Özer Akdemir
‘İzmir’in damı’ denilen 700 m yükseklikte, kente 20 km uzaklıktaki Efemçukuru Altın madeni için Bakanlar Kurulu acele kamulaştırma kararına karşı açılan davanın duruşması Mayıs ayına ertelendi. Köyde acele kamulaştırmaya direnen tek köylü durumundaki keçi çobanı Ahmet. Karaçam, oğlu askerde olduğu için keçilerini emanet edecek kimseyi bulamayınca duruşmaya gelemedi. Keçi çobanı Ahmet Karaçam’ın tek başına direndiği altın madenine İzmir İl Özel İdaresi direnemedi. Maden, verilen deneme izninin mahkemece iptal edilmesine rağmen, İl Özel İdaresi verdiği çalışma izniyle üretime devam ediyor. Deneme izni iptal edilen, acele kamulaştırma ile ilgili bakanlar kurulu kararı Danıştay’ın en yüksek organı tarafından geri çevrilen altın madeninin nasıl çalışabildiği ise ‘güçler ayrılığı ve dengesi var’ denilen ülkemizde hukukunun yürütme karşısındaki içler acısı haline bir örnek olarak gösteriliyor. Öte yandan altıncı şirket çoban Ahmet Karaçam’ı geçemeyip bir anlamda ‘çoban matı’ olmasına rağmen, hakemlerin de cesaretlendirmesiyle güreşi bırakmıyor!...
DENEMEYİ BEĞENMEDİK, YİNE DE BUYRUN…
Madene verilen deneme izni, Efemçukurlu keçi çobanı Ahmet Karaçam’ın arazisini satın alamayan madenin sağlık koruma bandı oluşturamaması nedeniyle İzmir 1. İdare Mahkemesi tarafından 23.11.2012 tarihinde iptal edilmişti. Deneme izni daha iptal edilmeden İl Özel İdaresi madene işletme izni vermişti. Bu izne karşı EGEÇEP adına dava açan Av. Arif Ali Cangı, 20.12.2012 tarihli verdiği dilekçede deneme iznini iptali kararını da göstererek işletme iznini yürütmesini durdurmasını istedi. Dilekçede, sağlık koruma bandı oluşturamayan altın madenine verilen izinlerin ilgili yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğunun altı çiziliyordu. Bu dilekçenin verildiği günün ertesi günü, 21.12.2012 tarihinde İzmir 3. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma istemini reddetti. Cangı bu kararın mahkemenin dilekçeyi hiç okumamasından ya da ciddiye almamasından kaynaklandığı görüşünde. Mahkemenin verdiği karara herhangi bir gerekçe göstermediğine dikkat çeken Cangı, bunun Anayasa’nın 141. maddesinde yer alan ‘mahkeme kararları gerekçeli olmalıdır’ hükmüne aykırı olduğunu söyledi.
İZMİR İÇİN DUR DEYİN!
Cangı, yürütmeyi durdurma reddi kararına karşı Bölge İdare mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde Efemçukuru Altın madenine neden izin verilmemesi gerektiği ile ilgili birçok başka gerekçe de sıraladı. Bunlar arasında; 1.5 yıldır çalışan madenin civarındaki köylerde hayvan ölümleri görülmeye başladığı, madenin İzmir’e içme suyu sağlayan barajların havzasında olduğu, bunun kentin içme suyunun kirlenmesi ve her an geri dönüşümü olanaksız zararlara yol açma potansiyeli taşıdığı vs, sayılabilir. Dilekçede mahkeme heyetine şöyle seslenildi; “Efemçukuru konusundaki tercih; ya İzmir’in suyunun korunmasından yana, ya da Altıncı Şirketin çıkarlarından yana olmaktır. İzmir İl Özel İdaresi tercihini İzmir'in yaşamından, geleceğinden yana değil, Altıncı Şirketin çıkarlarından yana kullanmıştır. Geliyorum diyen tehlikeye dur demek gerekmektedir. Bunu ancak mahkemenizin vereceği karar sağlayabilecektir. İzmir gelecekte susuz bırakılmak istenmiyorsa, dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulması gerekmektedir.”
DAHA FAZLA GECİKMEDEN
Önceki gün Menderes Adliyesinde görülen Ahmet Karaçam’ın arazisi ile ilgili acele kamulaştırma davasında, Danıştay’daki dosyanın sonucunun beklenilmesine karar verildi. Danıştay acele kamulaştırma kararı ile ilgili açılan davayı reddetmiş, Danıştay’ın en üst denetim mekanizması olan İdari Dava Daireleri Kurulu bu kararı bozmuştu. Karaçam'ın avukatı Arif Ali Cangı duruşmada ''Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun verdiği bozma kararına Danıştay uymak zorunda, dolayısıyla acele kamulaştırma kararı iptal edilecektir'' dedi. Davanın dayanağı ortadan kalktığı için daha fazla gecikmeden davanın reddine karar verilmesini istedi. Cangı ayrıca Efemçukuru altın madeni deneme izninin iptali kararını da mahkemeye sundu. Dava 8 Mayıs tarihine ertelendi.
(İzmir/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder