05 Ekim 2017 12:07
Koza Altın Şirketi'nin Kozak yaylasındaki Çukuralan Altın
Madeni üçüncü kez kapasite artırıyor
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Bergama'da yıllardır siyanürle altın işletmeciliği yapan
Koza Altın Şirketi'nin Kozak yaylasındaki Çukuralan Altın Madeni üçüncü kez
kapasite artırıyor. İzmir Valiliği madenin kapasite artırım ÇED'inin
onaylandığını duyurdu. Yüzde 84'ü ormanlık alanda bulunan madenin bu son
kapasite artırımıyla birlikte binlerce yeni ağaç kesilirken, bölge Kozak
kızılçam gen koruma alanı içinde kalıyor.
MADEN EN AZ 13 YIL DAHA KOZAK'TA
Bilim insanları tarafından "Ekolojik hassas bölge"
olarak tanımlanan Kozak Yaylasında bulunan Çukuralan Altın madeni AKP-Gülen
Cemaati çatışması sürecinde bugün FETÖ üyeliğinden kırmızı bütenle aranan Akın
İpek ailesinden alınarak önce kayyıma sonra TMSF'ye devredildi. 2009 yılında
faaliyete başlayan madende çıkarılan cevher şirketin diğer altın madeninin
olduğu 52 kilometre
ötedeki Ovacık'a taşınarak, burada siyanürle ayrıştırmaya tabii tutuluyordu.
2010 ve 2011 yılında olmak üzere iki kez kapasite arttıran altın madeni 141 ha 'lık maden alanını 192 ha 'a çıkardı. ÇED Raporu
geçtiğimiz günlerde onaylanan madenin 3. kapasite artışında ise bu alanın
üzerine 132 ha 'lık
bir alan daha eklenerek toplam maden alanı 324 ha 'a çıkarılacak. ÇED
Raporunda madencilik faaliyetinin yaklaşık 13 yıl süreceği ve bu süre
içerisinde 5,82 milyon ton altın ve gümüş cevherinin çıkarılmasının planlandığı
yazıyor.
MADEN SAHASININ YÜZDE 84'Ü ORMAN ALANI
Bergama ilçe merkezine 20, Dikili ilçe merkezine ise 15 kilometre uzaklıkta
bulunan altın madeninde 324 ha’lık ÇED alanının 277 ha 'ı orman alanı.
Madenin yaklaşık 47 hektarlık bölümü ise tarım arazisi olarak geçiriyor. Buna
göre maden alanının %84’ü orman alanı! ÇED Raporunda madenin faaliyetleri
sırasında çevresel etkilerin söz konusu olacağı belirtilirken, başlıca çevresel
etkiler arasında toz emisyonu, gürültü, titreşim, atık su, katı atık ve asit
kaya drenajı oluşumu sayılıyor. Projenin olumsuz sosyal etkileri olacağı da
dile getirilen konular arasında. Madenin yakınındaki Çukuralan, Nebiler ve
Kaplan köyleri madencilik faaliyeti boyunca ÇED alanı içerisinde tarım ve
hayvancılık yapamayacaklar.
Şirket köylülerin geçimlik alanları üzerindeki bu olumsuz etkiyi toplam 621 kişinin istihdam edileceği madende bu işçilerin büyük bir kısmını civar köylerden sağlayarak ortadan kaldırmayı hedefliyor. 3. kapasite artırımı ile birlikte açık ocak ve yeraltı madenciliği faaliyetleri sonucunda yaklaşık 7,69 milyon ton cevher üretilirken, 4aklaşık 50 milyon ton da pasa ortaya çıkacak.
Şirket köylülerin geçimlik alanları üzerindeki bu olumsuz etkiyi toplam 621 kişinin istihdam edileceği madende bu işçilerin büyük bir kısmını civar köylerden sağlayarak ortadan kaldırmayı hedefliyor. 3. kapasite artırımı ile birlikte açık ocak ve yeraltı madenciliği faaliyetleri sonucunda yaklaşık 7,69 milyon ton cevher üretilirken, 4aklaşık 50 milyon ton da pasa ortaya çıkacak.
4.620 KIZILÇAM KESİLECEK!
Madenin ÇED raporunda 3. kapasite artırımı sırasında
kesilecek ağaç sayısı da verilmiş durumda. Rapora göre, proje kapsamında
yaklaşık 4620 adet kızılçam ağacının kesileceği belirtiliyor. ÇED'de madencilik
faaliyeti bittikten sonra yapılacak rehabilitasyon sırasında kesilecek ağaç
sayısının 5 katı ağaç dikileceği taahhüt ediliyor. Öte yandan madenin Kozak
Havzası tohum mesçeresi verimine etki olasılığı ile ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi’nden üç akademisyene 2014-2016 yılları arasında yaptırılan çalışmada, kapasite artırımının bölgedeki tohum meşceresi üzerine etkilerinin "sınırlı" olacağının ortaya konduğu ileri sürüldü. Bahsedilen raporda yer alan ifade ise raporun sonuç bölümü ile çelişir nitelikte; "bu alanların (kapasite arttırımı yapılacak alanlar) Gen Koruma Ormanı ve Kızılçam Tohum Meşcerezi orman gen kaynağı açısından bölge için gerçekten ayrıcalıklı bir saha olduğu civarda bir denginin bulunamayacağı..." belirtiliyor.
Havzası tohum mesçeresi verimine etki olasılığı ile ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi’nden üç akademisyene 2014-2016 yılları arasında yaptırılan çalışmada, kapasite artırımının bölgedeki tohum meşceresi üzerine etkilerinin "sınırlı" olacağının ortaya konduğu ileri sürüldü. Bahsedilen raporda yer alan ifade ise raporun sonuç bölümü ile çelişir nitelikte; "bu alanların (kapasite arttırımı yapılacak alanlar) Gen Koruma Ormanı ve Kızılçam Tohum Meşcerezi orman gen kaynağı açısından bölge için gerçekten ayrıcalıklı bir saha olduğu civarda bir denginin bulunamayacağı..." belirtiliyor.
MADRA BARAJINI DA ETKİLEYECEK
Maden alanının kuzeyinde yer alan Madra Çayı'nın, proje
alanına kuş uçuşu yaklaşık
6 km mesafede yer alan Madra Barajını beslediği belirtilen ÇED Raporunda, barajın uzak mesafe koruma alanında kalan madenin baraja etki etmemesi için DSİ 2. Bölge Müdürlüğü tarafından belirtilen önlemlerin alındığı ileri sürüldü. ÇED Raporunda Madra Çayı’nın Madra Barajı beslenim havzasının yaklaşık %8’ini oluşturduğu belirtilerek, "Gerçekleştirilen modelleme çalışmaları sonucunda madencilik faaliyetlerinin mevcut durum koşullarındaki baz akıma olan etkisinin bu alan için %40 oranında olacağı öngörülmektedir. Buna göre; proje etki alanının Madra Barajı beslenme havzasındaki alansal oranına bağlı olarak yaklaşık yüzde 3’lük bir azalım etkisinin olması beklenmektedir" deniliyor.
6 km mesafede yer alan Madra Barajını beslediği belirtilen ÇED Raporunda, barajın uzak mesafe koruma alanında kalan madenin baraja etki etmemesi için DSİ 2. Bölge Müdürlüğü tarafından belirtilen önlemlerin alındığı ileri sürüldü. ÇED Raporunda Madra Çayı’nın Madra Barajı beslenim havzasının yaklaşık %8’ini oluşturduğu belirtilerek, "Gerçekleştirilen modelleme çalışmaları sonucunda madencilik faaliyetlerinin mevcut durum koşullarındaki baz akıma olan etkisinin bu alan için %40 oranında olacağı öngörülmektedir. Buna göre; proje etki alanının Madra Barajı beslenme havzasındaki alansal oranına bağlı olarak yaklaşık yüzde 3’lük bir azalım etkisinin olması beklenmektedir" deniliyor.
YÖREDEKİ SULARDA YÜKSEK ORANDA AĞIR METAL KİRLİLİĞİ
VAR
ÇED Raporunda yer alan yöredeki içme ve kullanma sularının
analiz raporlarında da bölgedeki sularda büyük oranda ağır metal kirliliği
bulunduğu dile getirilmiş. Temmuz 2008 – Aralık 2016 arasında yöredeki
kuyularda gerçekleştirilen onlarca örnekleme analizinde elde edilen
parametrelerin "AB ve DSÖ standartlarına göre demir, kurşun ve mangan
değerlerinin birçok örnekleme döneminde limit değerlerin üzerinde kaldığı
tespit edilmiştir. Bunun yanında bazı örnekleme dönemlerinde de Alüminyum başta
olmak üzere, Flor, Arsenik ve Antimon parametrelerinin de sınır değerlerin
üzerinde kaldığı görülmüştür" deniliyor. Bunun yanı sıra bazı kuyularda da
Antimon, Kadmiyum, Nikel, Selenyum gibi maddelerin yüksek olduğu yine ÇED
Raporunda yeralan su analizlerinde ortaya konuyor. Madene komşu Kaplan Köyünün
2010-2015 yılları arasında içme sularında yapılan analizlerde de alüminyum
oranı yüksek çıkarken demir, mangan ve pH parametrelerinin sınır değerlerin
üzerinde kaldığı belirtiliyor.
BÖLGEYİ YAŞANMAZ HALE GETİRMEYİ PLANLIYORLAR
Çukuralan Altın Madenine karşı açılan davanın avukatlarından
Arif Ali Cangı,madenin 3. kez kapasite artırımını "Anlaşılan bölgeyi
yaşanmaz hale getirme pahasına Ovacık altın madeni altın yumurtlayan tavuk
olarak korunmaya devam ediliyor. Bence amaç, şirketi karlı hale getirip yandaş
bir şirkete satmak" şeklinde değerlendindi.
Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel Bergama ve
Dikili'lerin dava açmaya hazırlandığını belirterek "Çukuralanda 3.kapasite
artışının faturası yine yüzlerce ağaç kesilecek ve Ovacık'ta üçüncü atık
depolama açılmasına ve yöre köylülerine de sağlık sorunlarına mal
olacaktır" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder