ayında kurulan
Ekoloji Birliği ile ortak mücadele, güç, eylem birliği ve dayanışma sürecine
girmiş durumda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder