21 Eylül 2012 Cuma

İki yüzde biri böyleyse!..


·                                 Özer Akdemir
   Çaldağı nikel madeni için açılan kuyunun 200’de birlik hali bile felaketin büyüklüğünü gösteriyor.
Dünyanın en verimli 7 ovasından birisi olarak bilinen Turgutlu Ovası’nın eteklerine kurulduğu Çaldağı can çekişiyor. Verimli tarım arazilerine ve zümrüt yeşili ormanlara can veren dağ yakın bir gelecekte Gediz Havzası’na zehir saçan bir yara haline gelebilir. Bu uyarılar, Çaldağı’nda nikel madeni işletmek için girişimlerin başladığı 2004 yılından bu yana bilim insanları tarafından sürekli yapılıyor. Önceki gün Turgutlu Ticaret ve Sanayi Odasında, TBMM Çevre Komisyonunun CHP’li üyelerine bir sunum yapan Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür, uyarıları yineledi. “Bu maden işletilirse İzmir’e kadar bütün Gediz Ovası’ndaki canlı yaşamı tehdit altına girer” dedi.
Turgutlu’daki bu sunumun ardından maden alanına giden milletvekilleri, maden faaliyetlerine yeni başlanmış olmasına rağmen doğada yaşanan tahribatı gözleriyle gördüler. Henüz 200’de bir oranında büyüklüğe sahip olan maden açık ocağının (Yöre köylüleri cehennem çukuru diyor) görüntüsü karşısında vekiller, gördükleri manzarayı bir “felaket” olarak nitelendirdiler.
YANITLAMAYAN SORULAR
CHP’li TBMM Çevre Komisyonu üyeleri, Turgutlu’da öğleden önceki sunumun ardından Çaldağı’ndaki maden işletmesine gittiler. Dağın zirvesine yakın bir yerde bulunan açık ocak alanına gitmek için son derece geniş yolların açıldığı gözlerden kaçmazken, gerek bu yolların açılması gerekse maden alanındaki çalışma öncesi on binlerce ağacın kesildiği daha önce basına da yansımıştı. Bilim insanlarının ve TMMOB Orman Mühendisleri Odasının hesaplarına göre maden işletmesinin çalıştığı süre boyunca 2 milyona yakın ağacın kesilmesi söz konusu. Bu rakamın Çaldağı’ndaki toplam ağaç sayısının yarısı kadar olduğu dile getiriliyor. Maden işletmesinde vekillere sunum yapan madenci şirket yetkililerinin CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli’nin ısrarla yinelediği “Kaç ağaç kesilecek” sorusunu herhangi bir rakam vermeden hatta bu konuya hiç girmeden geçiştirmelerinin nedeninin bu devasa ağaç kıyımı olduğu yorumları yapıldı. VTG Holding yetkililerinin bir diğer yanıt vermediği soru ise üretimin neden dünyada ilk kez Turgutlu’da uygulanan bir yöntemle “Açık havada sülfürik asit liçi yöntemi” yerine kapalı tanklarda yapılmadığı oldu.
İZMİR’DEN ÇİN’E KADAR ASİT
İşletme boyunca kullanılacak olan 18 milyon ton asitin bölge tarımı ve canlı yaşamı için yaratacağı tehlike en büyük endişe kaynaklarından birisi olurken, üretilen asit miktarı ile ilgili ortaya konan çarpıcı bir bilgi endişelerin haklılığını ortaya koyuyor. Prof. Dr. İsmail Duman, üretilen asitin 10 tonluk tankerlere konulup, bu tankerlerin tampon tampona dizildiğinde kuyruğun İzmir limanından Çin’in en ucuna kadar uzayacağını, hatta denize de girmek zorunda olacağı hesabını yapmıştı.
Madenci şirket yetkililerinin sunumlarından “Etkilendiklerini ama kağıt üzerindeki taahhütlerin yaşama geçirildiği hiçbir maden işletmesi ile karşılaşmadıklarını söyleyerek kuşkularını dile getiren CHP’lilerin, “Biz madenciliğe karşı değiliz, bu bölgede yapılmasına karşıyız” görüşünde oldukları gözlemlendi. Madene karşı mücadele eden TURÇEP üyelerinin de bulunduğu sunum sonunda platform üyelerine söz hakkı verilmemesi de dikkatlerden kaçmadı. (İzmir/EVRENSEL)

Eklenme Tarihi: 21 Eylül 2012
http://www.evrensel.net/haber/36731/iki-yuzde-biri-boyleyse

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...