26 Ekim 2017 03:22
Havran’da kurulması planlanan altın madeni, bilim insanları
tarafından 'en vahşi yöntem' olarak adlandırılan siyanür yığın liçi ile maden
işleyecek.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Balıkesir Havran’da işletilmesi planlanan altın madeni Kaz
Dağı’nın eşsiz ekosistemine yeni bir tehdit olacak. Tamamı orman ve tarım
arazisi üzerinde kurulması planlanan altın işletmesinin yöredeki endemik
bitkilere vereceği zararlar şirketin kendi hazırladığı proje tanıtım dosyasında
bile itiraf ediliyor.
KOZA’NIN TAŞERONUYDU
Havran’ın 15
km kuzeydoğusunda işletilmek için ÇED sürecine başlayan
altın madeni şirketi Eğmir köyüne 3.4 km , Büyükşapçı köyüne 1.4 km ve Küçükşapçı köyüne
ise 3.3 km
uzaklıkta yer alacak. Daha önce Amerikan Normandy’e ait olan saha çeşitli
el değiştirmelerin ardından şimdi Bahar Madencilik Ltd. Şti’nin elinde. Bahar
Madencilik, FETÖ’nün para kaynağı gibi gerekçelerle el konulup TMSF’ye
devredilen Bergama, Gümüşhane, Eskişehir gibi yerlerde altın işletmeciliği
yapan Koza İpek grubunun taşeronu durumundaydı.
EN VAHŞİ YÖNTEM VE SİYANÜR
Demirtepe Projesi adı verilen altın işletmesinin ÇED proje
tanıtım dosyasında 16 milyon ton rezervi olduğu dile getiriliyor. İşletme
bilim insanları tarafından “en vahşi yöntem” olarak adlandırılan siyanür yığın
liçi yöntemi ile açık ocak işletmeciliği şeklinde çalışacak. İşletme faaliyetinin
10 yıl süreceği belirtilirken, cevher arama çalışmalarının sürdüğü ve
yakınlarda yeni cevher yatakları bulunması durumunda projenin ömrünün
uzamasının söz konusu olduğu belirtiliyor. Maden işletmelerinin hemen hepsinin
uyguladığı bu yöntemle, işletme faaliyete geçtikten bir iki yıl sonra kapasite
artışına giderek ömrünü katlıyorlar. Proje tanıtım dosyasında 10 yılda ortaya
çıkacak olan 2.65 milon m3 pasanın açık ocağın kuzeyi ve güneyinde belirlenen
sahalara depolanacağı ifade ediliyor. Yılın her günü 3 vardiya halinde
çalışması planlanan madenin inşa aşamasında 250, işletme aşamasında ise 234
kişinin çalışması planlanıyor. Sahada daha önce Kuars madenciliği için 2010
yılında verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararı herhangi bir işlem yapılmadığı
için yıllar içerisinde geçersiz hale gelmiş. Daha sonra ise el değiştiren maden
sahasında altın işletmeciliği için planlar yapılmaya başlanmış.
İLK SAHİBİ BERGAMA’DAN TANIDIK: NEWMONT
Sahanın ilk sahibi olan Newmont Mining Corporation
(Newmont), ruhsatları 2004 yılında Teck Resource Limited (Teck) şirketine
sattı. Sahada Teck tarafından 2006 -2011 yılları arasında maden arama
çalışmaları yürütüldü. Proje ruhsatları Ekim 2016 yılında imzalanan satış
anlaşması ile Bahar Madencilik tarafından satın alındı.
TAMAMI ORMAN VE TARIM ARAZİSİ
Proje tanıtım dosyasındaki haritaya göre ÇED izin alanının
yaklaşık yüzde 79’u (547,4
ha ) orman (karaçam ve meşe) geri kalan kısım ise tarım
arazisi olduğu görülüyor. 2014 yılında alanda yapılan yüzeysel gözlemler, yöre
halkının anlatımları ve literatür taramasına göre bölgenin flora fauna
değerlendirmesinde madenciliğin yörede yapacağı tahribatın itirafları olarak
değerlendirilebilir.
1 ENDEMİK TÜR VAR VE SAYI ARTACAK
Proje alanında 44 familyaya ait 182 tür bitkinin yayılış
gösterme ihtimali olduğunun altı çizilirken, “Yapılacak çalışmalar ile bu sayı
doğal olarak değişecektir. Tahminimize göre var olduğu düşünülen türlerden biri
endemiktir. Alanda yapılacak detaylı floristik çalışmalar ile endemik sayısının
artacağı kesindir. Çünkü Kaz Dağları silsilesi çok sayıda lokal endemik bitki
türü barındırmaktadır” denilmekte. Dosyada muhtemelen bu endemiklerden
Prangosilanae (Kaz Çakşırı), Cirsium steirolepis (Kaz Kangalı), Verbascum
simavicum (Simav Sığırkuyruğu) ve Digitalis trojana (Yüksük otu) türlerine
proje alanında da rastlanacağı dile getiriliyor. Ayrıca proje alanı ve yakın
çevresinde yaşadığı belirlenen yabanıl kuş türleri arasında yaygın, tehlike
altında olmayan türler olduğu gibi nadir, koruma altındaki türler de bulunduğu
ifade ediliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder