2 Kasım 2012 Cuma

'Kapı kitli, cüzdan cepte, para yok'

  • Özer AKDEMİR
  • 1940’larda ünlü halk ozanı Aşık Veysel’i ağırlayan Şadırvanlı Han hala ayakta. Tarsus’un eski yerleşimlerinin olduğu, özellikle geleneksel el sanatları ile uğraşan esnafların yoğunlaştığı çarşının ortasındaki hanın alçakgönüllü tabelası, eski ihtişamlı günleri geride bıraktığının da bir kanıtı gibi.
    1940’lı 50’li yıllarda Mersin’de, Adana’da bile daha iyisi olmadığı için bu kentlere gelen ünlü kişilerin gelip konakladığı bir yer olarak anlatılıyor Şadırvanlı Han. At arabasına atlayan, hayvanlarını önüne katan köylüler ürününü, hayvanını satmak için geldikleri Tarsus’da gece Şadırvanlı Han’da konaklarlarmış. Şimdi, o güzel insanların o güzel atlara binip gittikleri bir öykünün hüznünü anlatıyor otel sahibi Münir Uçar.
    YATAK ÇOK, YATAN YOK
    Uçar, 1952 yılında gittiği askerden dönüşte handa çalışmaya başlamış. O gün bugündür de hanı işletiyor. İşlerin artık bitme noktasına geldiğini söyleyen Uçar, oteli kapatmak istediğini, ama içindeki eşyalar nedeniyle kapatamadığını anlatıyor.
    Otelin, dar karanlık merdiveninin karşısındaki küçük yazıhanesinde oturan Münir Uçar, hanın görkemli günlerini de anmadan geçmiyor: “Çukurova’dan, köylerden gelenler doldururdu hanı. Eskiden yollar bugünkü gibi güzel değildi. Hayvanı ile gelenler ya da yağmurun çamur yaptığı yollardan dönemeyenler handa konaklarlardı. Şimdi yollar düzgün. Köylü de, kentli de gelip işini halledip dönüyor. Bir sürü de otel yapıldı. Bizim han bu nedenle boş kalıyor.”

  • OLAN OLDU VEYSEL BOŞUNA YANMA
    Aşık Veysel’in handa kalışının hanın işletmesini aldıkları 1952 yılından önceye rastladığını söyleyen Uçar, yazıhanesinin karşısındaki, üzerinde Aşık Veysel Odası tabelası bulunan odanın kapısını açarak, odayı gösteriyor Veysel’in Şadırvanlı hanın adının geçtiği şiirini sorduğumuzda ise Münir Uçar, kendilerinden önceki mal sahibi zamanında olan olayı anlatıyor: “Aşık Veysel’in yanında bulunanlar parasını çalıyor. Akşam kapıyı kilitleyip yatıyorlar. Sabah Veysel kalktığında kapının içerden kilitli olmasına rağmen cüzdandaki parasının çalındığını anlıyor. Bunun üzerine o şiiri yazıyor.”
    Veysel’in hiç de hayırla anmadığı Şadırvanlı Han, son demlerini yaşıyor. Ozanın bedduasından çok, zamana ayak uyduramamanın sancıları, Şadırvanlı hanın sonunu getiriyor. Yine de Şadırvanlı Han, 8 bin yıllık Tarsus’un tarihinde yerini Aşık Veysel’in şiiri ile almış durumda. (Tarsus/EVRENSEL)

    HIRSIZA BEDDUA

    Aşık Veysel “Hırsız’a beddua” adlı şiirinde başına gelenleri şöyle anlatıyor;

    Parça parça olsun paramı çalan
    Kimisi gerçek dedi kimisi yalan
    Dünyada görmedim böyle bir plan
    Kapı kitli cüzdan cepte para yok..

    Gezdim İstanbul’u İzmir Ankara
    Şadırvanlı handa kaldı bu para
    Bu nasıl dalgadır, bu ne dubara
    Kapı kitli cüzdan cepte para yok..

    İsa değil göğe çıksın sır olsun
    Alanların iki gözü kör olsun
    Tarsus’ta bu destan hatıra kalsın
    Kapı kitli cüzdan cepte para yok..

    Bilsem gelmez idim ben bu Tarsus’a
    Bu gamlı gönlümü koymazdım yasa
    Haber verdim inzibata polise
    Kapı kitli cüzdan cepte para yok..

    Ehli-din olanlar asla bunalmaz
    Herkesin ettiği yanına kalmaz
    Bu ne muammadır hiç kimse bilmez
    Kapı kitli cüzdan cepte para yok..

    Olan oldu Veysel boşuna yanma
    Sana kim dedi ki uyu uyanma
    Sılaya gitmeyi severim amma
    Kapı kitli cüzdan cepte para yok..

  • Eklenme Tarihi: 02 Kasım 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...