Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kazdağları’nda yaşanan çevre felaketlerine dikkat çekerek altıncılara ateş püskürdü. Başkan Gökhan, Altıncılara karşı Kazdağları’nı korumak için kararlı ve mücadeleci tutumuyla dikkat çekti. Belediye Meclis Salonu’nda bir basın toplantısı düzenleyerek Kazdağları’nda yeni yaşanan gelişmeleri değerlendiren Başkan Gökhan, Evciler Köyü bölgesinde üretilen ve altından daha değerli meyvelerden birisi olan elmaları da basın mensuplarına dağıtarak Kazdağları’nın önemine dikkat çekti. |
“Altıncıların yanında devlet ama bizim yanımızda halk var”
Siyanürle altın
üretimine karşı sürdürdükleri mücadeleye hep birlikte devam edeceklerini
belirten Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, altın arama çalışmalarını
sürdüren altın tekellerinin yanında devlet, ancak kendilerinin yanında
ise duyarlı halkın olduğunu ifade ederek; “İşletmeler, firmalar altın
tekelleri usul usul saman altından su yürüterek, altın arama ve işleme
süreçlerini devam ettiriyorlar. Biz de mücadelemize devam ediyoruz.
Sivil toplum kuruluşları, yerel yönetim hepimiz el ele bu süreci
değerlendirmeye ve tepkilerimizi göstermeye devam edeceğiz. Bununla
ilgili kamuoyunu bilgilendirmeyi de sürdüreceğiz. Çünkü, onların yanın
da devlet var. AKP’nin siyasetçileri var. Çıkarcılar var. Emperyalist
yandaşları var. Ama bizim yanımızda halk var. Çevreye duyarlı
vatandaşlar var. İnsan hakkını kutsal sayan anlayıştaki insanlar
topluluğu var. Biz bilinçlendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz ve
halkımızı bu konuda bilinçlendireceğiz. Siyanürle altın üretimine karşı
mücadelemizi hep birlikte sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
Belediye Meclis Salonu’nda bir basın toplantısı
düzenleyerek Kazdağları’nda yeni yaşanan gelişmeleri değerlendiren
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Evciler Köyü bölgesinde üretilen ve
altından daha değerli meyvelerden birisi olan elmaları da basın
mensuplarına dağıtarak Kazdağları’nın önemine dikkat çekti.
“Altıncıların yanında devlet ama bizim yanımızda halk var”
Siyanürle altın üretimine karşı sürdürdükleri
mücadeleye hep birlikte devam edeceklerini belirten Belediye Başkanı
Ülgür Gökhan, altın arama çalışmalarını sürdüren altın tekellerinin
yanında devlet, ancak kendilerinin yanında ise duyarlı halkın olduğunu
ifade ederek; “İşletmeler, firmalar altın tekelleri usul usul zaman
altından su yürüterek, altın arama ve işleme süreçlerini devam
ettiriyorlar. Biz de mücadelemize devam ediyoruz. Sivil toplum
kuruluşları, yerel yönetim hepimiz el ele bu süreci değerlendirmeye ve
tepkilerimizi göstermeye devam edeceğiz. Bununla ilgili kamuoyunu
bilgilendirmeyi de sürdüreceğiz. Çünkü, onların yanın da devlet var.
AKP’nin siyasetçileri var. Çıkarcılar var. Emperyalist yandaşları var.
Ama bizim yanımızda halk var. Çevreye duyarlı vatandaşlar var. İnsan
hakkını kutsal sayan anlayıştaki insanlar topluluğu var. Biz
bilinçlendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz ve halkımızı bu konuda
bilinçlendireceğiz. Siyanürle altın üretimine karşı mücadelemizi hep
birlikte sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
Vali, altıncıların baskısı altında mı?
Çanakkale’ye gelen Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın
uçağını altıncıların temin ettiğini şeklindeki haberlere de değinen
Başkan Gökhan, Bakan Çağlayan ile altıncıların Çanakkale’de gizli
toplantılar yaptığını ve ruhsat vermeme noktasında direnen Vali Güngör
Azim Tuna’yı ikna etmek için bir süreç başlatıldığına dikkat çekerek;
“Geçtiğimiz günlerde sayın bakan geldi. Gazetelerde hepimiz gördük ki,
sayın bakan altıncıların uçağı ile geldiği söylentileri ve burada gizli
toplantılar yaptıkları ve muhtemelen sayın valiye baskı noktasında
girişimlerde bulunulduğunu okuduk. Çünkü valimiz ruhsat noktasında şu
anda kritik bir önem taşıyor. Ruhsat vermeme noktasında, herhalde ikna
çalışmaları için böyle bir süreç başlattılar. Köylüleri kandırmaya devam
ediyorlar. Gerek köylülerin çocuklarını istihdam etmek suretiyle
gerekse köylülere bir şeyler vererek bir parmak bal çalmak suretiyle bu
göz kamaştırma girişimlerine devam ediyorlar” şeklinde konuştu.
“Valimizin tutumundan memnuniyet duyuyorum”
Geçtiğimiz yıllarda Şahinli Köyü’nde sular ile ilgili
yaşanan olay da Vali Güngör Azim Tuna’nın hassasiyet gösterdiğini dile
getiren Başkan Gökhan; “Sayın valimizin şu ana kadar olan tutumundan
memnuniyet duyuyorum. Şu anda direnç gösterme noktasında olduğunu
hissettim. Belediye meclisi bir karar aldı ve bu kararımızı sayın
valimize sunduk. Bunlara ruhsat vermeyiniz dedik. Çünkü, sayın valimizin
de bu konuda rahatsız olduğunu gayet iyi biliyorum. Çünkü, Şahinli
Köyü’nde yaşanan su olayında ve diğer tepkilerden sonraki
incelemelerinde sayın valimiz, su kaynaklarının civarında bu tür
işlemlerin olmaması noktasında hassasiyet göstermektedir. Bu
hassasiyetin devam etmesini diliyorum” ifadelerini kullandı.
“Üç konuda hassasiyetimiz var”
Kazdağları’nda yapılan altın arama çalışmaları
nedeniyle üç konuda hassasiyetlerinin olduğunu ifade eden Başkan Gökhan;
“Kazdağları’nda altın aramasına niye karşı olduğumuzu her platformda
söyledik. Söylemeye devam edeceğiz. Üç konuda hassasiyetimiz var.
Birincisi su konusu, ikincisi zehir konusu ve üçüncüsü ise doğa
tahribatı konusu. Burada geri dönüşü olmayan bir yola girmiş oluruz eğer
bu işletme süreci başlarsa. Yani süreç içerisinde yer altı sularımız
kirlenmeye başlayacak. Siyanür işlemesi yapıldığı zaman içerisinde bu
siyanürün yeraltındaki sulara bulaşmak suretiyle, ya da buharlaşarak
asit yağmuru olarak düşmesi sonucunda topraklarımız ve onun altındaki
sular kirlenecektir. İkinci karşı çıktığımız nokta ise çok yoğun bir su
talebi olacak. Nitekim baraj yapma projelerini Kirazlı ÇED toplantısında
söylemek zorunda kaldılar. Yani suları barajda toplayarak, o suyu
kullanacaklarını söylediler. Diğerlerinin su ihtiyacı ne olacak. Yeni
barajlar mı olacak? Bu ihtiyaçlar yeraltı sularından sağlanırsa, o zaman
sadece Çanakkale Barajı’nın değil, bütün yöredeki su ihtiyacının ne
kadar zarar göreceğini hesap etmek için iyi bir araştırma yapılması
gerekir. Ama şunu biliyoruz ki, Kazdağları’nın suları Çanakkale ile
Balıkesir’in bir çok yerinden fışkırmaktadır. Oradaki en ufak bir
tahribat ve risk, buradaki felaketi de beraberinde getirecektir” dedi.
“Üçüncü en büyük tehlike doğa tahribatı”
Üçüncü tehlikenin ise doğa tahribatı olacağına dikkat
çeken Başkan Gökhan; “Üçüncü en büyük tehlike belki de tehlikelerin en
büyüğü doğa tahribatıdır. Yani kesilecek ormanlar, yok edilecek flora ve
fauna. Bir daha yerine getirilmesi mümkün olmayan doğal güzellikler yok
edilecektir” diye konuştu.
