17 Ağustos 2019 20:52
Efemçukuru altın madenine tek başına direnen Ahmet
Karaçam'ın "mülkiyet hakkının sınırlandırıldığı" gerekçesiyle AİHM'e
başvuruldu.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
İzmir'in Menderes ilçesine bağlı Efemçukuru'nda altın
madenine karşı tek başına direnen "Yalnız Efe" lakaplı Ahmet
Karaçam'ın adalet arayışı AİHM'ne taşındı. Karaçam'ın avukatı Arif Ali Cangı
müvekkilinin mülkiyet hakkının sınırlandırıldığı gerekçesiyle AİHM'e başvurdu.
YILLARCA SÜREN DAVALAR
Başvuru dilekçesinde Efemçukuru altın madeni ile ilgili
sürece değinen Cangı, Resmi Gazete’nin 03.01.2008 tarihli sayısında yayımlanan
Bakanlar Kurulu’nun kararı ile Efemçukuru altın madeni sahası içinde yer alan
toplam 35 parselin Tüprag Metal Madencilik A.Ş. (ELDORADO GOLD) yararına acele
kamulaştırılması kararı verildiğini aktardı. Kamulaştırılan parsellerden iki
tanesinin Ahmet Karaçam'a ait olduğunu belirten Cangı, yasal koşulları
bulunmayan, kamu yararı olmadan yapılan bu acele kamulaştırma işleminin
yürütülmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay'a dava açtıklarını ifade
etti. Danıştay 6. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma talebini reddettiğini buna
karşı yaptıkların itiraz sonucu ise Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun
acele kamulaştırma işleminin yürütülmesinin durdurulmasına karar verdiğinin
altını çizen Cangı, buna karşın Danıştay 6. Dairesinin yine davayı reddettiğini
vurguladı. Davaların reddi üzerine, davalı idarenin kamulaştırılan
taşınmazların değerinin tespit edilmesi ve acele el konulması için Menderes
Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurduğunu, kendilerinin ise buna itiraz
ettiklerini dile getiren Cangı, "ısrarlı taleplerimiz ve Danıştay ile
yazışmalardan sonra, Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Danıştay’daki
iptal davalarının bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir. Danıştay’daki
iptal davası sonucu beklendiğinden duruşmalar sürekli ertelenmiştir" dedi.
ANAYASA MAHKEMESİ REDDETMİŞTİ
Bir yandan el koyma davası devam ederken, diğer yandan acele
kamulaştırmanın iptali davasında çok uzun zamana yayılan bir süreç yaşandığına
dikkat çeken Cangı, başvuru dilekçesinde konuya dair dava süreçlerini
aktararak; "10 yıl 3 aylık makul süreyi aşan yargılama ile adil yargılanma
hakkı ihlal edilen ve uzun süren yargılama süresinde ve halen
kamulaştırma şerhi ile mülkiyet hakkı sınırlandırılmış olan başvurucu
haklarının ihlalinin tespiti ve uğradığı zararların giderilmesi için 04.07.2018
tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin
başvuru yollarının tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilmezlik kararı verdiğini
belirten Cangı, AİHM'e "Anayasa Mahkemesi kararının mülkiyet hakkı ihlali
için de Tazminat komisyonuna başvurulması gerektiği bölümü kanuna aykırıdır, bu
nedenlerle mülkiyet hakkı ihlalinin tespiti ve uğranılan zararların giderimi
için bu kez sayın Mahkemenize başvuru zorunluluğu doğmuştur" cümleleriyle
başvuru gerekçesini ifade etti.
ŞİRKETİN ÇIKARI KAMU YARARININ ÜZERİNDE TUTULDU
Tüprag Altın ve Gümüş Madeninin ticari amacı gereği
kamulaştırma yapılmadığını, bunun kamu yararının hiçbir alakasının olmadığını
vurgulayan Cangı, "Acele kamulaştırma ile madeni işletecek olan Tüprag
Metal Madencilik A.Ş.’nin çıkarı, başvurucunun mülkiyet hakkından da üstün
tutulmuştur. Olağan kamulaştırma yolu bile tercih edilmemiş, tüm bireylerin
katlanmak zorunda olduğu, olağanüstü hallerde başvurulan kamulaştırma yoluna
gidilmiştir" dedi.
KARAÇAM CİDDİ GELİR KAYBI YAŞADI
Dilekçesinde Efemçukuru Altın Madeninin İzmir'in içme suyu
havzasında olduğu, 300 bin kişiye su sağlaması planlanan Çamlı Barajı'nın da
dere mutlak alanı ve uzun mesafeli koruma alanında yer aldığını belirten Cangı,
"kamu yararı ile alakası olmayan acele kamulaştırma kararı yüzünden
başvurucu 3 Ocak 2008 yılından bu yana Danıştay’da iki dava, Menderes Asliye
Hukuk Mahkemesi’nde iki dava ile uğraşmıştır. Bu süre zarfında başvurucu bağla
kaplı taşınmazlarına el konulacağı kaygısını yaşamıştır. Bu süre zarfında;
devam eden davalar, yanı başında faaliyete başlayan madenin tacizkâr
davranışları ve tapu kaydına konulan acele kamulaştırma şerhi nedeniyle
mülkiyet hakkı askıya alınmıştır. Yaşadığı kaygı ve belirsizlikler nedeniyle
başvurucu kamulaştırılan arazisi üzerindeki bağlarının gereken bakımını
yapamamış, bu nedenle ciddi gelir kaybına uğramıştır. Gelir kaybı yıllık en az
10.000 TL.dir. Taşınmazların üzerinde kamulaştırma şerhinin halen kaldırılmamış
olması, mülkiyet hakkının askıya alınması halini devam ettirmektedir"
dedi.
YALNIZ EFE BELGESELİ'DE DİLEKÇE DE
Dava dosyası ve belgelere Ahmet Karaçam'ın yaşamı ve
direnişini anlatan "Bir direnişin öyküsü "Yalnız Efe"
belgeseli"nin fragmanını da ekleyen Cangı, "Sonuç olarak başvurucu;
10 yılı aşan yargılama sonunda davasını kazanmış olsa da bu süre zarfında
mülkiyet hakkının sınırlandırılmış olması ve halen şerh nedeniyle sınırlamanın
devam ediyor olmasının sayın Mahkemenizce tespitini talep ediyoruz" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder