21 Mart 2013 Perşembe

“Yaşam alanlarımızı birlikte savunacağız”



Fotoğraf: “Yaşam alanlarımızı birlikte savunacağız”

Özer Akdemir

22 Mart Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen basın açıklamasında suya erişimin en temel yaşam hakkı olduğunun altı çizilerek, ticarileştirilmesine dönük sermaye politikalarına karşı ortak mücadele çağrısı yapıldı. 

Konak eski Sümerbank önünde gerçekleştirilen eylemde hazırlanan ortak basın metnini okuyan EGEÇEP Eş Dönem sözcüsü Burçak Karaman Uysal, suyun piyasa değeri olan bir meta değil, insanlığın ve doğanın ortak varlığı olduğunu söyledi. Artan nüfus ve plansız büyüme ile birlikte suların tükenmeye başladığına dikkat çeken Uysal, “sağlıklı suya erişim sorunu, toplumsal adalet, eşit paylaşım sorunu olarak da karşımızda durmaktadır” dedi. İzmir’in birçok çevresel kirliliğin odağında yer aldığının altını çizen Uysal, “Körfez Aliağa’da yapılması planlanan termik santrallerin, İzmir’in içme suyu başta Efemçukuru altın madeni olmak üzere, Çaldağı ve Gördes nikel madenlerinin tehdidi altındadır. Tüm bu kirliliğe karşın kentimizi ve ülkemizi yönetenlerin kol kola vererek “sağlıklı kentler” teması altında EXPO 2020’ye İzmir’i aday göstermeleri traji-komik bir durumdur” dedi. 

Munzur yaşamın kaynağıdır

Sermaye suyun başını tutmaya, onu yanlış enerji politikalarının kılıfı yapmaya çalıştığına vurgu yapan Uysal, “Anadolu’nun hemen hemen bütün derelerinde HES yapılmak istenmektedir. Buralarda suyun kullanım hakkı iki bini aşkın şirkete 49 yıllığına devredilmektedir” diye konuştu. 

Basın açıklamasında Dersim’de Munzur üzerinde yapılmak istenen barajlara da dikkat çeken Uysal, Munzur barajlar projesinin uygulanacağı toprakların Dersimlilerin yaşam alanı olmasının yanı sıra kültürel insani değerlerinin yeşerdiği zemin de olduğunu söyledi. Siyanürcü altın şirketlerinin Munzur’un kaynağını aldığı dağlarda altın madeni işletme hazırlıkları içerisinde olduğunu da aktaran Uysal, “Sermaye yaşam alanlarımıza saldırıyor. Yaşam savunucuları olarak bir kez daha sesleniyoruz; Havamızı, toprağımızı, suyumuzu, kültürümüzü korumak için direneceğiz. EGEÇEP ve İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği olarak tüm yaşam savunucularına ortak mücadele, birlikte direniş çağrısı yapıyoruz” diye konuştu. 

(İzmir/EVRENEL)
Özer Akdemir


22 Mart Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen basın açıklamasında suya erişimin en temel yaşam hakkı olduğunun altı çizilerek, ticarileştirilmesine dönük sermaye politikalarına karşı ortak mücadele çağrısı yapıldı.

Konak eski Sümerbank önünde gerçekleştirilen eylemde hazırlanan ortak basın metnini okuyan EGEÇEP Eş Dönem sözcüsü Burçak Karaman Uysal, suyun piyasa değeri olan bir meta değil, insanlığın ve doğanın ortak varlığı olduğunu söyledi. Artan nüfus ve plansız büyüme ile birlikte suların tükenmeye başladığına dikkat çeken Uysal, “sağlıklı suya erişim sorunu, toplumsal adalet, eşit paylaşım sorunu olarak da karşımızda durmaktadır” dedi. İzmir’in birçok çevresel kirliliğin odağında yer aldığının altını çizen Uysal, “Körfez Aliağa’da yapılması planlanan termik santrallerin, İzmir’in içme suyu başta Efemçukuru altın madeni olmak üzere, Çaldağı ve Gördes nikel madenlerinin tehdidi altındadır. Tüm bu kirliliğe karşın kentimizi ve ülkemizi yönetenlerin kol kola vererek “sağlıklı kentler” teması altında EXPO 2020’ye İzmir’i aday göstermeleri traji-komik bir durumdur” dedi.

Munzur yaşamın kaynağıdır

Sermaye suyun başını tutmaya, onu yanlış enerji politikalarının kılıfı yapmaya çalıştığına vurgu yapan Uysal, “Anadolu’nun hemen hemen bütün derelerinde HES yapılmak istenmektedir. Buralarda suyun kullanım hakkı iki bini aşkın şirkete 49 yıllığına devredilmektedir” diye konuştu.

Basın açıklamasında Dersim’de Munzur üzerinde yapılmak istenen barajlara da dikkat çeken Uysal, Munzur barajlar projesinin uygulanacağı toprakların Dersimlilerin yaşam alanı olmasının yanı sıra kültürel insani değerlerinin yeşerdiği zemin de olduğunu söyledi. Siyanürcü altın şirketlerinin Munzur’un kaynağını aldığı dağlarda altın madeni işletme hazırlıkları içerisinde olduğunu da aktaran Uysal, “Sermaye yaşam alanlarımıza saldırıyor. Yaşam savunucuları olarak bir kez daha sesleniyoruz; Havamızı, toprağımızı, suyumuzu, kültürümüzü korumak için direneceğiz. EGEÇEP ve İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği olarak tüm yaşam savunucularına ortak mücadele, birlikte direniş çağrısı yapıyoruz” diye konuştu.

(İzmir/EVRENEL)
-- 
 Özer Akdemir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...