Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Danıştay 8. Dairesi Turgutlu Çaldağında yapılmak istenen
nikel madenciliği için orman tahsis izni veren Manisa 1. İdare Mahkemesi'nin
kararını bozdu. Kararında ormanların ülke açısından taşıdığı büyük öneme dair
Anayasa'nın 169. maddesine atıfta bulunan Danıştay, ormanlara zarar verebilecek
hiçbir faaliyete ve eyleme izin verilemez" dedi.
Türkiye'nin en önemli tarım cennetlerinden birisi olan Gediz
Ovası'nın ortasında bulunan Çaldağında yapılmak istenen nikel madenciliği için
şirkete toplam 2 milyon metrekareyi aşan bir alanda orman tahsis izni
verilmişti. 62 yurttaş tarafından Orman ve Su İşleri Bakanlığının verdiği bu
izne karşı açılan davada Manisa İdane Mehkemesi iptal istemini reddetmişti.
Temyiz incelemesini görüşen Danıytay 8. Dairesi yerel mahkemenin kararını
bozdu. Oy birliği ile alınna kararda Danışytay 8. Dairesi Anayasa'nın 169.
maddesinde ormanların ülke yönünden taşıdığı büyük önem gözetilerek,
korunmaları ve gelişktirilmkeli konusunda ayrıntılı düzenlemelere yer verildiğinni
altını çizdi. Danıştay, "doğal kaynaklarımızın en önemlilerinden biri olan
ormanların korunması ve sahaların genişletilmesi için Devlete gereken
tedbirlerin alıp kanun koymayı ve bütün ormanların gözetimi ödevini
gerektirmektedir" dedi. Her olayda, ormanlık alanda verilen izne konu
edilen kamu yararı ile ormanın korunmasındaki kamu yararının
karşılaştırılmasının zorunluluğunu öngören Anayasa'nın 169. Maddesi 3.
fıkrasının altını çizen Danıştay, "Ormanlara zarar verebilecek hiçbir
faaliyete ve eyleme izin verilemez" denildi.
Danıştay, bu kararıyla Turgutlu Çaldağı’nda maden şirketi
için verilen orman tahsis izninin mahkeme tarafından iptal edilmesini istedi.
Konuya dair görüşlerini aldığımız davanın hukukçularından
Tayfun Duru, kararın son derece olumlu bulduklarını belirterek, bu kararın önümüzdeki
süreçte yeni alınacak hukuki kararlarla Çaldağı'nın ve Gediz Ovasının
kurtuluşuna giden önemli bir dönemeç olduğunu dile getirdi.
Çaldağı’nın korunması için yıllardır mücadele eden Turgutlu
Çevre Platformu (TURÇEP) Danışytay'ın bu kararı ile ilgili yaptığı açıklamada,
Danıştay'ın açıkça ‘Çaldağı’nda orman var, olmaz!’ dediğinin altını çizdi.
TURÇEP açıklamasında şu görüşlere yer verildi; "Bizler yıllardan beri
söylüyoruz, bu madencilik projesi uygulanacak olursa, Çaldağı’nda kesilecek
ağaç sayısı 2 milyonu bulacak diye. Bu da Çaldağı’ndaki orman dokusunun tamamen
yol edilmesi ve Turgutlu ile civar köylerin erozyon tehdidi altına girmesi
demektir.
Kaldı ki bu miktarda ağaç kıyımı içim hiçbir yerde izin verilemez. Dolayısıyla
Danıştay bu kararıyla bizlerin ne kadar haklı olduğunu hukuksal olarak onay
verirken, mahkemenin kararını da “hukuki isabet bulunmadığı” gerekçesi ile
bozmuş ve ormanlık alanlarda bu tür faaliyetlere izin verilmesinin Anayasa’ya
aykırı olduğunu belirtmiştir".
Danıştayın, ormanlık alanların kamu yararı için korunması
gerektiğine dikkat çektiğini ifade eden TURÇEP; "bu kararıyla aynı zamanda
Çaldağı’nda madenilik projesine izin veren ÇED raporuna da atıfta bulunarak ÇED
raporunun da onaylanmaması gerektiği mesajını vermektedir" dedi.
Çaladğında önümüzdeki günlerde ÇED Raporu ile ilgili açılan davada bilirkişyi
keşfi yapılacağına işaret eden TURÇEP; "Bilirkişilerin ve ÇED
davasında karar verecek mahkeme heyetinin Danıştay’ın bu kararını göz önüne
almaları gerektiğine ve alacaklarına inanıyoruz. Bundan sonra Çaldağı’nda
hiçbir şirket bir tek ağacın dalına bile dokunamayacak” dedi.
Son Düzenlenme Tarihi: 03 Ekim 2017 19:28
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder