21 Ağustos 2016 Pazar

Hem tarih hem yaşam toz oldu

Hem tarih hem yaşam toz oldu!
Özer AKDEMİR
Çanakkale Yenice İlçesi Sofular Köyündeki antik Asartepe SİT diye köylünün elinden alınıp bir şirkete tahsis edilmiş. Köylüler şirketin AKP döneminde her taşın altından çıkan Kolin'in taşeronu olduğunu söylüyor. Şirket kale kalıntıları, tümülüsler bulunan antik tepeyi taş ocağı yapmış ama köye ve köylülere verdiği zarar sadece bununla kalmamış.
BİR PATRON PARA KAZANACAK DİYE
Yenice ilçesine 14 kilometre uzaklıktaki Sofular köyüne giderken Bekten köyünü geçtikten sonra manzara birden bire değişiyor. Yol boyunca sağlı sollu dizili bütün ağaçlar ve bitkiler sanki beyaz bir örtüyle örtülmüşler gibi! Köyün dışında hayvanlarının içmesi için su kanalı yaparken rast geldiğimiz Ali Karaman "bir patron para kazanacakta... Şurada kaç tane köy mağdur oluyor!" diyor ağaçları göstererek. "İlk yazdan beri böyle bu ağaçlar. Bahçelerimiz, evlerimiz, hayvanlar bile bembeyaz" diyor Karaman.
Yol boyu dizili ağaçların ötesindeki mısır, tütün, domates, yonca ekili bahçeler de tozdan nasibini fazlasıyla almış. 30-40 tonluk kamyonların biri gidip diğeri geliyor. Beyaz mıcır serili yoldan her kamyon geçtiğinde duman gibi bir toz bulutu havalanıp, karşıdan gelen aracın görüş mesafesini sıfıra indiriyor.
YUTTUĞMUZ TOZUN HADDİ HESABI YOK
Sofular köy meydanındaki kahvede görüştüğümüz Mehmet Emin Özkat, işi gereği her gün Yeniceye iki kere gidip geldiğini belirterek, "Kamyonlar geçerken durmak zorunda kalıyorum. Görmüyorum önümü çünkü. Başvurmadığımız, yazmadığımız makam kalmadı. Biz de insanız! Bu sene yuttuğumuz tozun haddi hesabı yok" diye konuşuyor.
TRAKTÖRÜ SABANI ALIP YÜRÜYECEĞİZ
Kuşkusuz taş ocağının yol açtığı bu toz ve kirlilikten en çok yakınanlar Sofular köyü kadınları. Cahide Özden, tarlaya, bağa bahçeye giderken tozun içinde kaldıklarını söylüyor. Meliha Eskicioğlu taşocağında dinamit atıldığını ve toz bulutunun köye indiğini belirterek, "Bahçelerimiz, ürünlerimiz hiç olmuyor"  diyor. Yetkililere yaptıkları başvurulardan hiçbir sonuç çıkmadığını belirten Eskicioğlu, "Birgün traktörü sabanı alıp toplanıp gideceğiz bakalım. Başka çaresi kalmadı" diyor.  Naciye Sağlam ise taş ocağı şirketine orada çalışmasına izin verenlere tepkili; "Kimden izin almışlarda o işi yapıyorlar. Domateslerimiz, üzümlerimiz kurudu hep. Köy yerinde çarşı domatesi, fasulyesi, sebzesi almak zorunda kalıyoruz. Taş arabaları geçtikten sonra köyün her yanı kireç ocağı gibi oluyor" diyor. Fatma Adışen, evinin yolun kenarında olduğunu, tozdan camı, kapıyı açamadıklarını söylüyor.
MISIR EKTİM İÇİNE GİREMİYORUM TOZDAN
Mehmet Emin Akcan'ın ise tarlası yolun kenarında. Mısır, fasulye, kavun, bamya gibi birçok sebze, meyvenin ekili olduğu tarlasının kamyon tozları nedeniyle ürün vermez hale geldiğini belirten Akcan, "Bahçenin bitişiğindeki tarlaya mısır ektim. İçine girilecek gibi değil, olduğu gibi toz. Şirket kazansın tamam ama insanlar burada toz solumak zorunda değil".
SOFULAR 'YARALI YÜZ' OLDU
Sofular köylülerinden Şuayip Odabaşı bir öğretmen. Altı tane yayınlanmış şiir, öykü, anlatı kitabı bulunan Odabaşı, antik Asartepe'yi tam karşıdan gören bir tepeden manzarayı göstererek; "Çocukluğum buralarda geçti. Şimdi bu durumu gördükçe içim acıyor. Asartepe bu hale geldikten sonra ben Sofular Köyüne 'yaralı yüz' demeye başladım" diyor. Sofular köyünün ve Asartepe'nin 1. derece SİT alanı olması gerektiğini kaydeden Odabaşı, "Asartepede kale kalıntıları, daha henüz el değmemiş tümülüsler var. Köyün içinden çıkan çok güzel bir heykel başı şu anda Çanakkale Müzesinde. Müzedeki haritada Sofular köyünün olduğu yere kırmızı bir nokta konulmuş, 'burası çok önemli' diye. Gelin görün ki, Müzeler Müdürlüğü kayıtlarımızda orasıyla ilgili bir bilgi yok diyebiliyor. Buradaki antik kalıntılar nedeniyle Asartepe'de arazileri bulunan köylülere tapu vermeyen devlet tepeyi bir şirkete vererek taş ocağı yaptırdı. Bu nasıl bir çifte standarttır" dedi.
SİT DİYE TAPU VERMEDİLER BİZE
Babası Mehmet Dereli'nin yıllarca Asartepe'de yaşadığını  ve  ömrünü burada tamamladığını söyleyen oğlu Ali Dereli, yıllardır işledikleri araziden kendilerine hiç birşey vermeden "Burası SİT alanı" diye çıkarıldıklarını söyledi.
Emekli öğretmen Mehmet Hakçalı ise, Asartepedeki taş ocağına giden yol üzerindeki ağaçların tozdan beyazlamış halini göstererek, "Gidin o yolda dize kadar toz vardır. Bu taş ocağına ÇED Raporu istenmeden izin verilmiş. Herhangi bir dava süreci açılmadı daha. Ama herkes şikayetçi, herkes mağdur. Bu tozun olduğu yerde hayvancılık, tarım mümkün değil. yakında insanlarda da başlar kanserler, diğer hastalıklar.
18 Ağustos 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...