10 Mart 2017 02:11
Tıbbi Jeoloji alanında çalışmaları bulunan Dr. Eşref Atabey,
asbestle gündeme gelen Ankara Hava Gazı Fabrikası'nın yıkımına ilişkin konuştu.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Ankara hava gazı fabrikasının yıkılmasının ardından oluşan
hafriyatın kaldırılması sırasında, kanserojen etkisi olan asbest maddesinin
çevreye yayılma tehlikesi ile başlayan tartışmalar devam ediyor. Tıbbı Jeoloji
alanında birçok kitabı bulunan Dr. Eşref Atabey, mahkemenin yıkımı durdurma
kararı vermesi sonrası branda ile çevrili bir şekilde bekletilen hava gazı
fabrikasındaki tehlikenin geçmediğini söylüyor. Atabey’in asıl dikkat çekmek
istediği konu ise kentsel dönüşüm uygulamaları ve asbest sorunu. Atabey, 1930
ile 1980 yılları arasında inşa edilmiş tüm yapı ve tesislerde asbestli malzeme
kullanıldığını belirterek, kentsel dönüşüm adı altında yıkılacak binalardan,
havaya asbest lif ve tozlarının karışmasının kaçınılmaz olduğu görüşünde.
YÖNETMELİKLERE UYGUN YIKILMADI
Maltepe Hava Gazı Fabrikasının yıkım işleminin ilgili
yönetmeliklere göre yapılmadığını ifade eden Atabey, “Binaların yıkımından önce
havada asbest ölçümü, materyalde asbest olup olmadığına bakılmak için örnekleme
yapılıp, analiz sonucuna göre risk değerlendirmesi yapılması gerekir. Havada
0.1 lif/cm3 (santimetreküp havada 0.1 lif) sınırı aşılıyorsa bina karantinaya
alınıp, gerekli uyarılar işaretlemeler yapılarak, asbest söküm uzmanı
nezaretinde asbest söküm çalışanlarınca bina asbestten arındırıldıktan sonra
yıkılır” dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE BÜYÜK TEHLİKE
“Son yıllarda ülkenin bir çok kentinde kentsel dönüşüm adı
altında yapılan yıkımlar sırasında havaya yoğun bir toz bulutu yayılıyor” diyen
Atabey, asbestin ısıya, ateşe, asitlere, basınca dayanımlı olması gibi yönüyle
1960-80 yıları arasında ‘yüzyılın buluşu’ olarak kabul edilip endüstride yoğun
olarak kullanıldığını belirtti.
ASBEST KANSER YAPAR
Asbest lifi ve tozlarının belli bir süre solunduğunda
asbestos ve mezotelyoma hastalığına (akciğer zarı kanseri) neden olduğu için
Uluslararası Sağlık Örgütünce kanserojen maddeler Grup 1A listesine alındığını
hatırlatan Atabey, çevresel ya da endüstriyel etkilenim sonrası bir kişinin
hasta olma süresinin 15, 20, 30, 40 yıl olabildiğini söyledi. 1930 ile 1980
yılları arasında inşa edilmiş tüm yapı, tesislerde asbestli malzeme
kullanıldığına işaret eden Atabey, “Asbest endüstride 3 bin kalemde
kullanılmış: Binaların tüm ısı yalıtım sistemlerinde, çatı kaplamalarında, karo
döşemelerde, izolasyonda, zemin döşemelerinde, çimentoda, duvar kaplamalarında,
boyalarda. Dolayısıyla kentsel dönüşüm adı altında yıkılacak binalardan havaya
asbest lif ve tozlarının karışması kaçınılmaz” diye konuştu.
TEHLİKE HÂLÂ SÜRÜYOR
Mahkemenin yıkımı durdurma kararından sonra binanın brandaya
giydirilmiş bir halde bekletildiğine vurgu yapan Dr. Eşref Atabey, “Ancak
binanın doğu cephesi giydirilmemiş. Giydirilen malzeme de rüzgarla alttan
havalanmakta ve varsa asbest tozu havaya karışabilir. Binanın artık sanayi simgesi,
kültürel yapı, korunacak durumu, restore edilip farklı amaçlar için kullanma
özelliği kalmamış. Bina bir an önce asbestten arındırılıp yıkılarak alanın
temizlenmesi gerekir. Koruma ve tarihi, kültür yapısı olarak korunması ta
baştan yapılmalıydı” dedi.
HAVA GAZINDA ASBEST OLDUĞU BELGELENDİ
Maltepe Hava Gazı Fabrikasında bina asbestten arındırılmadan
yıkıma başlandığından, çevreye, havaya asbest tozu ve lifleri karışıp,
dağıldığını dile getiren Atabey, bu durumun hemen kansere yol açacağını düşünüp
endişelenmenin yersiz olacağını söyledi. Atabey, “Çünkü olumsuz etkilenme için
tozun boyutu, toza olan uzaklık, hava sirkülasyonu, konsantrasyon tüm bunların
hepsinin aynı anda etkili olması gerekir” dedi. Ankara Büyükşehir Belediyesi ve
Mimarlar Odasının binada asbest olup olmaması ile ilgili farklı açıklamalarına,
“Evet binada asbest saptanmış” sözleriyle katılan Atabey, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin Çınar Laboratuvarının bina dışından aldığı 3 örnekte asbest
saptandığıyla ilgili belgelere işaret etti. Atabey, Ankara Mimarlar Odasının
başka bir firmaya bina dışında farklı noktalarda alınan örneklerle yaptırdığı
analizinde yüzde 15-40 oranında asbest saptandığını dile getirdi. Atabey,
“Sonuç olarak bina çevresinden alınan örneklerde asbest saptanmışsa, bina
içinde hayli hayli saptanabilir” dedi.
Ankara’da Maltepe Hava Gazı Fabrikası, 1929 yılında Maltepe
semtinde, tıpkı İzmir’deki gibi, demir yoluna yakın konumda kuruldu. Fabrika
Ankara’ya doğal gaz gelinceye dek hizmet verdi. Cumhuriyetin ilk sanayi
tesislerinden biri olarak kabul edilen Maltepe Hava Gazı Fabrikası, Ankara
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1991 yılında, yıkımdan
korumak amacıyla “Endüstriyel miras” olarak koruma altına alındı. 13 Haziran 2006
tarihinde, saat 18.00’de başlayan bir operasyonla bir gecede yıkılarak ortadan
kaldırıldı. Fabrikanın kalan kısmının geçtiğimiz günlerde acele bir şekilde
yıkım işleminin başlaması, bünyesinde asbest barındırdığı iddiaları ile
kamuoyunun gündemine geldi. Yıkım sırasında asbest riski, sağlık tehdidi olması
yönüyle tartışılan Maltepe Hava Gazı Fabrikası yıkımı, gelen tepkiler ve
mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı sonrası durdu. Ankara Büyükşehir
Belediyesi Başkanı Melih Gökçek, fabrikada asbest olmadığını ileri sürerken,
Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası aksi yöndeki belgeleri
göstererek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bir suç duyurusunda bulunarak,
asbestli hava gazı fabrikası yıkımında sorumluluğu bulunanların
cezalandırılmasını talep etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder