1 Mart 2013 Cuma

‘Yalnız efe’nin direnişi



Evinde suları kesik. Cebinde yol parası olmadığı için İzmir’e inemiyor. Oğlu askerde, para gönderemiyor. Buna rağmen “toprak bayraktır, bayrak satılmaz” diyerek altın madeninin milyonlarını elinin tersiyle itiyor. Efemçukuru Köyünün ‘Yalnız efe’si direniyor…

“Musalla taşına gitmeden arazimi satmayacağım”

Özer AKDEMİR

İzmir’in içme suyu havzasında yer alan Efemçukuru köyündeki Kanadalı TÜPRAG şirketinin altın madenine topraklarını satmayan Ahmet Karaçam’ın tek başına direnişini devam ediyor. Madenin astronomik tekliflerini elinin tersiyle iten Karaçam, askerdeki oğluna para gönderebilmek için keçilerini satışa çıkardı. Milyon liralar teklif edilen Karaçam’ın evindeki sular bile kesik.

Karaçam binlerce liralık su faturalarına, arazilerin orman alanı içinde gösterilerek elinden alınması gibi “Bizans oyunlarına” tek başına direnmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde yapılan EGEÇEP 6 Kurultayı’nda Efemçukuru altın madeni ile ilgili gelişmeler tartışılırken Ahmet Karaçam’ın içinde bulunduğu durum gündeme getirildi. Karaçam’ın avukatı Arif Ali Cangı, Ahmet Karaçam’ın dev altın tekeline karşı tek başına direnişinde yaşadıklarına dikkat çekti. Cangı’nın kurultayda anlattıklarını Ahmet Karaçam’a sorduk. Telefonla görüştüğümüz Ahmet Karaçam tüm baskılara ve zorluklara rağmen “musalla taşına gitmeden arazimi satmayacağım” diyor.

İşte Ahmet Karaçam’ın anlattıkları:

7.500 liralık su faturası gelmiş. Bu nasıl oldu?

Geçen yaz şebeke değiştirdi İZSU. Saatleri de dışarıya aldılar. İki kere su parası ödedim. Biri cezalı, diğeri normaldi. Keçilerin derdine son zamanlarda ilgilenemedim. 7 bin 500 liralık fatura geldi. Saatin üstündeki rakamı yazdım gittim itiraz ettim Menderes’teki İZSU’ya. Oradaki yetkili ‘bir yanlışlık var bu işte’ dedi. Yeni hesap yaptı bu seferde 5 bin 500 liraya indi fatura. İçme suyumu bile bakkaldan alıyorum. Evimde kullandığım su. Sadece çamaşırda, banyoda-tuvalette kullanıyorum. Bir de evimin önünde iki karış bahçem var. Bu kadar suyu mümkün değil benim kullanmam. Gelip saatleri söktüler. Şimdi suyum da yok evde. Gidip çeşmelerden suyumu dolduruyorum.

Altın madeni size neler teklif ediyor arazinizi satmanız karşılığında?
Köyün kenarında 30 dönüm arsa alacaklarmış. Köye de altlı üstlü 2 tane daire yaptıracaklar. Artezyeni, sıcak-soğuk suyu, elektriği içinde son sistem iki daire. Yine son model cip alacaklarını ve bir miktar da para vereceklerini söylüyorlar. Paranın miktarı belli değil.

Bu kadar zorluklar yaşarken altın madencilerine arazinizi satmıyorsunuz. 

Para için bayrak satılmaz. Bu toprak benim ata toprağım. Ne zaman ben musalla taşına konurum toprağımı o zaman satabilirler. Ben ölmeden satmam toprağımı. Ama devlet elimden alırsa ona bir şey yapamam.

Keçilerinizi satmak istiyormuşsunuz. Neden?

Askerde oğlum var, onun ihtiyaçları oluyor. Borçlar da birikti. Keçileri bırakacak kimse bulamıyorum. Köyde çoğu madenci oldu, yevmiye ile bile kimseyi bulmak mümkün değil. Arkadaşlar çağırıyorlar toplantılara İzmir’e ama keçileri bırakıp gelemiyorum. Birde yaşlandım artık. Satıp keçileri İzmir’e, bir günlüğüne de olsa eşe dosta gitmeyi özlüyorum. 100 kadar keçim var satılık.
(İzmir/EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...