Madenciler Gökhan’ı ikna edemedi
Metal Madenciler Derneği üyeleri, Başkan Gökhan’ı
altın arama çalışmalarıyla ilgili ikna etmeye çalıştı. Metal Madenciler
Derneği üyelerinin kendisini ikna etmeye çalıştığını anlatan Başkan
Gökhan şu şekilde konuştu: “Metal Madenciler Deneği kurmuşlar. Ziyarete
geldiler kabul ettim. Konuştuk. Beni ikna etmeye çalıştılar ve dedim ki,
beni ikna edemezsiniz. Çünkü, ormanı kesecek misin? Keseceksin.
Siyanürü kullanacak mısın? Kullanacaksın. Kaldırdığın toprağı
zehirleyecek misin? Zehirleyeceksin. Bu faunayı ne ile tekrar yerine
getireceksin? Başka dağlardan ithal toprak mı getireceksin ki, bu
faunayı yeniden yapacaksın. Bu dağlar milyonlarca yıl önce oluşmuş
dağlar. Sen bunu ne kadar zaman sonra eski haline getireceksin? Bunun
izahı yoktur. Bu toprağı kirlettiğin noktada, iş bitmiştir.”
“Çanakkale halkı geleceğine sahip çıkmak zorunda”
Başkan Gökhan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Çan’daki termik santralin kaç tane köyü toz bulutuna bulandırdığını
basının izlemini istiyorum. Çan’a hep beraber gidelim. Hani çevreciler
karşıydı inadına yaptılar ya, acaba oradan çıkanlar ne olmuş. Nereyi
etkilemiş? Kaç tane köyü perişan etmiş? Bunu izlemek lazım. Konumuz
madencilik değil, madenin çıkarılması değil. Madenciliğe karşıtlık falan
söz konusu olamaz. Böyle bir saçma anlayışımız olabilir mi? Konumuz
Kazdağları’ndaki altının çıkarılırken yaratılacak doğa tahribatı ve
altın çıkarılırken kullanılacak olan yöntem nedeniyle suyun
zehirlenmesi. Çanakkale halkı geleceğine sahip çıkmak zorundadır.”
“Söylediğimiz her şeye bir kulp buluyorlar”
Kazdağları’nda altın arayan işletmelerin her konuya
bir kulp bulduğunu kaydeden Başkan Gökhan; “Kazdağları’nda çıkan altının
sadece %4’ü Türkiye cumhuriyeti Devleti kasasına girecektir. Diğeri
yabancı sermayenin, sermayesi olarak yurt dışına gidecektir. Dolayısıyla
ÇED’i yapan hocalarla, Çanakkale Belediye Meclisi’ne gelip canlı
yayında halk önünde bunu tartışalım. Ama ÇED’i yapan hocalar ve diğer
konudaki uzmanlarla gelecekler. Oturup saatlerce konuşacağız. Ondan
sonra kararımızı tekrar gözden geçireceğiz. Çünkü, bizim söylediğimiz
her şeye bir kulp buluyorlar. İnkar etmiyorlar. Ret etmiyorlar, siyanür
zarar vermez demiyorlar. Olasılık vardır diyorlar. Ama teknoloji var biz
onu hallederiz diye geçiştiriyorlar” dedi.
“Üniversitemizin sesini duymak istiyoruz”
ÇOMÜ’nün 2010 yılında Kazdağı Uygulama ve Araştırma
Merkezi kurduğunu ancak bu merkezin altın arama çalışmalarıyla ilgili
ses çıkarmadığına dikkat çeken Başkan Gökhan; “Kentimizde bir üniversite
var. ÇOMÜ’nün 2010 yılında kurduğu Kazdağı Uygulama ve Araştırma
Merkezi var. Yönetmeliği bile var. Bu merkez ne yapıyor? Kazdağları’nda
yapılan altın arama çalışmalarına bu merkez ne diyor bunu bilmiyoruz.
Adı da Kazdağı Uygulama ve Araştırma Merkezi. Belki biz yanılıyoruz.
Belki de hiçbir zararı olmayacaktır. Araştırmışlardır bulgular vardır.
Belki bir şey olmayacaktır. Biz bunu duymak istiyoruz. Üniversitemizin
bu konuda sesini duymak istiyoruz. Onun için bunu önemsiyorum. Diğer
sivil toplum kuruluşlarının sesini duymak istiyoruz. Bu konuda örneğin
ÇTSO’nun sesini duymak istiyoruz. ÇASİAD’ın ve ÇAGİAD’ın sesini duymak
istiyoruz. Altın arama çalışmaları bu yöreye ne yarar ya da ne zarar
getirecek? Acaba bu konuda inceleme yaptılar mı? Mutlaka yapmışlardır.
Bunları duymak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanı duyarsız kalmamalı”
Geçtiğimiz aylarda Çanakkale’ye gelen Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’e Kazdağları’nda yaşanan çevre felaketi konusunda
bilgilendirdiklerini ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün herhangi bir girişimde
bulunmadığını vurgulayan Başkan Gökhan; “Toplumun duyarlı kesimleri
olarak bu konuda sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama maalesef ne
iktidar partisi milletvekilleri, ne sayın Cumhurbaşkanı, herhangi bir
araştırma bir inceleme ya da bir sonuç bize sunmamıştır. Bu ülkenin
Cumhurbaşkanıysa buradan çıkan seslere duyarsız kalmaması gerektiğini
düşünüyorum. Çünkü, bu bir çevre duyarlılığıdır ve burada insanların
sağlığı söz konusudur” diye konuştu.
“Dağlarımız ölü olarak bırakılacaktır”
Altın arama çalışmalarına karşı hep birlikte mücadele
ederek ‘Sesimizi yükseltmeliyiz’ diyen Başkan Gökhan; “Sondaj
çalışmalarının sona erdirilmesi ve buralarda siyanürle altın işlemesinin
yasaklanmasını diliyorum. Yöre insanının bilinçlendirilmesi için her
türlü çabanın içerisinde olacağız. Yerel yönetim olarak sonuna kadar bu
sürecin içerisindeyiz. Hep beraber el birliği ile bunu sağlayabiliriz.
Biraz daha sesimizi yükseltmek durumundayız. Başka kanalları
kullanmalıyız. Belki web sitesi hazırlayarak bunu dünyaya yaymalıyız.
Sonuç itibariyle Kazdağları’nın altında bulunan altının, üstündeki
doğanın yanında bir dahi değeri olmadığını iddia ediyoruz. Çünkü, altın
çıkarılıp alınacaktır. Ama o dağlar ölü olarak bırakılacaktır” şeklinde
konuştu.
“Meyveyi yok edersek insanlık yok olur”
Basın toplantısına katılan gazetecilere Kazdağları’nın
çevresinde yetiştirilen elmadan ikram eden Başkan Gökhan;
“Kazdağları’nda yetiştirilen elmaları bir daha görememe riskini yaşamak
istemiyoruz. Kazdağı elmasını yine çocuklarımızla, torunlarımızla daha
sonra da onların torunlarının da ve dünya var oldukça herkesin bu tadı
tatmasını istiyoruz. Bu kadar doğal ve insanı bir temenni olabilir mi?
Bu elma çok önemli. Dünyanın oluşumunun sebep olan meyvedir. Bu meyveyi
yok edersek insanlık yok olur. Başta Adem ile Havva olmaz. Çanakkale’de
insan hayatını riske atmayalım. Sonuna kadar mücadeleye devam” diyerek
açıklamasını sonlandırdı. Başkan Gökhan, daha sonra basın mensuplarının
sorularını yanıtladı.
“Firma isimleri kandırmacadır”
Kazdağları ve çevresinde altın arayan firmaların
isimlerinin kandırmaca olduğunun altını çizen Başkan Gökhan; “Kendi
yüzlerine söyledim. Sizler yabancı sermaye şirketlerisiniz dedim. Siz
Türk şirketi değilsiniz dedim. İsimler kandırmacadır. Çünkü, bu kadar
bir yatırımı bir Türk şirketinin yapabilme olasılığını görmemekteyim.
Zaten, onlarda bunu yurt dışı borsalarında değerlendiriyorlar. Yeni
sistemler var. Hep bunlar için çıktı. Bunlardan yararlanarak ve bizi
kandırarak, Kuzey Biga Madencilik sanki Biga firması. Bigalı
hemşerilerimiz firma kurmuşlar, maden arıyorlar. Bütün bunları halkın
önünde konuşacağız” dedi.
“Madencilere göre değişmeyen kanun kalmadı”
Madencilere göre değişmeyen kanun kalmadığını da ifade
eden Başkan Gökhan; “Orman, Çevre, Su Kanunu hatta Doğal Hayatı Koruma
Kanunu, Zeytincilik Kanunu yani Milli Parkta bile ev yapamıyorsun ama
altın arayabiliyorsun. Yani değişmeyen bir kanun yok. Maden Kanunu
tamamen bu anlayışa kolaylaştırıcı olarak ortaya konmuştur. Tabi
çıkardan dolayı susanlar da var. Hatta destekleyenlerde var. Yani
işbirlikçiler de var. 3 kuruş için susuyor. Tavır koyamıyor. Ancak biz,
Kazdağları’ndaki tahribata karşıyız” şeklinde konuştu.
“Tabakhaneler kuruldu, balıklar yok oldu”
Kurulan tabakhanelerin ardından Ezine Çayı’nda balık
kalmadığını kaydeden Başkan Gökhan; “Bana somut bilimsel savunma lazım.
Gelecekler bize anlatacaklar. Diyecek ki hiçbir risk yoktur. Siyanürler
de toprağa bulaşmayacaktır, bulaşsa bile şöyle olacaktır diyecekler.
Yoksa bana tabakhane örneği veriyorlar. Ezine’de tabakhaneler varmış da,
onun içinde de siyanür varmış bir şey olmamışmış. Nasıl olmamış? Ezine
çayında balıklar yok oldu. Ben çocukken, Ezine çayında balık avlardık.
Tabakhaneler kuruldu, ruhlarına el Fatiha” dedi.
“Pes etmek yok, mücadeleyi kesersem Allah önünde hesap veremem”
Ölünceye kadar Kazdağları için mücadele edeceğini vurgulayan Başkan
Gökhan şu şekilde konuştu: “İşletme aşamasına geçseler de, ölünceye
kadar bu mücadeleyi yapmaya azimliyim. Belediye Başkanı olsam da olmasam
da. Bu benim insanlık onurum. Hep kul hakkından bahsediyorum. Bu
mücadeleyi kesersem, Allah önünde hesap veremem. Altını çıkarsalar dahi
mücadele etmeye devam edeceğim. Çünkü, burada risk var. İnsana saygımdan
dolayı bunun mücadelesini vereceğim. Pes etmek yok. Biz insanları
parayla tutmadık. Gönüllü insanlar her ÇED toplantısına katıldı. Ama
onlar, Kirazlı’ya adam tutup getirdiler. Otobüslere bindirdiler ve
getirdiler. Getirdikleri adamlar neyin ne olduğunu bile anlamadan öyle
bakıyorlardı. Korumalar tuttular ve içeri insan almadılar. Bir şey
kaçırılıyor. Çünkü, bunu savunamıyorlar.”
|
22 Kasım 2012 Perşembe
“İnsanlık onuru için pes etmek yok..”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)
24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...
-
07 Ağustos 2018 14:41 CHP Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Menderes Nehri ve havzasındaki kirliliği Meclise taşıdı:...
-
13 Aralık 2020 14:35 Çiçekbaba Dağı günümüzde ülkemizdeki binlerce dağın kaderini paylaşıyor. Çiçekbaba da Kazdağları, Bolkarlar, Istranca...
-
08 Temmuz 2018 03:20 Tüm yazıları Günün şavkı Erciyes’e vurup, beyaz doruklarını kızı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder