10 Mart 2017 14:31
İzmir’de konuşan İbrahim Kabaoğlu, Anayasa değişiklik
taslağının Türkiye'nin tarihsel ve toplumsal hafızasına hakaret metni olduğunu
söyledi.
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kabaoğlu, referandumda
halkın önüne getirilecek olan Anayasa değişiklik taslağının Türkiye'nin
tarihsel ve toplumsal hafızasına hakaret metni olduğunu söyledi. Kabaoğlu,
"Cumhurbaşkanı Sarayda 10 kişiyi öldürse TBMM'de ancak 301 el kalkacak ki
işlem yapılabilsin. Hem de ömür boyu" dedi.
FİİLİ GÜCÜN BİR SONU VAR
İzmir Mali Müşavirler Odası tarafından oda konferans
salonunda gerçekleştirilen "Referanduma Doğru Anayasa Değişikliğini
Tartışıyoruz Paneli"nde çerçeve sunumunu geçtiğimiz günlerde KHK ile ihraç
edilen Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kabaoğlu yaptı. Kabaoğlu, kendisinin
sadece üniversiteden uzaklaştırılmakla kalınmadığını, Paris Sourborne
Üniversitesindeki derslerine de gitmesinin engellendiğini söyleyerek
konuşmasına başladı. İktidarın kendini çok güçlü görerek hareket ettiğini
belirten Kabaoğlu, "Güç hukuki mi fiili mi ona bakmak lazım. Hukukiyse
sorun yok ama fiili ise her şeyin bir sonu var" dedi. Anayasayı bir halkın
otobiyografisi olarak tanımlayan Kabaoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasa
ile doğduğu gibi, anayasal kurumlar da TC'yi yarattı" ifadelerini
kullandı.
BU ORTAMDA ANAYASA YAPILAMAZ
Türkiye'deki Anayasa tarihi hakkında bilgiler veren Kabaoğlu
1982 Anayasasının 1961 Anayasasına tepki olduğunu söyledi. Sivil toplumun
Anayasanın yenilenmesi için çok çaba gösterdiğini ancak bu çabaların göz ardı
edildiğini kaydeden Kabaoğlu, son Anayasa değişiklik taslağını getirilme
sürecindeki belirsizlikleri ve kırılmaları özetledi. Dünya tarihinin en hızlı
Anayasa değişikliğinin yapıldığı bir tempo ile TBMM'den maddelerin
geçirildiğini aktaran Kabaoğlu, "Benim buna ilk tepkim 'Hayır, bu ortamda Anayasa
yapılamaz' oldu. Anayasal kamuoyunun oluşamayacağı ortadaydı ve ilerleyen
günlerde bunu gördük. 16 Nisandaki referanduma OHAL'le, yani Anayasa dışı bir
şekilde gidilecek" dedi.
CUMHURBAŞKANI 10 KİŞİYİ ÖLDÜRSE...
Getirilen 18 maddelik Anayasa değişiklik taslağı geçerse
Türkiye tarihinin en büyük kırılmasının yaşanacağını vurgulayan Kabaoğlu,
"Osmanlıdan Cumhuriyete geçişte bile bu kadar büyük bir kırılma
yaşanmamıştır. Cumhuriyetin kurucuları bile Osmanlı'nın işleyen kurumlarını
tamamen yok etmeden yeni bir devlet kurdular. 1876 Kanuni Esasi'yi kimlerin
hazırladığını biliyoruz ama bu taslağın maddelerini kimlerin, hangi amaçla
yazdığı belli değil" dedi. Bu rejimin başkanlık rejimi olarak ta
tanımlanamayacağını ifade eden Kabaoğlu, "Başkanlık rejimlerinde başkanın
sorumluluğu var. Bu sistemde Cumhurbaşkanı makamında 10 kişiyi öldürse ancak
301 el kalkacak ki işleme konsun. Bu sorumsuzluk hem de ömür boyu sürecek"
diye konuştu. Kabaoğlu sözlerini "Bu metin Türkiye toplumunun tarihsel ve
toplumsal hafızasına hakaret metnidir" diye bitirdi.
BU SİSTEM BAŞKANLIK SİSTEMİ DEĞİL
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Gülgün Erdoğan Tosun'un kolaylaştırıcılığını yaptığı panelin ikinci konuşmacısı
İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Emre oldu. ABD ve
dünyanın diğer ülkelerindeki başkanlık rejimleri ile Türkiye'yle getirilmek
istenen sistemi karşılaştıran Emre, parlamenter sistemin krizlere başkanlık
sistemine oranla dört kat daha fazla dayanıklı olduğunu istatistiki bir bilgi
olarak verdi. ABD'deki başkanlık sisteminin temelinde kamusal hizmetlerin,
yetki, güç ve paranın 50 ayrı devlete dağıtılması olduğunu belirten Emre,
"Bu böyle olduğu için ABD diktatörlüğe dönüşmedi" dedi.
Panelin son konuşmacısı ise CHP Genel Sekreteri ve İzmir
Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır oldu. Sındır, Anayasa değişiklik
taslağının TBMM'den nasıl geçirildiği sürecini anlattı. (İzmir/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder