30 Mayıs 2020 Cumartesi

Gezi ve direniş ağacı (Pazar Yazısı)



Fotoğraf: Evrensel
PAZAR

Gezi Direnişi

2012 yılının sonbaharında gittiğimiz Sinop Gerze’de termik santrale karşı aylardır “Yaşam nöbeti” tutanlar nöbet çadırındaki kedinin adını bile “Direniş” koymuşlardı. Türkiye’nin en büyük sermaye gruplarından birine karşı başlayan direniş bir yılı aşkın bir süre boyunca devam etmişti. Termik santral kurulmak istenen yerin yakınına, yol kenarına çadır kuran Gerzeliler, termikçi şirketin araç gereçlerinin geçmesine izin vermiyorlardı. Halkın direnişini kırmak için 5 Eylül 2011 günü başlayan polis jandarma saldırısı ise dananın kuyruğunu koparttı!
Olaylar 24 saat boyunca devam etti. TOMA’ların, tazyikli suların, yüzlerce gaz bombası ve plastik merminin kullanıldığı çatışmalar halk direnişini aşamayınca polis-jandarma güçleri ve şirket araçları geri çekilmek zorunda kaldı.
‘ESKİDEN EŞİMİZDEN HABERSİZ SOKAĞA ÇIKAMAZDIK’
İşte bu direnişin öyküsünü çekmek için bir yıl sonra gittiğimiz Gerze’de yaşam nöbeti halen devam ediyordu. 5 Eylül’deki çatışmalara katılan kadınlı erkekli direnişçiler yaşadıklarını ve şirketten yana tutum takınan devlete olan bakış açılarındaki değişimi anlattılar kameralarımıza. Direniş çadırında (konteyner) sanki bir ev gezmesine gelmişçesine rahat bir şekilde oturan kadınlar, kendilerindeki değişimi şöyle anlatıyorlardı;
“Eskiden eşlerimizden habersiz sokağa bile çıkamazdık, polisi gördük müydü korkardık. Bu direniş bizi değiştirdi. Şimdi hepimiz eşlerimizle birlikte mücadele ediyoruz. Polis-jandarma gördüğümüzde de korkmuyoruz artık”.
Bir yıl önce kendilerine saldıran kolluk güçlerine ve şirket çalışanlarına karşı dişle-tırnakla, çıplak elleriyle ve hatta arılarıyla bile direndiklerini anlattılar, bir meydan muharebesinden bahseder gibi:  
“Jandarmanın üzerimize kalabalık bir şekilde geldiği bir anda yakınlardaki arı kovanlarını üzerlerine fırlattık. Jandarmalar çareyi arılardan kaçmakta buldu!”
 *

BERGAMA KÖYLÜLERİNİN ATTIĞI TOHUM, GEZİ’DE FİLİZLENDİ
O yıllarda, sadece Sinop Gerze’de değil, Anadolu’nun onlarca yerinde birden, irili ufaklı yaşam nöbetleri sürüyordu. Erzurum Tortum’da (çoğunluğu AKP’ye oy vermiş) özellikle kadınlar HES şirketine karşı iş makinelerinin önüne çıkıyorlardı. Bergama’da, Kaz Dağı’nda, Erzincan İliç’te altın madenine karşı direnişler, Turgutlu’da, Gördes’te nikel madenine, Karadeniz’de derelere HES kurulmasına karşı yürüyüşler, mitingler yapılıyordu.
Gezi direnişi işte bu atmosfer içinde patlak verdi. 2013 mayıs ayının sonunda, AKP iktidarının Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılması dayatmasına karşı parkta süren çadır nöbetlerine yönelik polis saldırısı sonrasında başlayan ve ülke geneline yayılan Gezi direnişi, yukarıda bir kısmı sayılan olaylarla birlikte değerlendirildiğinde hiç de “sürpriz” sayılamaz. O günlere kadar Anadolu’nun onlarca yerinde “Tek tek yanan çoban ateşleri” olan yaşam nöbetlerine baktığımızda Gezi direnişini bu birikimin bir patlaması olarak nitelemek daha doğru bir yaklaşım olur. Bergama köylülerinin attığı tohum Anadolu’daki diğer yaşam nöbetlerinde on binlerin mücadeleyi sahiplenmesi ile halkçılaşıp, kabuğunu çatlattı. Gezi direnişi ile gencecik bir filiz olarak topraktan fışkırdı. Fidan büyüyor! Her geçen gün bir direniş ağacı olarak serpilip güçleniyor. Bu direniş ağacını bugün ülkenin dört bir yanındaki ekoloji mücadeleleri besliyor.
*
PANDEMİYİ FIRSAT BİLDİLER
Bugün, COVID-19 pandemisi günlerinde (Bu pandemide doğaya kapitalist müdahale sonrası yaşanan ekolojik tahribatların etkisi başka bir yazı konusu olmak üzere) devletlerin herkese “Evinizde kalın” dediği bir süreçte, ekolojik yıkımın “Evde kalmaması”, sermayenin insanların evine çekilmesini fırsat bilip doğa talanını hızlandırmasına karşı yine Anadolu’nun onlarca yerinde direniş ateşleri yanmaya devam ediyor.
Aydın’ın dağ köylerinde maden talanına karşı çıkan köylüler, ovada JES yıkımına karşı jandarma-şirket çalışanları ile fiziksel mesafe vs. dinlemeden göğüs göğüse çarpışıyorlar.
Yine, Bursa Kirazlıyayla köylülerinin maden ocağına direnişinde Gezi öncesi görüntüleri görmek pekala mümkün.
Reklam
Hewsel Bahçelerinden, Salda Gölü’ne, Ordu Fatsa’dan Samsun Çarşamba Ovası’ndaki yaşam mücadelesine kadar her yerde direnişler devam ediyor. Tıpkı Gezi’deki gibi gerek bu direnişlere gerekse diğer toplumsal taleplere karşı baskıyı, yargı sopasını, polis-jandarma gücünü kullanmaktan çekinmeyen, “Ben ne dersem o olur” nobranlığındaki AKP ise yine bildiğiniz gibi!
“Topçu Kışlası’nı isteseniz de istemeseniz de yapacağız” diye üstten üsten konuşanlar Gezi direnişi ile milyonların tepkisini gördüklerinde “Bundan sonra otobüs durağının yerini bile halka soracağız” diye pırstıklarını çabuk unuttular!
Bu halk, yaşam hakkı ve tarzına yönelen saldırılara karşı yine birlik olup gücünü gösterecek ve “Alem buysa kral biziz” diyenlere sınırlarını hatırlatacaktır. Binbir hukuksuzlukla kurdukları “ucube” başkanlık sistemi her geçen gün sallanırken, sistemin devamını yasa değişiklikleri ile sağlama niyetlerini açık seçik beyan edenlere 2013 Gezi direnişi sürecini hatırlatalım ve uyaralım; Her attığınız adım direniş ağacını daha da büyütüp, güçlendiriyor.
Böyle devam edin! Gerçeklerle er ya da geç yüzleşeceksiniz!
Kaçış yok!..

https://www.evrensel.net/yazi/86457/gezi-ve-direnis-agaci?fbclid=IwAR0Z6ApbR2mU7FZmZsOD9vOD9Ev7PJRdp9gyrqA1v5F-xLRfk5lI1RhKRgM

AKP, sermaye için doğal sit alanlarının koruma kalkanlarını kaldırıyor



İzmir Selçuk’taki doğal sit alanlarının statülerinde yapılan değişiklik onaylandı. Koruması kaldırılan alanlar içinde Meryemana Tabiat Parkı da var.
 
Fotoğraf: ŞPO İzmir Şubesi
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir'in Selçuk İlçesinde bulunan doğal sit alanlarının statülerinde yapılan değişiklik onaylandı. Şehir Plancıları Odası Koruma alanlarının statülerinin sermaye talepleri doğrultusunda değiştirilmesinin kamu yararına aykırı olduğunu ve kabul edilemeyeceğini belirterek bu değişikliklere dava açacağını açıkladı. Koruması kaldırılan alanlar içinde Meryemana Tabiat Parkı da var!..
DEĞERLİ ALANLAR SERMAYE İÇİN YENİDEN PLANLANIYOR
AKP Hükümetinin koruma altındaki kültür ve tabiat varlıklarını sermayeye rant amaçlı açma çalışmaları yeni değil. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu (KTVKK) kapsamında dönemin Kültür Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar sonucunda tespit ve tescili gerçekleştirilen doğal sit alanları konusundaki yetkiler 2011 yılında yapılan mevzuat değişiklikleri ile Çevre Şehircilik Bakanlığı’na devredildi. Bu devrin ardından da bu korunan alanlar yeniden değerlendirilmeye başladı. Şehir Plancılar Odası (ŞPO) İzmir Şubesi konuya dair yaptığı açıklamada bu süreçte doğal sit alanlarının bütünlüklü ve korumacı bir yaklaşımla ele alınmasından uzaklaşıldığı ve bu değerli alanların sermayenin talep ve beklentilerine göre yeniden planlanmakta olduklarının altını çizdi.
EKOLOJİK KORİDOR HIZLA YOK OLABİLİR
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Selçuk İlçesi sınırları içerisinde yer alan 12. Grup Doğal Sit Alanlarının koruma statülerinin “Doğal Sit – Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve “Doğal Sit – Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescil edilmesi çalışmalarının da bu sürecin bir devamı olduğunu belirten ŞPO, "Gerçekleştirilen koruma statüsü değişiklikleri en başta; Bozdağlar’dan doğarak 175 km boyunca uzanan ve 8000 yıllık süreçte oluşan bir ekolojik koridor yaratan Küçük Menderes Nehri havzasında yer alan Önemli Doğa Alanlarının biyolojik çeşitliliğinin (özellikle sadece bu bölgede yaşayan endemik bitki ve hayvan türlerinin) hızlıca yok olmasına neden olacak riskler taşımaktadır. Geldiğimiz süreçte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İzmir genelinde ekosistemin bütüncül olarak korunmasına darbe vuracak değişikliklerde ısrarcı olduğu, kamu ve doğa yararı ilkelerini ve bilimsel koruma yaklaşımlarını hiçe sayar bir tutumla sermayeye kucak açmakta olduğu, Selçuk ilçesi örneği ile bir kez daha görülmüş durumdadır" dedi.
MERYEMANA TABİAT PARKI SİT ALANI DIŞINA ÇIKARILDI
Doğal Sit alanlarında bilimsel dayanaktan yoksun bir şekilde gerçekleştirilen statü değişikliklerinin kabul edilemez olduğuna işaret eden ŞPO, Selçuk ilçesinde yer alan koruma alanlarının sit statülerinin yeniden belirlenmesi ile ilgili kararları koruma altındaki alanların yapılaşmaya açılması riskini barındırdığını aktardı. Bölgede bulunan “Meryemana Tabiat Parkı”nı kapsayan alanda yapılan değişiklikle bu bölgenin bir bölümünün tamamen doğal sit alanı dışına çıkarıldığına dikkat çeken ŞPO, "büyük bölümünde ise daha önce 1. Derece Doğal Sit Alanı statüsünde olan bölgelerin “nitelikli doğal koruma alanı” olarak belirlenmiş olduğu hususları tespit edilmiştir. Yukarıda ifade edilen hususlar dikkate alındığında sit statüsünün yeniden belirlenmesine yönelik işlemin herhangi bilimsel dayanağının olup olmadığının tartışmalı olduğu görülmektedir. Gerçekleştirilen koruma statüsü değişikliklerinin özellikle yerleşim alanı çeperlerinde ve turizm alanı sınırları içinde yer alan bölgelerdeki doğal sit alanlarında yapılmış olması ayrıca düşündürücü bir durumdur ve korunması gereken alanlarda geri dönüşü olmayan kayıplara neden olacaktır." dedi.
ŞPO: DAVA AÇACAĞIZ
Koruma statülerini değiştirerek bütüncül koruma yaklaşımını ve geçmişte belirlenmiş süreklilik arz eden koruma statülerini ortadan kaldırmanın, yasal boşluklar ve mevzuat eksiklikleri yaratacağı ve Bakanlık aracılığı ile milyonlarca hektar koruma alanında çeşitli yatırımlar yapılmasının önünü açacağı uyarısında bulunan ŞPO, "özellikle dünya genelinde iklim değişikliğinden kaynaklı bir ekolojik hassasiyet süreci yaşanırken, gelecek kuşakların, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını tehlikeye atmak olacaktır" dedi. ŞPO İzmir Şubesi, sit statüsü değişikliklerinin kamu yararına, koruma mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı olduğu ve uygulanması halinde ileride doğada telafisi mümkün olmayan yıkımlara neden olacağı gerekçeleri ile söz konusu işlemi yargıya taşıyacaklarını dile getirdi.

27 Mayıs 2020 Çarşamba

ÇEPEÇEVRE YAŞAM / Aydın Çine'de Madran Dağı'nda maden talanı


Aydın'ın Çine ilçesi Topçam köyünde yaşayan Coşkun ailesi, evlerinin yanı başında faaliyet yürüten kuars-felspat madeni yüzünden hayatlarının nasıl kabusa döndüğünü Özer Akdemir'e anlattı.

 27 Mayıs 2020 14:17
  
Aydın Çine'ye bağlı Topçam Köyünde yaşayan Ali Coşkun ve ailesinin oturduğu ev, beş yıldır işletilen kuars-felspat madenine 60 metre uzaklıkta. Patlatılan dinamitler nedeniyle koca koca taşlar bazen evinin çatısına, bazen hayvanların üzerine düşüyor. Fıstık çamları, zeytinler ve tüm bitkiler bir parmak tozun içerisinde. Durumu şikayet için gittikleri tüm kapılar yüzüne kapatılmış Coşkun ailesinin.
Madran Dağı'nda yaşam alanları madenci bir şirket tarafından kabusa çevrilen Coşkun ailesi ve kırlangıçların öyküsü Özer Akdemir'in hazırladığı Çepeçevre Yaşam'da. (Aydın/EVRENSEL)
https://www.evrensel.net/haber/405730/aydin-cinede-madran-daginda-maden-talani-cepecevre-yasam?a=5c12e

24 Mayıs 2020 Pazar

Kırlangıç yuvası (Pazar yazısı)


24 Mayıs 2020 04:31

Kırlangıç yuvası
Fotoğraf: Zeynep Coşkun

Resim


Madran Dağı’nın göğsüne yaslanmış Topçam. Çamların içinde, dağın gölgesinde bir köy. Gün dağın öte yakasından doğup kızıl gök maviye dönmeye başladığında fıstık çamlarının içindeki kuşlar susuyor. Dinamit patlaması, kepçe gürültüsü başlıyor akşama kadar. Kamyonlar siğim siğim tozlar kaldırarak geçiyorlar toprak yoldan.  
“Abi, sadece bizim evimizi değil, kırlangıçların yuvasını da yok ediyorlar” dedi telefonda Zeynep. Evlerinin sonradan banyo, tuvalet olarak yapılan bölümüne yuva kuran kırlangıcın fotoğraflarını gönderdi. Gönderdiği fotoğraflarda gagaları güllü üç kırlangıç yavrusu gülümsüyor. Bir başkasında ise anne kırlangıç yavrularına kol kanat germiş. Her an kavgaya hazırım duruşu var anne kırlangıçta.
*
“Bundan beş yıl önce geldi bu maden şirketi buraya” diye anlatmaya başladı babası Ali Coşkun. “Yaşım 53 ama bu beş senede yaşadıklarım beni 10 yıl ihtiyarlattı biraderim” dedi.
“Bu kuvars maden şirketi geldiğinde güya ‘Hiçbir ağaca, suya, toprağa zarar vermeden yapacağız biz bu işi’ dedi. Bol para saçtı herkese. Çoğu köylümüz tamah etti bu paralara, sattı arazisini, tarlasını. Rahmetli muhtarımız Süleyman bunların paralarına tenezzül etmedi! “Ben” dedi “Doğamı koruyacağım”.
Yalan yok, bana da para teklif ettiler. İyi para hem de! Ben de yok akideş dedim. Benim yaşım başım gelmiş. Şu yaştan sonra nereye giderim. Evimi barkımı kurmuşum buraya. Ellerinizden öper, üç tane kızım var. Biri yüksek lisans yapıyor üniversitede. Üç yüz tane zeytin ağacım, iki yüzün üzerinde fıstık çamımla iyi kötü geçimimizi sağlıyoruz.
İki üç sene pek bir sorun yaşanmadan çalıştılar. Sonra sonra kapasite arttırdıkça, maden dağın daha derinine inmeye başladıkça dert de çoğaldı. Dinamit atıyorlardı hep başından bu yana ama son bir iki yılda hem maden genişledi hem patlattıkları dinamit arttı. Dağın altını üstüne getirmeye başladılar. O güzelim çamların diri diri topraklara gömülüşünü görseydiniz, ağlardınız!
Biz her gün depremlerle yaşamaya başladık. Ev zangır zangır titredikçe yengen panik atak geçiriyordu. Evde dursak deprem, dışarı çıksak başımıza taş düşecek korkusu!..
Reklam
Maden evime 65, künar işlediğim yere ise 45 metre ya var ya yok! Kimi patlamalardan sonra evimizin çatısına kocaman taşlar düşmeye başladı. Kiremitlerimizi tuz buz etti taşlar. Şirkete şikayet ettik, böyle böyle akideş, buna bir çare diye. Gelip baktılar, kiremitleri kaldırıp yerine kırmızı çinko çatılar taktılar. Bir iki gün sonra taşlar yine evin çatısına düştü. Bu sefer çinkolar eğildi, parçalandı. Yine şikayet ettik. Gelip baktılar. Allah var, her gittiğimizde hiç ‘yok’ demediler. ‘Tabii ne demek hemen hallederiz’ deyip bizi yüz geri gönderdiler ama hiçbir şey de yapmadılar! Ne veririm ne inkar ederim yani!
Artık nereye başvursak elimiz kıçımızda dönüyoruz. Hatta son keresinde şikayet için gittiğimiz karakolda şüpheli olarak benim ifademi aldılar iyi mi! Yahu akideş, şikayet eden benim desem de “Karşı taraf da senden şikayetçi” deyip geçtiler!..”
"DUR BİR PATRONU ARAYAYIM"
Ali Coşkun dertli mi dertli. Anlattıkça anlatıyor. Bıraksanız sabaha kadar anlatacak. Öyle bir dolmuş yani!..
“Ben çiftçiyim. Yıl da 800 lira aidat veriyorum ziraat odasına. Odaya gittim. Anlattım durumu böyleyken böyle diye. Evimin dibinde dinamit patlatıyorlar. Zeytinlerim toz içinde. Fıstık çamlarım hasta. Evim zangır zangır titriyor. Bu koronavirüs günlerinde tozdan dumandan nefes alamıyoz” dedim.
Oda başkanı beni dinledi, dinledi. “Dur bir patronu arayayım” diye benim yanımda şirketin patronunu aradı! “Beyim bir vatandaş geldi, şikayet ediyor” dedi. Tabii patron gönder gitsin demiş olacak ki beni başından sepetledi.
Oradan çıktım jandarmaya gittim. Karakol komutanı dinledi beni, sonuna kadar. “Dur” dedi “Bir patronu arayayım”. O da şirketin patronunu aradı yanımda, “Ne yapayım” diye ona sordu! İnanıyor musun, şikayet ettiğim kişiye soruyor “Ne yapayım?” diye!..
Konuşurken adeta nefes almıyor Ali Coşkun. Boğazına kadar dolmuş, bıraksan saatlerce konuşacak, anlatacak...

“Bizim köyün evleri birbirine uzak. Dağ köyü sonuçta. Madene en yakın ben olduğum için en çok benim sesim çıkıyor. Diğer köylüler sus pus! Altmış beş koyunum vardı bu sene on bir tane kaldı. Karınları şişip şişip öldü iki yıl içinde.
Maden o kadar kurnaz ki hep derelere dolduruyorlar pasalarını. Yağmur yağdığında sular derelerdeki pasaları alıp götürüyor. Hoop ertesi gün yine dolduruyorlar!..
İşte böyle, ben bu ülkenin vatandaşı değil miyim? Nereye gidip derdime çare arayayım?..”
Madran Dağı’nın koynuna yapmış evini Ali Coşkun. Bir kırlangıç gibi dantel dantel örmüş yaşamını. Bir gün öteden bir “patron” gelmiş dağıtmış kırlangıcın yuvasını. Kızına evin çatısına yuva kuran kırlangıcın öyküsünü anlattırıp “Kırlangıç yuvasını bozanın yuvası da onmaz imiş” dedi sözünün sonunda.
Uyku dünek yok günlerdir Ali Coşkun’un evinde. Çatıdaki kırlangıç da islim üstünde. Her ikisi de yavrular uçmadan yuva dağılmasın tedirginliğiyle yaşıyorlar, elleri yüreklerinde...

DİĞER YAZILARI
Annesiz...
10 Mayıs 2020 04:36
Sıvacı kuş ve kozalak
26 Nisan 2020 00:45


23 Mayıs 2020 Cumartesi

Yalnız Efe (Pandemi Özel gösterim)


Resim


İzmir'in içme suyu havzasında işletilen bir altın madeni. Madene karşı şirketi, devleti, köylüleri hatta ailesini karşısına alarak tek başına direnen bir keçi çobanı... Yalnız Efe belgeselimiz Mayıs sonuna kadar gösterime açıldı.

YALNIZ EFE 28012019 MASTER ENG TR


20 Mayıs 2020 Çarşamba

Ekoloji örgütleri ve sanatçılardan mektup: Alamos Gold Kaz Dağı'ndan tahliye edilsin


20 Mayıs 2020 16:00
Onlarca ekoloji örgütü, sanatçı ve yazar, yayımladıkları açık mektupla Kazdağları ve diğer bölgelerdeki altın madeni projelerinin iptalini ve siyanürlü altın madenciliğinin yasaklanması talep etti.
 Kazdağları
Fotoğraf: Muzaffer Kırca

Ülkedeki onlarca ekoloji örgütünün yanı sıra aralarında ünlü sanatçı ve edebiyatçıların da aralarında bulunduğu 209 imza ile yayımlanan açık mektupta Kazdağları ve diğer bölgelerdeki altın madeni projelerinin iptali, Alamos Gold'un Kaz Dağı'nı rehabilite ederek tahliyesi ve siyanürlü altın madenciliğinin yasaklanması istendi.
Kaz Dağı'nda yapılmak istenen altın madenciliğine karşı Kirazlı Balaban mevkiinde devam eden nöbet bugün 300. gününü doldurdu. Alamos Gold'un (Doğu Biga Madencilik) Kirazlı Altın Madeni Projesi'ne karşı nöbet tutan yaşam savunucularına geçtiğimiz günlerde Çanakkale Valiliği tarafından para cezaları kesilmiş ve nöbet alanını boşaltmaları tebliğ edilmişti.
BÖLGENİN NEREDEYSE HER YANI RUHSATLANDIRILDI
Nöbet sürerken yayımlanan "Alamos Gold Kazdağları’ndan Tahliye Edilsin" başlıklı açık mektupta ülkemizin birçok bölgesinde olduğu gibi, Kazdağlarının da özellikle altın madenciliği projelerinin tehdidi altında olduğuna vurgu yapıldı.
Bölgenin neredeyse her yanının ruhsatlandırıldığının, yerli ve yabancı şirketlere satıldığının belirtildiği mektupta "Halihazırda TÜMAD Holding Lapseki’de üretime başlamıştır. Bu projeler dışında daha onlarca proje bulunmaktadır. Cengiz Holdinge satılan Halilağa Projesi ile ilgili olarak da civar köylerde çeşitli gelişmelerin olduğu gözlemlenmektedir" denildi.
SU VE YAŞAM NÖBETİ BİTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
2019’un ikinci yarısında Kirazlı Altın Madeni Projesi için 347 bin 815 ağacın kesilme görüntülerinin kamuoyuna yansıması sonucu gelişen tepkilerin ülke çapına yayıldığına dikkat çekilen mektupta şu ifadelere yer verildi:

"Kazdağları’nın savunusu için başlatılan çadırlı nöbet ise 300 gündür Çanakkale’de Kirazlı Balaban mevkiinde sürdürülmektedir. Şirketin çalışmalarının gözlenmesi ve olası orman katliamının engellenmesi için sürdürülen çadırlı nöbet eylemine karşı itibarsızlaştırma girişimleri olmuş ve ormanda 'yasal olmayan konaklama' iddiasıyla defalarca para cezaları kesilmiştir. Son aşamada da Kovid-19 bahanesiyle İl Hıfzıssıhha Kurulu kararına dayanarak alanın tahliyesi istenmiştir. Bu karara Çanakkale’deki STK’lar ve alanda bulunanlar itirazlarını yapmış ve tahliye kararının mesnetsiz olduğunu belirtilerek alanda kalınmaya devam edileceği ifade edilmiş, buna rağmen nöbettekilere toplam 57 bin 240 liralık idari para cezası kesilmiştir. Alanı tahliye etmesi gerekenler yaşam savunucuları değil, ruhsatı 13 Ekim 2019 tarihinde dolduğu ve yenilenmediği halde Kirazlı’yı işgal etmeye devam eden Alamos Gold’dur."
KOVİD-19 GÖSTERDİ Kİ...
Mektupta içinde bulunulan Kovid-19 sürecinin herkese doğanın korunmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğine dikkat çekilerek, "Altın madenciliği, termik santraller ve son zamanlarda her tarafa yayıldığı görülen RES’ler Kazdağları’nın sonunu getirecektir" denildi.
"Bilinmelidir ki Kazdağları’nı korumaya ve savunmaya devam edeceğiz" denilen mektupta şu taleplere yer verildi:
  • Kazdağları’ndaki tüm altın madenciliği projelerinden acilen vazgeçilmeli, tüm ruhsatlar ve tahsisler iptal edilmelidir.
  • Maden Yasası ve Yönetmeliği çevre ve ekoloji örgütleri, ilgili odaların ve baroların katılımıyla açık, demokratik katılımcı bir şekilde yeniden düzenlenmelidir. Altın madenlerinde kullanılan siyanürlü liç yöntemi, halk sağlığına bir tehdit oluşturduğu için yasaklanmalıdır.
  • Alamos Gold (Doğu Biga Madencilik), Çanakkale Kirazlı’dan acilen tahliye edilmeli, şirketin tüm projeleri iptal edilmelidir.
  • Benzer projelerle başka şirketlerinin Kirazlı’ya göz dikmemesi ve ekosistemin tahribatının giderilebilmesi için Kirazlı Altın Madeni Projesi nedeniyle traşlanmış olan alan ekolojik yöntemlerle rehabilite edilmelidir.
  • Kirazlı ve çevresinde ve Kazdağları’nın diğer bölgelerinde ihtiyaç duyulan su, yol, gölet gibi alt yapı düzenlemeleri maden şirketleri eliyle değil, kamu eliyle yerine getirilmelidir. Kumarlar Köyü’nün su kaynakları ve meraları köylüye bırakılmalıdır.
  • Yöre halkının iş ve istihdam talebi, maden şirketleri üzerinden değil, yöreye uygun, ekolojik tarımı ve turizmi önceleyen projeler üzerinden kamu tarafından karşılanmalı, bölgede tarımsal üretim kooperatifleri özendirilmeli ve desteklenmelidir.
  • Yaşam savunucularına kesilen tüm cezalar iptal edilmelidir.  

İMZACILAR

Kamuoyuna seslenilen, ilgili tüm bakanlıkları, milletvekillerini ve Çanakkale'deki idari birimleri göreve çağıran mektuptaki imzalar şunlar:
  • 1    Heryerkazdağları
  • 2    Kazdağları Kardeşliği
  • 3    Kazdağları İstanbul Dayanışması (KİD)
  • 4    Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
  • 5    Kazdağları Sanatçı Dayanışması
  • 6    Kazdağları Yalova Dayanışması
  • 7    Agonya Doğa Koruma Girişimi
  • 8    Alakır Nehri Kardeşliği
  • 9    Anadolu Çocuk Eğitim Platformu
  • 10    Anadolu’da Yaşam Tüketim Kooperatifi
  • 11    Antalya Ekoloji Meclisi
  • 12    Arıkbaşı Köyü Eğitim ve Kültür Derneği
  • 13    Artvin Çevre Platformu
  • 14    Ataköy Doğa ve Yaşam Derneği (ADOYAD)
  • 15    Ataol Behramoğlu
  • 16    Ataşehir Dayanışma Ağı
  • 17    Avcılar Çevre Kültürünü Geliştirme ve Eğitimi Afet Yardım Derneği (AVÇEDER)
  • 18    Avcılar Dayanışma Ağı
  • 19    Avcılar Kültür Sanat Derneği
  • 20    Ayancık Çevre Derneği
  • 21    Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP)
  • 22    Aydın Engin
  • 23    Ayvalık Tabiat Platformu
  • 24    Bahçelievler Dayanışma Ağı
  • 25    Bakırköy Kent Savunması
  • 26    Bakırtepe Çevre Platformu
  • 27    Balıkesir Barosu Çevre Komisyonu
  • 28    Barış Yarkadaş
  • 29    Bartın Çevre Kültür ve Doğal Varlıkları Koruma Derneği
  • 30    Bartın Güzel Sanatlar ve Turizm Derneği
  • 31    Bartın Kadın Dayanışma Derneği
  • 32    Bartın Platformu
  • 33    Batı Antalya Gıda Topluluğu
  • 34    Bayramtepe Dayanışma Ağı
  • 35    Bergama Çevre Platformu
  • 36    Beşiktaş Dayanışma Ağı
  • 37    Beydağları Kardeşliği
  • 38    Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV)
  • 39    birbuçuk kolektif
  • 40    Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği
  • 41    Bozcaada Forum
  • 42    Britanya Alevi Federasyonu
  • 43    Burhaniye Çevre Platformu (BURÇEP)
  • 44    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek
  • 45    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan
  • 46    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Eren Erdem
  • 47    Cumhuriyet Kadınları Derneği Beşiktaş Şubesi
  • 48    Çağıl Kaya
  • 49    Çanakkale Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu
  • 50    Çanakkale-Büro Emekçileri Sendikası (BES)
  • 51    Çanakkale-Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanlığı
  • 52    Çanakkale-Çan Çevre Derneği
  • 53    Çanakkale-Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen)
  • 54    Çanakkale-Emek Partisi (EMEP) İl Örgütü
  • 55    Çanakkale Halkevi
  • 56    Çanakkale Haziran Meclisi
  • 57    Çanakkale-İnsan Hakları Derneği
  • 58    Çanakkale Kadın Platformu
  • 59    Çanakkale Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği
  • 60    Çanakkale-Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)
  • 61    Çanakkale Sivil İnisiyatif
  • 62    Çanakkale-Sol Parti İl Örgütü
  • 63    Çanakkale Tabip Odası
  • 64    Çanakkale-Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen)
  • 65    Çanakkale-Türkiye İşçi Partisi (TİP) İl Örgütü
  • 66    Çanakkale-Yeşil Sol Parti İl Örgütü
  • 67    Çekerek Irmağı Özgür Akacak Platformu
  • 68    Çekmeköy Dayanışma Ağı
  • 69    Çekmeköy Dayanışma Derneği
  • 70    Çeşme Sürdürülebilir Yaşam Platformu
  • 71    ÇİYAP Çine Yaşam Platformu
  • 72    Deniz İkizler
  • 73    Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği
  • 74    Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Genel Merkezi
  • 75    DİSK/Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş) Genel Merkezi
  • 76    Didim Çevre Platformu (DİÇEP)
  • 77    Dikili Çevre Platformu
  • 78    Dinar Menderes Havza İnisiyatifi
  • 79    Divriği Kültür Derneği
  • 80    Doğa Derneği (DD)
  • 81    Doğanın Çocukları
  • 82    Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER)
  • 83    Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE)
  • 84    Doğu Antalya Gıda Topluluğu
  • 85    Donkişot Bisiklet Kolektifi
  • 86    DOSAB Termik Santraline Hayır Platformu
  • 87    Edremit Çevre Platformu
  • 88    Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP)
  • 89    Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Yalova Şubesi
  • 90    Ekoloji Birliği
  • 91    Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD)
  • 92    Eko-Öğrenci Hareketi
  • 93    Emek Partisi (EMEP) Genel Merkezi
  • 94    Emekliler Dayanışma Sendikası
  • 95    Erdek Körfezi Dayanışma Platformu
  • 96    Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Merkezi
  • 97    Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu
  • 98    Foça Forum
  • 99    Gazi Dayanışma Ağı
  • 100    Gölet Gönüllüleri
  • 101    Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği
  • 102    Güney Marmara Dayanışması
  • 103    Güngören Demokrasi Platformu
  • 104    Güzelbahçe Çevre Derneği (Gülder)
  • 105    Güzeltepe Kültür Evi Derneği
  • 106    Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi
  • 107    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonu
  • 108    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
  • 109    Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züheyla Gülüm
  • 110    Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni
  • 111    Hasankeyf Yaşatma Girişimi
  • 112    Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP)
  • 113    Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM)
  • 114    Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi
  • 115    Hewsel Koruma Platformu
  • 116    İlke Mühendisler Grubu
  • 117    İstanbul Kent Savunması (İKS)
  • 118    İşçiler Dayanışma Ağı
  • 119    İzmir Çevre Gönüllüleri Platformu
  • 120    İzmir Yaşam Alanları
  • 121    Kadıköy Dayanışma Ağı
  • 122    Kadıköy Kent Dayanışması
  • 123    Kadıköy Tiyatroları Platformu
  • 124    Kadın Partisi
  • 125    Kadın Savunma Ağı
  • 126    Karaburun Kent Konseyi
  • 127    Karadeniz Çevre Haber
  • 128    Karadeniz İsyandadır Platformu
  • 129    Karaman Ekoloji Derneği
  • 130    Kartal Dayanışma Ağı
  • 131    Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
  • 132    Kırıntı Köyü Çevre Platformu
  • 133    Kırmızı Biber Derneği
  • 134    Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği
  • 135    Kocaeli Çevre Savunması
  • 136    Kuşadası Çevre Platformu
  • 137    Kuzey Ormanları Savunması (KOS)
  • 138    Küçükçekmece Dayanışma Ağı
  • 139    Levent Üzümcü
  • 140    Loç Vadisi Koruma Platformu
  • 141    Maltepe Forumu
  • 142    Maltepe Sokak Kültür Derneği
  • 143    Memleket Sevdalıları Derneği (MSD)
  • 144    Mersin Nükleer Karşıtı Platform (Mersin NKP)
  • 145    Merzifon Çevre Platformu (MERÇEP)
  • 146    Metin Türkcan
  • 147    Mezopotamya Ekoloji Hareketi
  • 148    Milli Merkez
  • 149    Mor Dayanışma
  • 150    Muğla Çevre Platformu (MUÇEP)
  • 151    Munzur Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği
  • 152    Munzur Koruma Kurulu (DEDEF)
  • 153    Murat Dağı Çevre Koruma Platformu
  • 154    Mustafa Horasan
  • 155    Nazilli Çevre Platformu
  • 156    Ne Münasebet Band
  • 157    Nurtepe-Güzeltepe Dayanışma Ağı
  • 158    ODTÜ Kavaklık İnisiyatifi
  • 159    Okmeydanı Dayanışma Ağı
  • 160    Onbirinci Kültür Sanat
  • 161    Ordu Çevre Derneği (ORÇEV)
  • 162    Orhan Aydın
  • 163    Orhanlar Dayanışması
  • 164    Polen Ekoloji
  • 165    Politeknik-Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları
  • 166    Praksis
  • 167    Refikler Komünü
  • 168    Salihli Çevre Derneği
  • 169    Samanlı Dağları Çevre ve Kültür Derneği (SAMDER)
  • 170    Samsun Çevre Platformu (SAMÇEP)
  • 171    Sarıyer Dayanışma Ağı
  • 172    Sinop Çevre Dostları Derneği
  • 173    Sinop Nükleer Karşıtı Platform (SİNOP NKP)
  • 174    SNKPDER
  • 175    Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Genel Merkezi
  • 176    Söke Çevre Platformu (SÖKEÇEP)
  • 177    sub inisiyatifi
  • 178    Sunay Akın
  • 179    Şişli Dayanışma Ağı
  • 180    Şişli Demokrasi Meclisi
  • 181    Şişli Kent Konseyi
  • 182    Tamer Temel
  • 183    Tarım Orman Hayvancılık ve Çevre Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orman-İş Sendikası) Genel Merkezi
  • 184    Tarlabaşı Dayanışma Ağı
  • 185    tayfa bandista
  • 186    Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP)
  • 187    Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer)
  • 188    Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Merkezi
  • 189    Türkiye Ziraatçılar Derneği
  • 190    Uğur Poyraz
  • 191    Uşak Murat Dağı Yok Olmasın Platformu
  • 192    Validebağ Gönüllüleri Derneği
  • 193    Validebağ Savunması
  • 194    Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu
  • 195    Yalova Barosu
  • 196    Yalova Platformu
  • 197    Yaşam ve Dayanışma Yolcuları
  • 198    Yeni Foça Forum
  • 199    Yeni İnsan Yayınevi
  • 200    Yeryüzü Derneği
  • 201    Yeryüzü Vegan Kolektifi
  • 202    Yeşil Alan Sakinleri
  • 203    Yeşil Artvin Derneği
  • 204    Yeşil Direniş-Ekoloji ve Yaşam Gazetesi
  • 205    Yeşil Sol Parti Genel Merkezi
  • 206    Yeşil Sol Parti Beyoğlu İlçe Örgütü
  • 207    Yeşil ve Sol Çalışma Grubu
  • 208    Yunuslara Özgürlük Platformu
  • 209    10. Köy Derneği

  • https://www.evrensel.net/haber/405216/ekoloji-orgutleri-ve-sanatcilardan-mektup-alamos-gold-kaz-dagindan-tahliye-edilsin
(Çanakkale/EVRENSEL)
Yaşam savunucuları koronavirüs bahanesiyle Kazdağları'ndan çıkarılmaya çalışılıyor

Yaşam savunucuları koronavirüs bahanesiyle Kazdağları'ndan çıkarılmaya çalışılıyor


Yaşam savunucuları koronavirüs bahanesiyle Kazdağları'ndan çıkarılmaya çalışılıyor

Kaz Dağları'nda nöbet tutan yaşam savunucuları: Onlar gidene kadar buradayız


Reklam
Yaşam savunucuları koronavirüs bahanesiyle Kazdağları'ndan çıkarılmaya çalışılıyor

Kaz Dağları'nda su ve yaşam nöbeti madenciler gidene kadar sürecek | Çepeçevre Yaşam




İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...