http://www.canakkaleolay.com/details.asp?id=79715 Hafta sonu Türk Tabipleri Birliği(TTB), Türkiye Barolar Birliği(TBB) ve Türk Mühendis ve Mimarları Odaları Birliği’nin (TMMOB) Çanakkale toplantısının verdiği mesajlar son derece önemlidir. Ülkemizin çok önemli meslek kuruluşlarının Kazdağları’nda yaşanılacak çevre felaketlerine karşı göstermiş oldukları duyarlılık önemli bir destek ve moraldir. Kazdağları’nda yaşanabilecek çevre sorunları artık tüm ülkeye mal olmuştur, böyle olması da gereken bir durumdur. |
Bu
gelişmenin diğer bir yanı da Çanakkale’de bu mücadele için bir araya
gelen kesimlerin çığlıkları artık daha güçlü çıkmakta ve etki alanı
genişlemektedir.
İlimizdeki çeşitli sorunlar konusundaki mücadelelerin
son günlerde yurt düzeyinde bir duyarlığa dönüşmesi mücadele
potansiyelinin iyi bir noktada olduğunun göstergesidir.
Hafta sonu ilimizde yapılacak Üniversite Konseyleri Derneğinin toplantısını da bu kapsamda değerlendirmek gerekir.
Bu toplantının gündeminde de ÇOMÜ’de yaşanılan bazı
sorunlar olduğu için bu konuda verilen mücadelelerin etki alanı bu
şekilde yerelden, ulusala doğru gelişmektedir.
Kazdağları noktasındaki duyarlılık ülke çapında ses
vermeye başlayınca; özellik ile altıncı filo temsilcileri de kendi
formatlarındaki bazı entrikal çalışmaları da hızlandırmış durumdadırlar.
Gizli gündem ile bakanların katıldığı toplantılardan
tutun , kamuoyunu yanıltmak için özellik ile maden çalışmasının olduğu
yörelerdeki köylülerin gözünü boyamak için giriştiği bazı
uygulamalardan, yandaş medya yaratma çabalarına kadar bir dizi çalışma
altıncı firmalar tarafından yoğunlaştırılmış durumdadır.
Bu mücadele gelinen noktada artık yaşamı savunma ile
yaşamsal değerlerimiz olan toprağımızı, suyumuzu , havamızı yok etme
mücadelesine dönüşmüştür. Bunun için bundan sonraki süreç daha keskin
çizgileri ile sürecektir.
Bunun getireceği bazı sonuçları irdelemeden evvel
Orman ve Su İşleri Bakanının bir bültendeki sözlerini sizler ile
paylaşmak istiyorum.
Bu sözleri sarf eden bir bakan, herhalde Kazdağları
için de aynı duyarlılık ile davranır desek de, gerçeğin böyle
olmayacağını söyleyebilirim. İşte bütün sorun da burada zaten.
Bakan şunları söylüyor : “Bir metrekare, bizim
hükümetimiz döneminde, ormanlık alan işgal ettirilmemiştir. Yanan
ormanlık alanlardan hiçbir yere tahsis yapılmamıştır. Bir yıl içinde
yanan alanlar ağaçlandırılmaktadır. Varsa buyursunlar göstersinler.
Bizim ormanlık alanlarla alakalı bir metrekare işgal ettirdiğimize dair
iddia eden varsa buyursun ispat etsin.
Hodri meydan diyorum. Dolayısıyla 75 milyon
vatandaşımızın hakkını hukukunu en iyi şekilde koruyoruz, korumaya devam
edeceğiz. Ne pahasına olursa olsun. Bu konuda da ben çok hassasım. Hiç
kimse ormandan bir metrekare yer işgal edemez”
Bu sözler altıncı firmaların Kazdağları’nda altın
üretimi başladığı zaman yok edeceği ormanlık alanlar gündeme geldiği
zaman çok daha bir anlam kazanmış olacak.
Gelelim Pazar günü yapılan basın toplantısında bir yerel gazetenin göstermiş olduğu tavra.
“İnsaf biraz” başlığı ile yapılmış haber ile daha
evvel yaşanmış olan bir olay farklı bir noktaya taşınarak basın etiği
açısından uygun olmayan bir konum yaratılmıştır.
Sorun bu haberin yazılmasında değildir. Basın
kuruluşları istediğini yazmak, değerlendirmek özgürlüğüne sahiptir.
Gazetecilik zaten eleştiri yapmak demektir. Aynı zamanda taraflı olmak
da son derece normaldir. Gazeteler çeşitli konularda çok tabii olarak
taraf olabilir. Fakat hiçbir zaman için bağımsızlıklarını elden
bırakmamalıdır. Yani taraflı olabilirler ,ama bağımlı olamazlar.
Bir gazetenin bir basın toplantısına katılarak basın
toplantısını yapan kişilerden farklı bir şekilde düşünüyor olması ona o
basın toplantısını sabote edecek şekilde davranma hakkını vermez.
Bu durum basın kuruluşunun bağımsızlığına zarar verir,
basın etiği itibarıyla düzenlenen bir toplantıda basın kuruluşu hesap
sormak güdüsüyle gazetecilik unvanını kullanıyorsa bu davranış hiçbir
zaman gazetenin bağımsız tavrı olarak algılanmaz.
Gazete basın toplantısını haberleştirmeyebilir. ya da
basın toplantısında gündeme getirilen konulardaki itirazlarını
gazetesinde okuyucuları ile paylaşabilir . Fakat intikam alır gibi
yapılacak toplantıya ilişkin özel haber üretir ve bu gazeteleri
toplantıda dağıtarak ortamı germeye çalışırsa; adama “Müslüman
mahallesinde salyangoz satılmaz” derler. Bu tavır ancak provokatif
amaçlar içersinde olan insanların yapacağı bir tavır olabilir.
Daha açık bir örnek ile, bu durum bir siyasi partinin
toplantısına onunla farklı bir anlayıştaki siyasi partinin gidip bildiri
dağıtmasından farklı bir durum değildir. Bu anlamı ile etik değildir.
Madenci firmaların bu konuda yapmış oldukları çeşitli uygulamaları şöyle bir hatırlayalım.
Bu firmalar maden karşıtı panelleri, tutmuş oldukları
paralı adamlar ile basarak olaylar çıkarıp panel katılımcılarına fiilen
saldıran bir gelenekten gelmektedirler. Gazeteciliğin bağımsız olması
konumu işte tamda böylesi bir durumda kendisini göstermektedir. Farklı
düşündüğünüz gündemler için o toplantıları hedef alan bazı uygulamalar
içersinde olursanız bağımsız karakterinize gölge düşürürsünüz. Çünkü bu
tür uygulamalar ancak kendilerini teslim etmiş kendisi adına değil
yönlendirilen kesimlerce yerine getirilen uygulamalardır.
Olayın bir başka yanı daha vardır. Eski ABD Başkanı
Bush’a Bağdat’da ayakkabı atan gazeteci olayını yaşadık. Evet, biz çevre
mücadelesi verenlere karşı bu netlik ile mücadele edeceğiz diyen bir
gazetecilik anlayışına sahibiz diyorsanız yolunuz açık olsun demekten
başka diyecek bir şey yoktur.
Şiddet ile kınıyorum.
Önceki gün TKP’nin “savaşa hayır” kampanyası için açmış olduğu imza masalarına saldıran kesimleri şiddet ile kınıyorum.
Aynı zamanda bir kez daha gördük ki ‘savaşa hayır’
seslerini susturmak isteyenlerin başvurdukları yöntem yine şiddet
olmaktadır. Suriyede ‘de savaştan yana olanlar da , buna karşı duranlara
saldıranlar da aynı şiddet damarından beslenmektedirler.
Bu faşist saldırı kabul edilemez. Bu saldırıyı yapanlar derhal tespit edilmeli haklarında gerekli işlemler yapılmalıdır.
Saldırıda yaralanan genç kardeşlerime de geçmiş olsun dileklerimi iletirim.
|
22 Kasım 2012 Perşembe
Yaşam savunucuları Kazdağları için birleşiyor
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)
24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...
-
07 Ağustos 2018 14:41 CHP Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Menderes Nehri ve havzasındaki kirliliği Meclise taşıdı:...
-
13 Aralık 2020 14:35 Çiçekbaba Dağı günümüzde ülkemizdeki binlerce dağın kaderini paylaşıyor. Çiçekbaba da Kazdağları, Bolkarlar, Istranca...
-
08 Temmuz 2018 03:20 Tüm yazıları Günün şavkı Erciyes’e vurup, beyaz doruklarını kızı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder