22 Kasım 2012 Perşembe

Irmaklardan neden hâlâ zehir akıyor?

  • Özer Akdemir
  • İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel’in “su yerine zehir akan ırmaklar”la ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın yanıtlamasını istediği yazılı soru önergesine yanıt geldi. Ergene, Samanlı, Dalaman ve Çine çaylarındaki kirliliğe dikkat çekilen ve bunların önlenmesi için ne gibi çalışmalar yapıldığını soran önergeye Bakan Bayraktar imzasıyla verilen yanıtta, kirliliğin nedenleri ile ilgili değerlendirmeler ve bunların önlenmesi noktasındaki çalışmalar sıralandı. Nehirlerdeki kirliliğin oluşumunda çevrelerindeki sanayi kuruluşlarının ve nüfusun yoğunluğu ile bunların atıklarını nehirlere kontrolsüz bir şekilde boşaltılmasına dikkat çeken Bayraktar, bu kirliliğin yol açtığı sağlık sorunları ile ilgili soruları ise görmezden geldi. Nehirlerdeki kirliliğin önlenmesi için birçok çalışmanın yapıldığı ya da planlandığını ileri süren Bakan’ın yanıtı, “Tüm bunlar yapılıyorsa bu nehirler neden hâlâ zehir akıyor?” sorusunu akıllara getirdi.
    MADENCİLERİN ADI GEÇMİYOR
    Bursa’nın tam ortasından akan ve eskiden balık tutulan Samanlı deresindeki kirlilikle ilgili dereye deşarjı olabilecek işletmelerin denetimlerinin yapılmakta olduğunun belirtildiği yanıtta, dere çevresindeki kuruluşların “Çevre İzin veya Çevre İzin ve Lisansı”nın sorgulandığı bilgisine yer verildi. Dere civarındaki işletmelere on-line izleme cihazı konulacağı dile getirilirken, bölgedeki arıtma ve kolektörlerin de 2013 yılında tamamlanacağı ileri sürüldü. Bakan Bayraktar, ayrıca Samanlı Bölgesinde bulunan ruhsatsız 21 işletmede faaliyeti durdurma dahil çeşitli idari yaptırımlar uygulandığını belirtti.
    Aydın Çine çayı üzerindeki kirliliği bölgede faaliyet gösteren zeytinyağı fabrikalarına bağlayan Bayraktar’ın yaıtında yöre halkının Çine çayının kirliliğinden birinci derecede sorumlu tuttuğu maden ocakları ile ilgili tek bir satıra bile yer verilmemesi dikkatlerden kaçmadı. Çine Doğa Severler Derneği, Çine çayındaki kirliliğin zeytin fabrikalarından değil, bölgedeki birçok kuars ve felspat madeninden kaynaklandığını açıklamıştı. (İzmir/EVRENSEL)

    BİLİM BAŞKA DİYOR BAKAN BAŞKA
    Ergene Nehrinde, sanayi atıklarından kaynaklanan çevre tahribatının önlenmesi için yapılan eylem planında şunlara yer veriliyor; “Çevre dostu üretime geçilmesi, deşarj standartlarının yeniden düzenlenmesi, ıslah organize sanayi bölgelerinin kurulması, çevre koruma yatırımlarına destek verilmesi, çevre düzeni planlarının uygulanması, kirleticiliği yüksek sanayiye izin verilmemesi, yer altı suyu kullanımının kontrol edilmesi, belediye atıksu arıtma tesislerinin kurulması, dere yatağı temizlenmesi ve ıslah edilmesi, taşkın erken uyarı sistemi kurulması…”
    On yıldır tek başına iktidar olan AKP’nin Ergene nehrinin içler acısı durumuna neden şimdiye kadar duyarsız kaldığı ve eylem planının neden uygulanmadığı soruları akıllara takılmadan edemiyor. Trakya’nın Türkiye’nin ayçiçeği ve pirinç üretiminin önemli bir kısmını karşıladığına dikkat çekilen yanıtta, Ergene’nin suladığı arazilerde yetişen ürünlerin yol açtığı sağlık sorunlarına ise hiç değinilmiyor. Trakya Üniversitesi öğretim üyelerinin yaptığı çalışmalarda kirlilikten kaynaklanan sağlık sorunları ile ilgili tespitlerin de görmezden gelindiği yanıtta, tam tersi bir değerlendirmeyle, “Sağlık Bakanlığı tarafından kanser vakalarına dair herhangi bir bilgi intikal etmemiş ve herhangi bir araştırma yapılması istenmemiştir”
    http://www.evrensel.net/news.php?id=39096 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...