Çanakkale’deki ve yöresindeki altın madeni çalışmalarına,
termik santral çalışmalarına karşı düzenlenen basın toplantısında Çanakkale
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri
Nalbant ve Çanakkale Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Nihat Gülhan katıldı.
Basın toplantısında ayrıca çok sayıda duyarlı kurum ve kişi de hazır bulundu.
İlk açıklamayı Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, yaptı.
Nalbant, kentin değerlerini bir bir sayarak, bu değerlerin yok olmasına izin
vermeyeceklerini dile getirdi. Nalbant, açıklamasında “Bugün Çanakkale’yi,
Çanakkale’nin değerlerini, bu değerlerin ne tür tehlikeler altında olduğunu,
bir kez kaybedersek bir daha bulamayacağımızı, o nedenle bu değerlere herkesin
sahip çıkmasını vurgulamak üzere buraya toplandık. Çanakkale herkesin bildiği
gibi, dün turizm zirvesinde de söylediğim gibi yeryüzü cenneti. İl Kültür
Müdürümüzün de belirttiği gibi Allahın bu bölgede yaşayan insanlara, hatta
dünyaya bir nimetidir. Dünya harikası bir yerdir. Bu dünya harikası yer neden
böyle, bir tarafından kaz dağlarımız var; eşi benzeri yok dünyada. Bir
tarafında boğazımız, denizimiz var. Bu çevrede yetişen çok değerli tarım
ürünlerimiz var, su kaynaklarımız Bandırma’dan Ayvalık’a kadar burada oluşuyor.
Dünyanın en değerli meyveleri, sebzeleri, ürünleri, Ezine’nin peyniri,
Bayramiç’in beyazı, elması, Lapseki’nin kirazı, şeftalisi, Gelibolu’nun
sardalyesi, Biga’nın hayvancılığı eti ve sütü, Ayvacık’ın zeytini zeytinyağı,
Bozcaada’nın çavuşu ile dünya harikası bir yer. Bu ürünlerden beslenmek, burada
yaşamak, hava solumak, su içmek de çok önemli bir ayrıcalık. Bu benim için,
hepimiz için çok büyük bir mutluluk” dedi.
“Sadece altın tekelleri değil”
Çanakkale ve bölgesinde yürütülen altın madenciliği
faaliyetlerinin tek risk olmadığını ifade eden Nalbant, termik santrallerinin
de bir o kadar tehlikeli olduğunu dile getirdi. Nalbant, “Burada altın
tekelleri, altın sondajları yapıyorlar, Kazdağları’mızı, su kaynaklarımız delik
deşik yapıyorlar. Daha şimdiden yüz binlerce ağacımızı kestiler, bir çok
köyümüzün içme suyunu bulandırdılar, hayvanlar öldü, ölmeyenler, yavru attı,
insanların sağlıkları bozuldu. Daha bu aşamada büyük felaketler yaşandı. Ama işletmeye
geçerlerse yok edilen ağaçların sayısı milyonları bulacak. Milyonlarca ağaç
kesilecek, yer üstü ve yer altı sularımız tümden yok edilecek, tüm bu
değerlerimizin de tümü yok alacak. Sadece altın tekelleri değil, bir yanda da
14 bin megavata varan termik santral kurulumu var. Bu bir vahşet! Bu rakamı
söylerken zorlanıyorum. Biz on bin diye biliyorduk, ama kısa süre içinde gördük
ki bu 10 değil 14 bin megavatmış. Çünkü eski santral kuranlar, şimdi kapasite
artıyorlar. 100-1200 megavatlık santral kuranlar, 3000-3200’e kadar kapasite
artırıyorlar. Yeni yeni santraller kurulmaya çalışıyor. Baca gazları hepimizin
üzerine, Çanakkale’nin üzerine, Kazdağları’nın üzerine, tarım arazilerimizin
üzerine, su kaynaklarımızın üzerine asit yağmuru olarak yağacak. Tüm deponi
alanlarından rodan gazı, yani radyo aktivite yayılacak. Soğutma suyunu denizden
alacaklar, denize sıcak suyu deşarj edecekler, denizdeki tüm yaşamı da
bitirecekler. Yani Çanakkale, değerleri ile birlikte tümüyle yok edilmek üzere”
dedi.
“Dün, turizm zirvesi vardı. Çanakkale’nin tüm bu
özelliklerinin yanında bir başka özelliğinden bahsettim ben” diyen Nalbant,
açıklamasında “Çanakkale’de madencilerle turizmciler iç içe, kol kola,
Çanakkale’de termik santralcilerle turizmciler kol kola, Çanakkale’deki
çimentocularla, kirli sanayicilerle turizmciler kol kola. Bunun dünyada hiçbir
örneği yok. Bu eşyanın tabiatına da aykırı. Bu kol kola olmayı sağlayan, bu
işin kolaylaştırıcısı da Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’dır. Bunun sonucunda
ne oluyor? Turizmcileri çok yakından ilgilendirdiği halde bir tek turizmciden
ses çıkmıyor. Kazdağları, delik deşik ediliyor, bir tek turizmciden ses
çıkmıyor. Sıcak su kaynaklarına maden şirketi geliyor el koyuyor bir tek
turizmciden ses çıkmıyor. 14 bin megavat termik santral kuruluyor, bir tek
turizmciden ses çıkmıyor. İşte bu birlikteliğin sonucu; Çanakkale’de turizminin
en büyük sorunu bu. Eğer bu birlikteliği aşamazsak bu kentte turizm
gelişmeyecek aksine, bir de kazandığımız tüm değerlerimiz, hep birlikte yok
olacak. Buna göz yummayalım, buna sahip çıkalım. Zamanımız da çok yok,
bugünlerde yaptık yaptık, yoksa bundan sonra yapacağımız çalışmaların faydası
olur ama çok ağırlığı olmayacaktır” dedi. Nalbant, açıklamasını Çanakkale
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a teşekkür ederek bitirdi. Nalbant, “Çanakkale
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a teşekkür etmek istiyorum. Platform olarak, tüm
arkadaşlar olarak bizim hiçbir bütçemiz, kaynağımız yok. Bize ne lazım? Araba
lazım. Bize ne lazım? Broşür lazım. Bugüne kadar hiçbir talebimizi geri
çevirmedi, bize yardımcı oldu. herkesin huzurunda bugüne kadar gösterdiği, iyi
niyetli yaklaşımından dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.
“İltifata tabi değilim, görevimi yaptım”
“Ben bir marifet yapmadım ki iltifata tabi olayım” diyen
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise açıklamasında sert ifadeler
kullandı. Başkan Gökhan, “Ben görevimi yaptım. Burada, Çanakkale halkının
sadece belediye sınırlarında değil, ilimizin tamamının, hatta yöremizin
tamamının, buna Balıkesir de dahil, korunması, talan edilmekten uzaklaşması
için mücadele etmek benim görevim. Hep söyleye geldik, hatta sayın
Cumhurbaşkanımıza da söyledim. Ne yapıyoruz? Çanakkale’yi Çanakkale yapan
değerlerimiz için, suyumuz için, toprağımız için, havamız için, mücadele ediyoruz.
Bu mücadeleye sizler de katılıyorsunuz. Demek ki aynı duyguları, aynı
endişeleri paylaşıyoruz. Biz bir şey istemiyoruz, bizim bir talebimiz yok. Biz
sadece bize ait olanı korumak istiyoruz, insanlığa ait olanı korumak istiyoruz.
Bunu korumak hepimizin görevi, insan olan herkesin görevi, çünkü bu bir doğa
katliamıdır. Bunun sonucu doğa katliamına gider. Şeytanla işbirliği
yapmayacağız, insanlıktan yana olacağız, kul hakkını yedirmeyeceğiz ve
doğamıza, dünyamıza sahip çıkacağız. Ki yarın hem topluma karşı, hem Allaha
karşı, bunun hesabını verebilelim. Ben anlayanların diliyle konuşuyorum. Bu
noktada, bugüne kadar ses vermemiş olan, gerek hükümet kanadından, gerek kamu
kanadından gerek iş hayatından, gerek milletvekili kanadından, bunları hiç
yokmuş gibi varsayarak, arkasını dönüp gidenleri bir kez daha uyarıyoruz.
Uyardık uyardık olmadı. Bari gözlerine sokalım dedik ve broşürler bastırdık. 50
bin tane bastırdık. Yetmezse yine de bastırırız. Bunları her yeri köy köy belde
belde dağıtıyoruz. Bunun çalışmasını da Çevre Platformu yapıyor. Ben sadece
bunların sesi oluyorum. Elbette ki katkı veriyorum, katkı vermeye de devam
edeceğim. Hiç bir şeyden de ne yılıyoruz ne de korkumuz var. Çünkü bu
mücadeleyi yapmaya ant içtik, bu toprakları korumaya ant içtik. Sizler de bizle
beraber arkamızdasınız, burada olmayan, binlerce on binlerce insan var” dedi.
“Karaköy’de gözlerim yaşardı”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, açıklamasında
Kazdağları’nın doğal güzelliklerinin yok edileceğini bilmenin, orayı gören herkesin
vicdanını yaraladığını dile getirerek, Bayramiç’in Karaköy köyüne gittiğinde
gözlerinin yaşardığını söyledi. Başkan Gökhan, “Zaten dikkat ederseniz hiç bir
karşı tepki yok. Karşıda bir savunma yok. Sadece insanları kandırmaya, ikna
etmeye yönelik, bugüne kadar biçare kalmış köylüleri yanlarına çekme
çalışmaları var. Ben de diyorum; ‘Bir bilim adamı gelsin de bize anlatsın.
Burada ne oluyor? 14 bin megavatlık termiğin hiç bir zararı olmayacağını,
burada siyanürle altın işlemesinin hiç bir etkisinin olmayacağını. Dünyada
bunun örneğinin olmadığını gelsinler bize anlatsınlar, biz de bilelim.’ Ben
meclise davet ettim, teşrif etmediler. Ama öyle laf ola beri gele adamları
değil, bilim adamlarını getirsinler meclise, burada canlı yayında bütün
Çanakkale halkına anlatsınlar. Gerçekten buraları görmemiş olanlar, gittikleri
zaman vicdanları sızlayacaktır. En son Karaköy’e gittik, resmen gözlerim
yaşardı. Buralar tarumar olacak. Yani hayal edilemez. Bunu gördüğünde bunun bir
vahşet olduğunu hissedeceksiniz. Bizden önce bu Kazdağları vardı bundan sonra
da yine yıllar boyu var olması için bütün mücadelemizi yapacağız” dedi.
Bakanlık da bunu yaparsa!
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale
Belediyesi olarak bilgi edinme yasası kapsamında Enerji ve Tabi Kaynaklar
Bakanlığı’ndan Çanakkale yöresindeki altın madencilerinin listesini
istediklerini ancak kendilerinden para talep edildiğini dile getirdi. Durumu
“Ayıp” olarak nitelendiren Başkan Gökhan, “Herkes kolluyor bu altıncıları,
devlet de kolluyor. Bir bilgi edinelim dedik. Kamuoyunu aydınlatma adına Enerji
ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na 11-10-2012 tarihinde yazı yazdık. Dedik ki; ‘Ağı
Dağı, Kirazlı ve Kazdağları Milli Parkı’nın dışında bulunan ve altın madeni
işletme ruhsatı alan, şahıs ve firmaların listesi talep edildi. Kimler arama
ruhsatı almış kimler işletme ruhsatı almış bir görelim’ dedik. Bilgi edinme
yasası yok mu memlekette? Var. Daha önce bir kere gelmişti, yollamışlardı. Biz
onun üzerinden feryat edince herhalde bizi caydırmaya çalışıyorlar. Diyor ki;
‘Genel müdürlüğümüzce verilen ruhsatların bulunduğu alanların bilgileri, genel
müdürlüğümüz bilgi sorgulaması yapacak kişinin bizzat talebi ve sorgulama
ücretinin yatırılması halinde üçüncü şahıslara verilebilmektedir.’ ‘Bu sefer
bedava vermem’ diyor ‘para vereceksiniz’ diyor. Hay hay yatıralım. ‘Her ruhsat
alanı için 65 tl sorgulama ücreti alınmakta olup, beş erişim numarasından sonra
için ise ek olarak her erişim başına 13 tl sorgulama ücreti talep edilir.’
Trilyon da olsa vereceğim, öğreneceğim. Ayıplarını tek tek ortaya çıkaracağız.
Ayıptır. Bir kamu kurumu, senden bir bilgi istiyor, kendi yöresi ile ilgili.
Kişi değil Çanakkale Belediyesi istiyor değerli bakanlık! Değerli genel müdür
yardımcısı! Ben istemiyorum, Çanakkale Belediyesi istiyor. Çanakkale Belediyesi
kim Çanakkale halkı. Talep ediyor, kimlere peşkeş çekiyorsun bu alanları bilmek
istiyor. Kimler burayı tahrip etme niyetinde bilmek istiyor. onun için
öğreneğiz, bileceğiz ve mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
Çanakkale Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Nihat Gülhan
ise açıklamasında Türk Tabipler Birliği’nin “Çevre ve insan sağlığı” konusunda
bir bilimsel rapor hazırlandığını ifade etti. Gülhan, “Çanakkale Çevre
Platformu çok müthiş işler yapıyor. Çanakkale’nin değerlerini ortaya çıkarıp,
kamuoyu ile paylaşıp, talan etmek isteyenlerin gözlerine sokmaya çalışıyor. Biz
Tabip Odası olarak da bu değerlerin dışında en önemli değerin Çanakkale’nin
sahip olduğu eko sistem olduğunu vurgulamak istiyoruz. Oluşturduğumuz çevre
komisyonu gerçekten bilimsel çalışmalar yapıyor. Çok yakın zamanda Türk
Tabipler Birliği bilimsel bir rapor hazırlayarak, Çanakkale bölgesindeki ve
Kazdağları’ndaki çalışmaların çevre ve insan sağlığına zararlarını kamuoyu ile
paylaşacaktır. Çevre Platformu’na olan desteğimiz bundan sonra da devam edecek,
benim arzum Çanakkale halkının da bu mücadeleyi sahiplenmesi ve hep birlikte bu
mücadelenin sürdürülmesidir” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder