5 Haziran 2015 Cuma

‘Bu kez yaşam nöbetleri sandığa yansıyacak’


Sinem UĞURLU
İstanbul
Yaklaşık 15 yıldır gazetemizin ekoloji muhabirliğini yapan, kurulduğu günden bu yana da Hayat Televizyonu Çepeçevre Yaşam Programının yapımcılığını sürdüren Özer Akdemir, bu seçimlerde yıllardır haberlerini yaptığı bölgelerden biri olan İzmir’den HDP milletvekili adayı oldu. Aynı zamanda EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü de olan Akdemir, seçim çalışmalarında daha çok yaşam alanlarını termik santral, RES, maden ve taş ocaklarına karşı savunan köylülerle buluştu. Akdemir, köylülerin yaşam alanlarını koruma mücadelesi ve bunun genel seçimlere etkileri konusundaki sorularımızı yanıtladı. 
Seçim çalışmalarında, pek çok partinin gitmediği, ekoloji mücadelesi veren köylere gidiyorsunuz? Buralardaki seçim atmosferi nasıl?
Partilerin köylere yönelik pek bir çalışması yok gördüğüm kadarıyla. Ya da seçimin son günlerine bırakmışlar. Köylülerin politikaya ilgisi, geçmiş seçimlere oranla daha fazla gibi geliyor bana. Bunda belki de en önemli neden AKP’nin 13 yıllık iktidarının tarımı, yoksul köylüyü getirdiği nokta bence. Köylü çok açık ki artık topraktan, tarımsal üretimden geçimini sağlayamıyor. Köylü doğal olarak son derece huzursuz bu durumda. Özellikle yaşam alanları ellerinden alınan, alınmak istenen ya da kirletilen, betonlaştırılan, ormansızlaştırılan topraklarla yan yana yaşamak zorunda olan köylüler. 
HDP’nin çalışmalarına ve HDP’ye yönelik algıya gelirsek; ben çok iyi bir hava olduğunu görüyorum. Sanırım bu seçimlerin en iyimserlerinden birisi de benim. Ama bu iyimserlik subjektif bir değerlendirmeye ya da yoruma dayanmıyor. Bir takım gözlemlere ve geçmiş seçimlerden gelen deneyimlere bakarak iyimserim. Ödemiş’in dağ köyleri ile Bakırçay Ovası’ndaki köylülerin seçimlerle ilgili beklentileri, görüşleri ve HDP ittifakına bakış açıları geleceğe dair iyimser duygularımın  kaynağı. 
Yıllardır gazetecilik yapıyorsunuz ve gazetecilik hayatınızın önemli bir kısmı bu sahalarda geçti. Bu bölgelerdeki seçmen reflekslerinde, ekoloji mücadelesine girmeden öncesine ve girdikten sonrasına dair bir değişim gözlemlediniz mi? 
Bir farklılık olduğu muhakkak. Geçmiş seçimlerde de yaşam alanlarına yönelik sermaye saldırısına direnen köylülerin siyasi iktidara belli oranda bir tepkisi vardı. Ama bu oy sandığında çok da belirgin olmuyordu. Bunun nedeni ülke genelindeki seçmen davranışından da farklı değildi bence. Seçmenler, muhalefeti, iktidarın alternatifi olarak tutarlı, kararlı ve gelecek vadeden partiler olarak görmedi. Bu seçimlerde ise durumun daha farklı olacağını düşünüyorum. Muhalefet partileri derslerine daha iyi çalışmış görünüyor. Halkın sofrasına, geleceğine yönelik vaatler ön planda. Tabii AKP’nin artık ayyuka çıkan yolsuzluk, baskı ve antidemokratik uygulamaları da bunda çok etkili oldu. HDP’nin parti olarak seçime girmesi, Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde kazandığı sempatiyi, tutarlı, genç ve inanılır lider imajını koruyup geliştirmesi, bu seçimleri diğerlerinden ayıran faktörlerden birisi oldu. Bu seçimlerde, yaşam alanlarına yönelik saldırıların kaynağının AKP hükümeti olduğunu daha bir bilince çıkarılacağını ve bunun da sandığa yansıyacağını öngörebiliriz. 
HES, termik, taş ocağı, maden vs. tehdidi altında olan bu yerlerde AKP’nin durumu nedir? Örneğin tüm bunların sorumlusu olarak görülüyor mu?
Dün de görülüyordu, ama alternatifi yoktu seçmenin. Alternatif olarak kendini öne çıkaran partilerin söylemleri ya çok soyut kalıyordu ya da bir anlam ifade etmiyordu köylüler için. Bu yüzden oylar AKP’ye gidiyordu yine de. Ama kararlı, tutarlı, halkla birlikte yapılan çalışmalarda bu algının kırılabildiğini Afyon Beyyazı kasabası bize çok iyi gösterdi. Taş ocağına karşı yıllarca direnen köylüler geçtiğimiz yerel seçimlerde bu mücadelenin başından sonuna kadar kendileri ile birlikte olan Emek Partisi’ni yerel iktidara taşımayı, bütün diğer partilerin tek aday üzerinde birleştiği seçimlerde yapılan haksızlıklar sonucu bir oyla başaramadı. Dediğim gibi bu seçim yaşam alanları için tutulan nöbetlerin sandığa yansıyacağını düşünüyorum. 
HDP AYNI ZAMANDA EKOLOJİST BİR PARTİ
Seçim bölgeniz İzmir. Ege köylerinin, milliyetçi söylemlerden daha çok etkilendiğine dair yaygın bir kanı var. Siz ne dersiniz? HDP’nin ekolojiye dair söylediği şeyler, bu bölgelerde bir karşılık buluyor mu?
BU algının kırıldığını çok rahat söyleyebilirim. Seçim çalışmaları süresince gittiğimiz hemen hemen bütün köylerde köylülerin, HDP’ye karşı tavrının, olumsuzluktan öte son derece olumlu olduğunu gözlemledik. Bunda elbette birkaç yıldır süren çatışmazlık ortamının yarattığı toplumsal psikoloji kadar, HDP’nin ortaya koyduğu siyasal program, Demirtaş’ın söylemleri ve partinin genç dinamik duruşu var. Ekolojik sorunlara yaklaşım konusunda da seçime giren diğer partileri ve HDP’yi kalın çizgilerle ayırmak gerekiyor. Seçmen de büyük ölçüde bunun farkında. HDP, genç, kadın, emekten yana olduğu kadar ekolojist bir parti olduğunu da görünür kılmış durumda. 
Eklenme Tarihi: 05 Haziran 2015


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...