Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Aydın’ın en önemli tarımsal ürünlerinden incirin, yörede
sayısı çoğalan jeotermaller yüzünden zarar gördüğü bilimsel raporlar ve mahkeme
kararları ile bir kez daha ortaya konuldu. Kuyucak ilçesi Pamukören köyünde
çiftçilik yapan Selahattin Akçam’ın incir ağaçlarının hemen arazisinin yanı
başındaki jeotermal kuyusunun saldığı akışkanlar nedeniyle kuruduğu analiz
sonuçları ve bilirkişi raporlarıyla kanıtlandı.
ZARARIN NEDENİ JEOTERMAL SUYU
Pamukören Köyü Güzelönü mevkiinde incir ve zeytin bahçesi
bulunan Selahattin Akçam’ın ağaçları, bahçenin hemen yanına açılan jeotermal
kuyusunun ardından kurumaya başladı. Germencik’te gerçekleştirilen “Jeotermalle
yaşamak” etkinliğinde görüştüğümüz Akçam’ın anlattıklarına göre kuyunun
geliştirilmesi için basılan asit, kuyuyu patlatınca içindeki akışkan
incir-zeytin bahçesine boşalmış. Akçam, bahçedeki 25-40 yaş arasındaki 60 incir
ağacının ve 15-20 yaşındaki 30 zeytin ağacının kurumasının ardından Çelikler
Jeotermal adlı şirkete dava açtı
Selahattin Akçam
Davaya bakan Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi toprakta ve
bitkide analiz yapılarak kurumanın nedenlerinin araştırılmasını istedi.
Bahçenin 5 farklı yerinden alınan toprak örnekleri ile incir meyvesi ve
yapraklarının olduğu numuneler Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi
ve Bitki Besleme Bölümü’nde incelendi.
Yrd. Doç. Dr. Hakan Çakıcı tarafından hazırlanan analiz
raporunda “topraktaki bor içeriğinin bitkilerde toksik etki yapabilecek düzeyde
yüksek olduğu” tespit edildi.
Aynı sonuçlar incir yaprağı üzerinde yapılan analizlerde de
elde edildi. Raporun sonuç bölümünde; “...incir ağaçlarında meydana geldiği
iddia edilen zararın jeotermal suyun toprağa karışması nedeniyle oluştuğu
kanaatine varılmıştır” denildi.
AĞAÇLAR YANMIŞ!
Ege Üniversitesi’nin bu raporunun ardından incir-zeytin
üreticisi Selahattin Akçam’ın zararının tespiti için mahkeme tarafından
oluşturulan bilirkişi raporunda da heyet üyelerinin arazide yaptığı gözlemlere
yer verildi.
Keşif yaptıkları gün jeotermal kuyusunun ağzına vana takılı
olduğunu belirten bilirkişi heyeti, şirket tarafından kuyunun geliştirilmesi
için basılan asit nedeniyle kuyuda patlama meydana geldiği ve çevreye
yayılan eriyik ve suyun, asit yağmurlarıyla birlikte çevre arazileri etkisi
altına aldığı dile getirildi.
Bilirkişi raporunda bor mineralinin arazide uzun yıllar
kalacağı, hemen temizlenmesinin mümkün olmadığı belirtilerek arazideki incir ve
zeytin ağaçlarının yandığının gözlemlendiği ifade edildi.
Raporda jeotermal nedeniyle 60 incir, 30 zeytin ağacının
kuruduğu, bu zehir etkisinin topraktan ve ağaçlardan kaç yılda gideceğinin
belli olmadığının altı çizildi.
Bilirkişi heyeti 60 incir ağacının tanesi için 400 lira, 30
zeytin ağacı içinde tanesine 300 lira zarar bedeli belirledi. Ürünlerden elde
edilecek geliri de 15 bin lira olarak hesaplayan heyet Selahattin Akçam’a
zararları için toplam 48 bin lira ödenmesi gerektiği sonucuna vardı.
UZMANLAR UYARDI: İNCİRİN KÖKÜNÜ KURUTUR
Analiz sonuçları ve bilirkişi raporu hakkında görüş belirten
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burçin Çokuysal,
jeotermal alanlarda ortaya çıkan çıkan su ana kaya ve minerallerde bulunan bor
elementini çözdüğü için genellikle jeotermallere yakın alanlarda bor toksitesi
görülme olasılığının da yüksek olduğuna dikkat çekti. Çokuysal, “Zararlanma
ortada” dedi. Tıbbı Jeoloji uzmanı Dr. Eşref Atabey de analiz sonuçlarına göre
bitkide çıkan borun çok yüksek olduğunu belirterek, “Bor değerinin bitkilerde 3
ppm’i geçmemesi gerekir. Burada çıkan 320 ppm bor incir ağacının kökünü
kurutur. Tarım toprağı da ileriki zamanlarda beton gibi sertleşir” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder