12 Mart 2017 19:10
Özer Akdemir, Germencik Belediyesi Konferans Salonu'nda
düzenlenen tartışmalı 'Jeotermalle Yaşamak' panelinden izlenimlerini yazdı.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Aydın Germencik'te "Jeotermalle Yaşamak" başlıklı
panelde ilk konuşmayı yapan Güriş Jeotermal İşletmesi Genel Müdürü Necati
Bayrakoğlu'nu dinlerken, İzmir Adliyesindeki bir duruşmada RES firması
avukatının sözleri geldi aklıma. RES'lerin kuşlara zarar verdiğine yönelik
eleştirilere avukat bey "Kediler de kuşlara zarar veriyor. Kediler olmasın
mı diyelim şimdi?" karşılığını vermişti. Salonda gülüşmeler yol açan
bu savunma mahkeme heyetini ikna etmemiş olacak ki, RES'ciler boynu bükük
ayrıldılar duruşmadan.
İNEKLER VE JES'LER!
Germencik Belediyesi Konferans Salonu'nda yapılan panelde de
JES firması müdürü Bayrakoğlu, ineklerin saldığı karbondioksitin altını
çizerek "Hayvancılık yapmayalım mı bu durumda?" dedi. Müdür bey,
firmasının doğaya daha az karar verdiğini araba egzozları ve konutlarda kömür
kullanımı örnekleri ile de desteklemeye çalıştı. Aydın'ın havasındaki nem oranı
artışının ise JES'lerden değil, 50-100 km ötedeki barajlardan kaynaklandığını
illeri sürdü. Panel arasında genel müdürün anlattıklarını ömrünün 50 yılını
jeolojiye vermiş, bu konuda ülkenin en önemli uzmanlarından olan Jeoloji Yüksek
Mühendisi Tahir Öngür'e sordum. Yanıtı kısa ve netti; "Söylediklerinin
hiçbiri doğru değil, yanlışta değil! Tamamı yalan!.."
HALKLA ARAYI DÜZELTME ÇALIŞMASI
Aydın ve yöresinde son yıllarda mantar gibi çoğalan JES'lere
karşı tepkiler çığ gibi büyüyünce anlaşılan o ki bir yerlerden düğmeye basılmış
ve JES firmalarına "halkla arayı düzeltin" mesajı gitmiş. Öyle ya 27
JES'in faaliyet gösterdiği Aydın'da daha 200'ün üzerinde JES yapılması
planlanırken böylesi tepkiler gelmesinin sektörün sürdürülebilir gelişiminin
önünde engel olacağı değerlendirilmişti.
Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği
(JESDER)'in, tepkilerin en yoğun olduğu Germencik'te yaptığı panel de bu halkla
arayı düzeltme çalışmasının bir ayağıydı. Yörede JES'leri bulunan üç büyük
firma yöneticisi ve Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar'ın konuşmacı
olduğu panelde JES şirket yetkilileri "kendilerini halka anlatmak
istediklerini" söylediler. Yıllardır Aydın'ın birçok yerinde faaliyet
yürüten bu firmalar şimdiye kadar kendilerini neden halka anlatma gereği
duymamışlardı ya da tersten şimdi birden neden bunun gerekli olduğuna karar
vermişlerdi acaba. Halkın biriken öfkesi, Aydın'da gelişen ekoloji mücadelesi
olabilir miydi bu gerekçe?
GÖRÜNEN KÖY...
Aslında JES şirketi yetkililerinin anlatacakları çok birşey
de yoktu. Her şey ortada, öfkeli mağdurlar karşılarındayken, "Menderes'e
akışkan boşaltmıyoruz? Havadaki çürük yumurta kokusu JES'lerden değil? Toprağı
kirletmiyoruz, incir bizim yüzümüzden yabancı ülkelerden geri
dönmüyor?" sözlerin pek bir anlamı olmayacağını onlarda anlamışlardı.
Yine de ellerine tutuşturulan sunumları ve rakamları sıralayıp geçtiler.
300 YILLIK YAĞMURU ÇALIYORSUNUZ
Asıl rakamlar ve bilimsel veriler ise JES karşıtı uzmanlarda
ve halktaydı. Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar belgeleriyle
JES'lerin havayı, toprağı, suyu nasıl kirlettiklerini ortaya koydu. İncirdeki
bozulmanın, zeytinlerdeki verim düşüklüğünün en önemli gerekçesinin JES'ler
olduğuna dair bilimsel verileri paylaştı. JES'çilere "Sizler, Kızıldere
köyünün 300 yılda biriken yağmurunu hovardaca kullanıyorsunuz" dedi.
BİLİMSEL VERİLER JES'ÇİLERİ YALANLIYOR
JES şirketi yetkililerinin "Bir doktor Aydın inciri
yemeyin diyor. İnsanları kanser olmakla korkutuyor" diye isim vermeden
çattıkları Aydın Tabip Odası eski Başkanı Dr. Metin Aydın'da devletin resmi
istatistiki verileri ve bilimsel raporlarla çıkıp yanıt verdi bu sataşmaya.
İncirin, tahlillerde çıkan kükürt nedeniyle neden Avrupa ülkelerinden döndüğünü
sordu JES'cilere. Aydın ve Türkiye'de kansere bağlı ölümlerin oranının %18 iken
bu oranın Aydın'da neden %42'leri bulduğunu ve daha birçok sayısal veriyi
ortaya koydu.
'BURADA DEVLET YOK'
Salondaki Aydın'dan, Germencik'ten gelen vatandaşlar da
konuştular. Kimisi incirindeki, zeytinindeki zararlardan bahsetti, kimisi
dereye salınan JES akışkanının yaktığı vücudunu gösterdi. Kokudan ve gürültüden
uyuyamadıklarını söyleyenler de çoktu. Paneli yöneten JESDER Başkanı Ufuk
Şentürk'ün sakin üslubuyla panele katılanlara istedikleri sürece konuşma
olanağı tanıması yer yer yükselen gerginliği önledi. Panel duyurusunda yazan
vali, Büyükşehir belediye Başkanı ve ilçe belediye başkanlarından sadece
Germencik ve İncirliova Belediye başkanlarının panele dinleyici olarak
katılmasını İncirliova Belediye Başkanı "Burada devlet yok. Oysa söz dönüp
dolaşıp mevzuata geliyor" sözleriyle değerlendirdi.
SUÇU ÖTEKİ JES'ÇİLERE ATTILAR
JESDER yöneticilerinin jeotermal kaynaklı sorunların en
önemli kaynağı olarak dernek üyesi olmayan şirketleri işaret etmesi dikkat
çekiciydi. Oysa, vücudunun %60'ı JES suları ile haşlanan Reis Köylü çoban
Nurullah Danış'ın başına gelen olaydaki sorumluluğu panelde konuşmacı olan
Maren Enerji Genel Müdürü Mehmet Şişman "Evet böyle bir talihsizlik
oldu" diye kabul ediyordu. JESDER Başkanının "Birlikte bir komisyon
kurarak JES'leri denetleyelim" çağrısı ise varolan sorunların çözümüne
yönelik bir çare arayışının değil, JES'lerin sürdürülebilirliliğinin sağlanmasına
dönük bu halkla ilişkiler çalışmanın ikinci ayağı gibi geldi bize.
EFELENMEYE DEVAM...
Yaklaşık 250 kişilik salonun tamamen dolmaması, köylerden
katılımın yetersizliği, Germenciklilerin ilgisinin azlığı, panel sonrasında
Germencik Çevre Platformu yöneticilerinin Timur'a karşı Nasrettin Hoca ve fil
fıkrasını hatırlatmalarına neden oldu ki haklılardı! Yine de Aydın'da yükselen
ekoloji mücadelesi AKP milletvekili Mehmet Erdem'in sinirlerini zıplatıp,
"Bu çevreciler Aydın'a ihanet ediyor" açıklaması yaptırıyorsa ve düne
kadar "herşeyi yaparım hesapta vermem" tavrındaki JES'çilerin apar
topar halkla ilişkiler çalışmaları başlatmasına neden oluyorsa demek ki doğru
yolda! Canı yanan her vatandaşı, her köyü-köylü bu mücadeleye katabildikleri oranda
Aydın ekoloji mücadelesi yaşam alanlarını korumak için halkın şirketlere nasıl
da efelenebildiğinin ve hakkı olanı söküp aldığının örneği olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder